Eski zamanlar

Ah! Nerede o eski bayramlar, nerede o eski ramazanlar, o eski aşklar, eski şarkılar, diye, söze başladığımız çoktur. Her insanın, özlediği bir eskisi vardır, yaşı ne olursa olsun. Eskiye özlem duymak, kaybedilene özlem duymak gibidir, eskide yaşamak değil. Ne, eskiyi bu güne getirebilirsiniz, ne de, eski ye gidebilirsiniz. Keşke, zamanda seyahat etme fantezisi gerçek olsaydı. İnanıyorum ki, geçmişe gidenler daha çok olurdu. Gelecek, bilinmeyendir. Kimse bilinmeyene gitmek istemez. Bu günkü aklım olsaydı, cümlesini, çoğumuz kullanmışızdır. Hataları düzeltmek işimize gelir, ama yaşamın anlamı kalmaz. İnsan, günahları ile yaşamak zorundadır. Hataları kabul etmek, erdemdir. Erdemli olmak zordur. Bu yüzden hayatımızı biraz yalan, biraz da hayal ile süsleriz. Yalan söylemeyi sevmem, hayatımda hiç yalan söylemedim derken, son yalanımızı söylemiş oluyoruz. Bu konuya, nereden girdim, bilmiyorum.

Eskiden, milli bayramlarımızı kutlarken, devlet ve hükümet erkanı, bir araya gelirdi. Türban diye bir derdimiz yoktu. Devlet Büyüklerimiz fraklarını giyerlerdi, Muhterem eşleri de modern giyimleri ve açık başları ile, onlara eşlik ederlerdi. Biz o zaman da İslam dinine mensup idik. Bu türbanı, kafamıza kim doladı, bilmiyorum. Türban, bu milletin arasına saçılan, nifak tohumudur. Bunun din ile ilgisi yoktur. Türbandan önce de, başlarını eşarp ile örten kadınlar vardı. Türban, kadınlarımızı daha bir Müslüman mı yapıyor? Kimi CHPli vekil, Cumhurbaşkanı ve eşinin vereceği, 29 EKİM Resepsiyonuna katılmayacaklarını bildirdiler. Bana göre, yanlış bir karar. Gideceksiniz, eşleriniz de yanınızda olacak, biz buradayız diyeceksiniz. Orası bir makamdır. Orada, bu gün, kimlerin olduğunun önemi yoktur. Yarınlar için orada olmalısınız. O makamda, bir zamanlar, TCni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet etmiş olan Abdullah Gül ve Eşi Hayrunisa Gülün, bu gün, Cumhurbaşkanı ve eşi olarak bulunmaları ne garip bir tecellidir, inanılmaz. Bu durum için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidesim geliyor. Dün, Türbandan şikayetçi idiler, bu gün Cumhuriyetten ve Cumhuriyeti kuranlardan şikayetçiler, ama, en üst makamda onlar bulunuyor. Bunda bir gariplik yok mu? Bu durum, 29 Ekim, resepsiyonu nu boykot edecek olan, CHP li vekillere, az da olsa haklılık getirmiyor mu? Ülkeyi, ne duruma getirdiler. Birbirimizin değerlerine, hep ters köşeden bakıyoruz. Giderek ayrışıyoruz. Bir zamanlar, Ülkemizi işgal etmiş olan yedi düvelin yapamadığını, bunlar yapacaklar. Bölünüp, parçalanacağız.