Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '14

 
Kategori
Söyleşi
 

Eşref Yılmaz'la "Acıyı bal eyledik"

Sevgili Eşref Yılmaz, bir konuşmamızda bana, “birçok aşkları terk ettik, ama ideolojimizle beslenen dostluğumuzu asla,” demiştin. Hiç unutmuyorum. Bu güzel sözünü biraz açar mısın?

“Çocuklar da Yazar.” Bu senin ilk yapıntın adıydı. Güzelim öğretmenliğinin son yıllarından damıttıklarınla yazın yaşamına geçişinin arakesitini anlamlandıran bu yapıtınla ilgili neler söylemek istersin? Çocuklar da yazar mı gerçekten? Aslında çocuklar kadar büyükler de okusun diye yazdığın bu kitabının asıl öznesi çocuklar… Neden özellikle çocuklar?

Yaşamının son otuz yılının en yakın tanıklarından biri olarak; saçlarında ve yüzünde taşıdığın tablonun bir adının da “sabırlı hüzün” olduğunu düşünüyorum. Birçok insanın aklının bile alamayacağı yalnızlıklarını çoğaltarak yüreğinin rengini değiştirdin. Hüzünle sabrın, dirençle hüznün kitabını yazdın, desem pek de abartmış olmam. Böylesi bir diyalektiğin adı oldu Yürek Rengi; şiirleşti sabrın, hüznün ve direncin… Senin için nasıl bir kitaptır o; yüreğinin renginde mi?

Bursa’nın Kemalpaşa’sından kalkıp İstanbul adlı dalgalı denize attın kendini. Uzun bir dinginlikten sonra yaşamın alabora yüzüne geçtin. Hangi düşlerle göçtün oraya; İstanbul nasıl bir kent, seni nasıl etkiledi? Sanatsal üretim ve tüketim bağlamında İstanbul’un dışında (taşrada) ya da içinde olmanın herhangi bir farkı var mı??

Uzun yıllar var ki, yazın-sanat etkinlikleri düzenliyorsun İstanbul’da. Sanki İstanbul’a gidişinin amaçlarından biri buydu. Ya da İstanbul bunun için seni çağırdı? Neler yaptın, neler yapıyor, nasıl yaşıyorsun?

Gerek teorik birikimin gerek İstanbul deneyimlerin ne gösteriyor bize? Genelde sanatımızın, özelde şiirimizin  durumu nedir, nereden gelip nereye gidiyor?

Hayalleri büyük, düşleri güzel, düşünceleri devrimci bir şairimizsin.

Birkaç arkadaşının da yazılarıyla yer aldığı  “Savaşın, Şairin, Kimliğin Sorgulanışı” adlı kitapta, bir şair olarak şairin, bir devrimci olarak aydının toplumsal anlamını, işlevini ve çağdaş yaşamdaki yerini sorguluyorsun. “Yazar yalnızca yapıtlarına karşı sorumludur…yalnızca kendisi için yazar” diyen postmodernistlerin bu yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsun? Bir yazar, şair, aydın nasıl olmalı, nerede durmalıdır?

Senin çok iyi bir gözlemci, biriktirdiklerinden ilginç bireşimler yapan, özgün ve özge düşünceler üretebilen yanlarının olduğunu biliyorum. Belki de bütün bu nedenlerle az, ama öz  yapıtlar veriyorsun. Bazı dergilerde şiirlerin yayımlandığını biliyorum, ama ötesini senden dinleyelim. Bu bağlamda tezgahında  neler birikti; hangi düşler, düşünceler, ne gibi tasrılar?

 


§ Hasan Hüseyin.

 
Toplam blog
: 74
: 569
Kayıt tarihi
: 11.03.10
 
 

1954 yılında Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Bardaklı köyünde doğdu. Türkiye’nin çeşitli yörel..