Evdeki bulgur...

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Köksal TOPTAN bir hukukçu. Bir başka deyiş ile hukuk eğitimi almış ve bu konuda da çalışmış birisi.

Bu nedenle, elbette ki <ı>“Hukuk” konusunda <ı>“Bilgili” birisi olarak konuşur. Daha doğrusu, konuşması gerekir.

Sayın TBMM Başkanı Köksal Toptan, <ı>“Anayasa Mahkemesinin karar verdiği bir konuda, Anayasa değişikliği yapılamaz denilemez. Bu, Anayasa yapım hukukuna aykırı bir iddia olur” demişler.

Aynen doğrudur…

Anayasa mahkemesi, Anayasa değişikliği konusunda kendisine yapılacak başvuruda, sadece <ı>“Şekil” yönünden olaya bakar. Yani yasanın yapılmasında kurallara gereği gibi uyulmuş mu, uyulmamış mı? Diğer bir açık deyiş ile inceleme <ı>“Anayasaya aykırılık” yönünden bakmaz.

Peki, <ı>“Türban” konusu eğer Anayasa Mahkemesi önüne giderse de aynı uygulama geçerli mi?

Burada görüşler muhtelif. Benim görüşüm (Sanki çok da lazım) eğer yapılan değişiklik, anayasanın ilk üç maddesini ilgilendiriyorsa, bu kez Anayasa Mahkemesi işi <ı>“Esas” yönünden incelemek durumundadır.

Yani, burada <ı>“Anayasa’ya aykırılık” söz konusu olur. Çünkü anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez ve değiştirilmesi bile teklif edilemez.

Eğer TBMM’den böyle bir yasa geçerse, yukarıda da belirttiğim gibi, önce <ı>“Şekil” yönünden baktığınızda, anayasanın değiştirilemez maddelerinin arkasını dolanarak değiştirme çabası ortaya çıktığından <ı>“Şekil” yönünden bakılması gerekir. Ve <ı>“Teklif dahi edilemez” hükmü uyarınca iptal kararı verilir. Esas yönünden baktığımızda ise devletin <ı>“Laik”lik ilkesini etkileyeceğiz için ayrı bir <ı>“İptal” gerekçesini oluşturur.

TBMM Başkanı Köksal TOPTAN bunu bilmez mi?...

Bana kalırsa bilmesi gerekir. Çünkü <ı>“O” bir hukukçu her şeyden önce ve ayrıca da TBMM Başkanı sıfatı ile tarafsız olmak durumunda.

Hatta…

TBMM Başkanı Sayın Köksal TOPTAN, bu yasa teklifi önüne geldiğinde, yukarıdaki gerekçeleri öne sürerek, yasa değişikliği teklifini iade bile eder.[1]

O zaman <ı>“Yargı”nın uyarılarını göz ardı etmenin ve bunun üzerinden yeni bir tartışma yaratmanın ne gereği var?

Gereği şu bakımdan var…

Önümüzde <ı>“Yerel Yönetimler” seçilecek ve AKP İktidarın elinde yeni bir <ı>“Mağduriyet” rolünü güçlendirecek konu gerek. İşte o konu, bu kez <ı>“Yargı” üzerinden işlenecek. Vatandaşın huzuruna çıkınca <ı>“Biz yapmayı istedik ama gördüğünüz gibi yargı engel oluyor” denilecek.

Arkasından da belki daha tehlikeli bir oyun sergilenmeye başlanacak ve bu kez de <ı>“Millete gidelim, bakalım o ne diyor” denecek. Çünkü bunun da <ı>“İşaret fişeği” atıldı. Cumhurbaşkanı Sayın GÜL, Kayseri’de yaptığı bir konuşmada <ı>“Bu kadar önemli konularda millete gitmekte yarar var” anlamı çıkacak bir söylemi ortaya koydu.

AKP <ı>“Milli görüş” düşüncesini kafasının bir köşesinde sürekli <ı>“Saklı” tutmaya devam ediyor ve buradaki düşünceleri birer birer ortaya koyuyor. Birer birer koyuyor, çünkü hepsini bir anda ortaya koysa, elindekileri bir anda tüketecek ve <ı>“Seçim kazanmaya yönelik mağduriyet oyunları” kalmayacak.

O zaman ne olacak?

İşte o zaman insanları bu kez dönüp kendi durumlarına bakacaklar. Görecekler ki, AKP’nin yönetime geldiği günden beri durumlarında bir arpa boyu iyileştirme olmamış. Üstelik Dimyata pirince giderken, evdeki, bulgurdan da olduklarını görecekler.

Şimdilik <ı>“Evlerdeki bulgur” yerinde duruyor.

Bakalım, Dimyat’a gidebilecek miyiz? Gidersek, pirinci bulabilecek miyiz? Bulursak alabilecek miyiz? Hadi alamadık!...

Biz, şimdi evdeki <ı>“Bulgur”a göz kulak oluyoruz.

28 OCAK 2008

[1] TBMM Başkanı Sayın Köksal TOPTAN, Kanal 7’de katıldığı söyleşide, "Teklif geldiği zaman Anayasa Komisyonu’na gönderecek misiniz?" sorusuna “Anayasa’nın 2. maddesini yürürlükten kaldıran bir öneri gelirse, elbette onu işleme koyamayız” şeklinde cevap vermiş.