Evet! Bıçak kemiğe dayandı ama sizin kemiklerinize değil.

Bu ülkede Sn Turgut Özal'ı ve Başbakan Erdoğan'ı tenzih ediyorum ama diğer siyesetçiler hep ''bıçak kemiğe dayandı'' lafını ''dilin kemiği yok'' rahatlığı içinde laf olsun torba dolsun diye söylediler. Eğer gerçekten bıçağın kemiğe dayandığını yumaşak dillerine dolamadan önce damarlarında bir nebze hissedebilseydiler bugün bıçağın kemiği kırdığı bir noktaya gelmezdik. Bu bencil, sorumsuz siyasetçiler yüzünden memleket bu kadar ağır bir bedel ödüyor ve gençler ölüyor.

Bu vurdum duymaz, bencil ve sorumsuz kişilerin bu gençlerin ölümü karşısında acaba! Bir nebze yüreği titriyor mu? Vicdanı sızlıyor mu? O tatlı hayatlarında  bir huzursuluk hissediyorlar mı? Yoksa, ''benden sonrası tufan'' Anlayışı ile sorunu kendilerinden sonrakilerin sırtına yüklemiş olmanın dayanılmaz hafidliği içindeler mi?

Şimdi! Bulunduğumuz noktada içi, dışı, kökü, gelmişi, geçmişi ne olursa olsun memeleket bir sorunla karşı karşıya. Oturupta suçlu arayıp, birbirimizi kızağa çekmeye çalışacağımıza, herkes çözüm konusunda bir irade göstermelidir. Gerçekte başkalarının felaketlerinden, ölümlerden acı, keder ve ızdarap duyan insanlar böyle davranırlar. Başbakan Erdoğan'ın bu konuda iradesinin olduğu bir gerçek. Sorun nerden kaynaklanırsa kaynaklansın sorun sorundur. Sorunlar çıktıkları kaynaklara göre yargılanmazar çünkü yargılamak sorunu ortadan kaldırmayacağı gibi soruna bir sorun daha katmaktan başka bir işe yaramaz. Doktorun hastalığın bedenin hangi hücresinde olduğuna göre yargılamayacağı gibi, sorumlu siyasetçi de sorunu yargılamadan ona yaklaşmak ve ortadan kaldırmak iradesi taşımalıdır. Başbakan Erdoğan'ın bu noktaya yakın olduğu düşüncesindeyim. Geçmişteki siyasetçiler bu sorun karşısında hep kafalarını kuma gömüp, kurnazca bir şekilde boşluğa kaçmayı tercih ettiler ve boşluğa kaça kaça meleketi uçurumun kenarına getirdiler. Şimdi Başbakan Erdoğanın karşısında iki yol var. Ya oda son anda boşluğa kaçmayı tercih edip memleketi uçurumdan atacak ya da cesurca bir şekilde acı gerçekle karşılaşmayı göze alıp ülkeyi aydınlığa çıkaracak. Çünkü bıçağın gerçekten kendi kemiğine dayandığını hissedenler ona asla kayıtsız kalmazlar.

Ve tarih bize şunu öğretmiştir ki, hepimiz gerçekten birbirimizin acısını hissedersek acı aramızda kalabilecek bir açı(boşluk) asla bulamaz. (m.ali şirin, tarih öğrt)