Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

Evlat ölümleri…

Sınandığımız anlar vardır; gün gelir sevgisizlik, an gelir parasızlık ile sınanırız. Sağlık ile sınandığımız da çoktur ama acısı bitince unutur gideriz…

En sevdiğimiz anamızı-babamızı kaybederiz; içte bir yangındır: Bir söylediği söz, son bakış, son dokunuş…

Son gün yanına girmeme izin vermişlerdi beş dakikalığına, uzanıp elimi tutmuştu… Kaç yıl geçti, koskoca kadınım, hala babam gibi elimi tuttuğum olur!

Kendi kendime…

(Anneme sağlıklı uzun ömürler diliyorum)

******

Kardeş kaybetmiş biriyim; hala hafızam oyun oynar: Bir türlü anımsayamam, rüyalarımda göremem… Çocukluk halimden kaynaklanan bir-kaç anım vardır; hala kendimi kahreder dururum! Affedemem!

Evlat ölümüne tanık olmuş bir anne-babanın evladıyım.

Yedi yaşında kız kardeşimizi tedavisi mümkün olmayan bir hastalık nedeniyle gökyüzüne uğurladık…

Rahmetli babamın ağladığını gördüğüm ilk ve son kezdir!

******

“Ölüm oyunu” oynardık! Niye oynardık, hala bilmiyorum!...

İki kız kardeş en küçük kardeşimize oyun yapardık: Durduğumuz yerde bir tarafa kaykılır, “Ben öldüm” derdik.

“Ölme abla, ne olur ölme! “Sen de ölme Abla!” derdi, biz gülerdik…

O’nun ölüm ile randevusu varmış, bilemedik!

Çocukça bir oyun böyle koyar mı insana?

Koyuyor, vallaha!

******

Evlat acısını yaşayan bir aileyiz; anne-babamız nasıl yaptılar, bilmiyorum, birbirlerinin göğsünde acılarını yaşadılar sanırım, zira bir süreden sonra bize belli etmediler.

Ben ve kız kardeşimi özenle gözetmişler, şimdi daha iyi anlıyorum!

******

Tedavisi olanaksız bir hastalıktı, lakin can; uğurlamak, toprak ile örtmek ne kadar kolay?

“Üşümesin” diye üstüne titrediğin yavrunu soğuk topraklar altına koyup, gitmek!

Minnacık bir beden…

******

Gencecik, dalyan gibi, bedenleri trafik kazası sonucunda toprağa koyuvermek; üstüne toprağı yorgan diye atıvermek de ayrı zor!

Ahh, yürek! Ne sağlık dinliyor, ne trafik!

Bir de bile-bile ölüme gitmek var!

“Askerlik vatan borcu” diyerek davul-zurna ile uğurlanan askerler dönmez oluyorlar sağ-salim memlekete; “Acı haber” diye bir başlık atılıyor; Bir kurşun tam da gelmiş kalbinin üstüne!

Bir diğerini mayın paramparça etmiş; diğerinin ki bombalı saldırı sonucu infilak etmiş; bir anne-baba düşünün, oğlu askerde ve sizden örnek doku alacağız diyorlar: “Olmasın, dokum uymasın! Ölen benim oğlum olmasın!” diye yalvar yakar dua ede ede yol tepen ana-babalara empati yapamayan kişiler ciddi anlamda “ Ölüm”ü yaşamamış kişilerdir!

******

Boşuna değil, kişi kendinden bilir işi, denir: Ödüm kopar birini gereksiz yere üzerim diye!

Ölümü erken yaşta tanıyan insanların doğasında vardır: Neyin kavgasıdır, paylaşılmayan nedir?

“Aman diyeyim, ortak bir nokta elbet vardır; yeter ki ölüm olmasın!”

******

Sırrı Sakık’ın oğlu vefat etti; Allah rahmet eylesin, “Durdurun kanı” dedi, bir babanın feryadıydı, Trabzon’da elli yaşında bir kadın da aynı şeyi söyledi; Hükümeti de aldığı tavırdan dolayı eleştirdi diye şehit cenazesinde linç edilecekti!

İlle de evlat gömmek gerekmiyor beyler bayanlar; çocuklarınıza bir bakın ve son görüşünüz olduğunu tahayyül edin, yeter!

Bir hastalığa ne kadar kızabilirsiniz? Tedavi aşamasında yetersiz kalınmasına kızabilirsiniz, çok doğal, lakin sapasağlam çocuğunuzu teröre kurban verdiğinizde durum daha vahimdir!

Hoşgörü ve empati, sanıyorum, yaşanmışlıklarla ilintili; bir evlat nasıl kara topraklara gömülür, nasıl üzerine toprak atılır; o eve nasıl girilir, hayaller nerededir, bir mendilde bir koku var mıdır, bir gömlekte diye nasıl aranılır?

Böyle bir sınavdan geçmeyelim, umarım, kimse kusura bakmasın böyle bir sınavdan geçip de “Vatan sağ olsun!” diyenleri iki gruba ayırıyorum: Biri Türkiye Cumhuriyeti kuruluş aşamasında var olup da, “Vatan sevgisi” taşıyanlar…

Diğer grup ise; hükümete zeval gelmesin diye uğraşanlar!

******

Yine de ne diyeyim: Kimse evlat acısı ile sınanmasın!

“Başkalarının evlatlarını ekmek, su gibi harcayanlar var; kendilerini ve çocuklarını her türlü korumaya almışlar” diyeceksiniz; “Allah’a havale edemiyorum”, vallaha, Allah akıl vermiş, şuur vermiş, Atatürk de cumhuriyet ihsan eylemiş; hakkını korumak da, bir zahmet, sana kalmış!

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..