Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '15

 
Kategori
İlişkiler
 

Evlilikler neden bitiyor? Aile niçin dağılıyor? İlişkiler neden sıkıntılı? Çözüm var mı?

Evlilikler neden bitiyor? Aile niçin dağılıyor? İlişkiler neden sıkıntılı? Çözüm var mı?
 

1994 yılıydı, o zamanla Kazakistan'da eğitmendim ve bir öğrencim beni çok şaşırtan şöyle bir cümle kurmuştu "There wll not be marriages in the future" ( Anlamı: Gelecekte evlilikler olmayacak ). Bu sözün dilbilgisi yönüyle doğruluğunu bırakmış sözün ne kadar doğru yada yanlış olabileceğini düşünmüştüm. Bu öğrencinin geleceği ne kadar iyi bir şekilde gören bir bizyona sahip olduğuna şaşırmıştım.

Peki nede Dünyada ve Türkiye'de evlilikler bitiyor?

Eskiden kadınlar kırsalda aile içinde en çok sömürülen unsurdu. Kırsal kesimdeki erkekler part time çalışıyordu. Kadınlar cahildi ve geleneksel islamın cuma namazlarında kendisine dayattığı erkeğin kölesi olma posizyonuna tamamen teslim olmuş durumdaydı.

Şehirdeki yaşamda eğitimi artan kadın yavaş yavaş ekonomik özgürlüğünüde aldıkça erkeğin hegamonyasına karşı bayrak açtı. Erkek yüzyıllardır süren sömürüsüne AB müktesabatıyla ve yeni yasalarla devlet desteğinide alan bayrak açan kadına karşı eskisi gibi davranamayacağını anladığında karşı bayrak açtı ve zaten gittikçe artan ekonomik koşulların zorluğunda hiçte alışık olmadığı adının patroniçe olmaya başlamasına tahammül gösteremedi. Erkek için iki yol kalmıştı, ya herşeye rağmen idareci olacak ve çocukların hatırına içinde bulunduğu ve hiçte alışık olmadığı duruma katlanacak yada evi terketip annesinin evine yerleşecekti.

Artık kadını sömüremeyen erkek ne yapacağını bilemiyordu. Yeniden evlenmeye korkuyordu zira yasa koyucu kadına haklarını iade etmişti. Bu nedenle erkek bekar kalmaya karar verdi ve çok azı evlenmeye yanaşır oldu. 

Üniversitede tanıştığı akranıyla evlilik hayalleri kurup evlenen ve hayat kuran gençler hayatın zorluklarıyla daha da zor baş eder hale geldiler. İlk sınavda boşanmalar yaşanmakta. Evlilik belli bir sahiplenme duygusunu kıskançlığı da beraberinde getirdiği için flört durumunun belli bir özgürlük alanıda ortadan kalkınca ve cicim ayları da geçip taştan ağır faturalar posta kutularından ayaklarına düşünce evlilik hayalleri zamanla hayal kırıklığına sonrada kabusa dönüşmekte. Gençler bir yanda tüketim çılgınlığıın bankalara borçlanmayı ibadet haline getirmesiyle diğer yandan asosyal medya ile alıştıkları haberleşme özgürlüğünün evlilikle kısıtlanmasıyla ve dah bir çok nedenle tahammül edemeyip soluğu mahkemede almaktalar. 

İlk evliliklerinden büyük bir düş kırıklığı ile ayrılan eşler ikinci evliliklerinde de aynı sorunu yaşamamak için yoğurdu üfleyerek yemeye başladılar.

Boşanan ve küçük çocukları olan kadınlar genellikle çok büyük fedakarlık yaparlar çünkü annedirler ve asla yuvayı yıkan taraf olmak istemezler, kocalarının çapkınlıklarına bile göz yumarlar, alttan alırlar, yeterki evladı babasız büyümesin diye düşünürler. Üvey babaların gazetelerdeki korkunç hikayeleri filmlerdeki öyküleri onları endişelendirir ve en çok GÜVEN öne çıkar ve asla güvenmedikleri erkeğe yanaşmak istemezler. Diğer yandan ayrıldıkları dönem içinde zaman zaman sadece anne değil kadın olduklarınıda hatırlarlar ve kadınlıklarıyla analıkları arasında git gel yaparlar. Onları anlayan onları dinleyen en azından bir nefes olsun isterler.

Aynı durum erkek içinde geçerlidir. İlk evliliğinde yaşadığı hayal kırıklıklarıyla yalnızlığın dayanılmaz sancısı yürklerini kaplar, etraflarında uygun durumda olan bayan arkadaşlarıyla günü kurtarma derdindedirler, bir yanda yeniden aile yaşamını özlerler bir yandan evlilikten korkarlar ve uzak durmaya çalışırlar. Boşanan erkeğin en çok aradığı şey hayatının düzenli olmasına alışmışken yemek çamaşır bulaşık vb bir anda bunların olmamasıd ek bir tsadır artık.

Boşanan erkekler evlenmek yerinde  çoğunlukla birbirlerini kısıtlamayan ilişkiler aramaya başlarlar.

Kadınlar ise tekrar güvenebileceği bir erkekle hayatlarını birleştirmek isterler.

Kadınların ve erkeklerin bir çoğu güvenebildiği, maddi sıkıntının bulunmadığı, manevi desteğin güçlü olduğu bunları verebilecek bir eş bulmaya çabalamaktadır. 

Erkeklerin bir çoğu kadının ne istediğini bildiği için sanki bunu ona verecekmiş gibi davranmakta, arkasından alacağını aldıktan sonra onursuzca terk etmete. İlişkiye başlamadan önce kadına en kıymetli zamanlarını ayırırken, hedefin ulaşıp keşfini yaptıktan sonra zamanının olmadığını yoğun olduğunu bahane ederek kaçmaktadır. Bu ve buna benzer durumlara çevremizde maalesef çokça karşılaşmaktayız.

Aslında kadın makyajla gerçeğin üstünü örtünce aklı başında giden erkekte yalana baş vurmakta ve o da gerçeğin üstünü örtmektedir.

Bir programda Perihan Savaş'ın konuğu idim ve bana "Makyaj yapmanın günah olup olmadığını sormuştu" bende bununo zaman cevabını net olarak bilmediğim için söylememiştim, konunun uzmanı değildim ve bununla ilgili araştırmada yapmamıştım.

Ancak

İşin gerçeği makyaj yapan kadın yalana hazır olmalıdır.

Ailelerin dağılmasına tekrar dönecek olursak...

Evliliklerin gelecekte işi çok zor, zira şehirleşme ve modern şehir hayatı, hayatın zorlukları, pahalılıkla mücadele etmek gittikçe zorlaşıyor.

Ailenin, kocanın, kadının ve çocukların işi çok zor. 

Bütün sıkıntıların en büyük kaynağı geçim sıkıntısı, yozlaşmadır.

Devletin aileden sorumlu devlet bakanlığı var ama devlet bu askari ücretle bu aile nasıl ayakta kalabilir, insanlar nasıl geçiniyor diye hiç sormuyor.

Cemaatler ve partiler sadece kendi yandaşlarına iş veriyor, işe alıyor.

Bunca pisliğin içinde bu aile nasıl dayansın nasıl dirensin?

 

 

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..