Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '08

 
Kategori
İnançlar
 

Evren dişi mi?

Evren dişi mi?
 

Babasız doğumun ilk örneği mi?



Bazen karşımıza yanıtsız sorular çıkar. İşte bunlardan en ünlüsü: Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

İyi de horoz bunun neresinde? Yumurtadan çıkacak civcivin cinsiyetinde mi?

Yumurta olmadan tavuğun olması olası değil. Ama, yumurtanın civcive dönüşmesi için horoz da gerekiyor. Yumurta tek başına tavuğu doğurmuyor. Tavuk da tek başına yumurtayı döllemiyor. Horoz bu sahnede gerekiyor.

Şimdi soralım kendimize: Adem mi Havva'yı doğurdu, Havva mı Adem mi?

Bugüne kadar tek erkek hücresinden yeni bir canlı yapılamadı. Ancak, tek dişi hücreden yeni bir canlı üretildi. Hz. İsa'nın doğumu da buna örnektir. Bilindiği gibi Hz. Meryem İsa'ya hamile kaldığında bakiredir, kocası yoktur. Kutsal kitaplar bunu böyle yazar. Ama, belli ki üreten ve yaratan dün de kadındı bugün de kadın. Oysa daha da çarpıcı ve daha da dinsel şölene dönüşmek için, Hz. İsa bir erkeğin kaburgalarından yaratılamaz mıydı?

Evren yaratılmıştır. Evrenin bir köşesinde de üzerinde yaşadığımız dünya yaratılmıştır. Biliyoruz ki bütün evreni yaratan yüce Allah, doğmamıştır ve doğurmamıştır. Allah'ın cinsiyeti yoktur. Ama, varsa dişidir ya da olsaydı mutlaka dişi olurdu. Çünkü, yaratandır, bağışlayandır, acıyandır, sevendir, affedendir, şevkât edendir, koruyandır, kollayandır, doyurandır, besleyendir, dertlere çare bulandır, yarattıklarını sevgiyle kucaklayandır...

Bütün bunlar annelik özellikleri değil mi?

Bir önceki yazımdaki iddiamı burada yineliyorum: Dünyadaki ilk insan türü canlı Adem değildir, Havva'dır. Ya da siz bu canlının adına ne derseniz deyin, dünyadaki insan türü canlının ilk örneği kadındır. İsterseniz siz buna dişi deyin fark etmez.

Bakınız, Hz. Meryem, Hz. İsa'yı babasız dünyaya getirirken Cebrail'in nefesi ile hamile kaldığı söylenir. Kuran- Kerim'in, Meryem Suresi'nin, 17. Ayeti'nin son satırları şöyledir: "Biz ona Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü."

Bu satırdan yola çıkarsak aklımızı kurcalayan bir kaç soruyu da sormadan geçmeyelim. Şimdi soracağım soruyu yıllar önce "Tanrıların Arabaları" adlı kitabında Erich von Daeniken sormuştu, ama yinelemek istiyorum. Allah'ın bir ve tek olduğunu hepimiz biliyoruz ve inanıyoruz. Peki en son inen ve yanlışı olmayan Kuran-ı Kerim'de neden Allah adına yapılan işler çoğul olarak kullanılıyor? İşte örnek yukarıdaki ayet. "Biz ona Cebrail'i göndermiştik de..." diyor da "Ben ona Cebrail'i göndermiştim de..." demiyor. Sonra, Cebrail, Meryem'e insan şeklinde görünüyor. Yani bir insanın yapabileceği tüm eğlemleri yapabilme iradesi kendisine veriliyor. Ve Meryem İsa'ya hamile kalıyor. Nasıl hamile kalıyor? Hıristyanlığa göre İsa'nın babası Allah'tır. Müslümanlığa göre Allah sadece Cebrail'i insan şeklinde yollayarak "Meryem'in hamile kalmasına katkı" sağlamıştır. Allah, insan şeklinde Cebrail, hiç cinsel ilişkiye girmemiş Meryem ve dünyaya gelen İsa... Benim düşündüğümü düşünüyor musunuz?

Ve gün gelir Hz. İsa, Yahudi olan ve fakat başkaldırıp isyan eden ve yeni bir din için taraftar toplayan İsa bu suçundan dolayı ölüm cezasına çarptırılır. Çarmıha gerildiğinde son sözleri şu olur: "Baba, oğlunu böyle yalnız mı bırakacaktın?"

Müslüman inancına göre İsa çarmıha gerilmemiştir. Onu ihbar eden İsa şekline dönüştürülmüş ve o çarmıha gerilmiştir. Yine de İsa'nın çarmıha gerildiği çiviler Çemberlitaş'ın altındadır. Ve ben bir başka yazımda iddia ettiğim gibi yine yazıyorum: Hz. İsa'nın mezarı da Çemberlitaş'ın altında. On yıllardır süren Çemberlitaş onarımı bunun kesin delilidir. Hz. İsa'nın mezarı Çemberlitaş'ın altında demek, İstanbul'u Hıristiyan dünyasında nasıl bir konuma sokar o bilinmiyor. Bu nedenle de gerçekler açıklanmıyor.

Şimdi biz dönelim yeniden ana konumuza.

Yukarıda yüce Allah'ın niteliklerini saydım. Dedim ki bunlar annelik nitelikleridir. Ve Allah'ın bir cinsiyeti olsaydı mutlaka dişi olurdu.

Çevrenizdeki hayvanlara bir bakın. Ya da belgesel kanallardaki hayvanlar dünyasındaki yaratılanların annelerine bir bakın. Dünyaya getirdikleri yavrularının üzerlerine nasıl titriyorlar? Babalar gibi dünyaya getirip bir yerlere kaçmıyorlar. Anneler, daha yavrusunu dünyaya getirir getirmez onları kendilerince temizliyor, yıkıyor. Karnını doyuruyor. Yavrularına yuva buluyor ya da yapıyor. Onları düşmanlardan koruyor. Kendisi aç kalsa bile asla yavrusu doymadan kendini doyurmuyor. Yavrusu bir yerlere kaybolsa onu bulana kadar seslene seslene arıyor. Yavrusu ölse oturup başında saatlerce ağlıyor.

Baba nerede?

Bazı havyanların babaları kendinden olmayan yavruları parçalayarak öldürüyor. Ama, hemen hemen bütün hayvan türlerinde erkek, dişiyi dölledikten sonra görevini yapmış sanıyor. Ya da ona verilen görev o. Yavrunun bütün gelişimi annenin üzerinde.

İnsanda da durum aynı değil mi?

Buradan nereye varmak istiyorum?

Allah'ın bütün nitelikleri dişiliğe ya da anneliğe daha yakındır. Böyle bir varlığın dünyada önce erkeği varetmesi olası değildir. Önce Havva olmadan Adem'in yaratılması olası değildir. Çünkü erkek hücresinden üreme olmaz. Ve yaratan, doğuran hep dişidir, kadındır.

Şimdi de son bir anlatı:

İslâmiyetin henüz ilk günlerinde Hz. Muhammed sokakta geziniyormuş. Eski bir evin kapısı önünde ağlayan kadına rastlamış. Merak etmiş, sormuş:

"Neden ağlıyorsun kadın, derdin nedir?"

Kadın Hz. Muhammed'in önünde diz çökmüş. Hz. Muhammed, kadını omuzlarından tutup ayağa kaldırmış.

"Allah'tan başka hiç kimsenin önünde diz çökme" demiş. Sonra yeniden neden ağladığını sormuş.

Kadın:

"Dün bilmeden bir günah işledim, şimdi cehennem ateşlerinde yanacağım" demiş.

Hz. Muhammed kadının gözlerinin içine bakmış:

"Senin çocukların var mı?"

"Evet üç çocuğum var" demiş kadın.

Bunun üzerine Hz. Muhammed sormuş:

"Onlardan hangisini ateşe atarsın?"

Kadın irkilmiş, gözleri açılmış, geriye doğru bir adım adım atmış:

"Aman Allahım! Allah korusun hiç birini atamam" demiş.

Bunun üzerine Hz. Muhammed:

"Merak etme" demiş "Yüce Allah senden daha merhametlidir."

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..