Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '07

 
Kategori
Felsefe
 

Evren Tanrı'nın gördüğü bir düştü.

Evren Tanrı'nın gördüğü bir düştü.
 


Çekim yasası son yıllarda çok satan kitapların eşliğinde iyice popüler oldu. Bu çok satan kitaplardan birinin yazarı da bana bu yasayı bundan 17 yıl önce göstermiş olan sevgili eğitmen dostum Nil Gün'dür.

Ama sadece düşünmekle olmuyor. Bu düşünceyi yoğun duygu ve düşlerinizle sürekli canlı tutmak için besleyecek
siniz. Ve eğer düşünceler gerçek oluyorsa düşlerimizin gerçekleşmesi de mümkün öyle değil mi ?

Evren gerçekleşmeden önce sadece bir düştü. Tanrının bir düşü. Tüm gerçekler varolmadan önce bir düştü.

Evren önce bir düşünce olarak varoldu. Henüz sessiz ve durağandı. Bu düş bir düşünce olarak belirmeye başladığı anda kendini de ifade etmeye başladı. Yoğunluk kazandı ve gerçek oldu. Bir düşünceden kendini varetti. Tanrı bu evreni düşledi ve düşünerek tasarladı. Bu Tanrı'nın tasarladığı en büyük düştü.

Bizler de Tanrı'nın bir sureti ya da parçası olarak düşlerimizi tasarlayarak gerçekleştirmiyor muyuz ? Bu tasarımın ortalık yerinde birden durup da "hayat çok zor, insanın istediği hiç bir şey gerçekleşmiyor" demenin ne manası var şimdi ? Düşüncenin içinde muazzam bir enerji potansiyeli var ki bu enerjiye duyguyu da eklersek hem yoğunluk hem de hız kazanır.

Eğer evren böyle yaratıldıysa biz de istediğimiz şeyi yaratabiliriz . Tasarlamaya başlarız beyin kıvrımlarına yüreğimizi de katarak düşünce ve duygularımızı istediğimiz şeye odaklayarak, yoğun bir biçimde ve hiç durmadan olacağına dair isteğini belirterek ve farkederek yaratırız. Bunun için en kolay yol meditasyon yapmaktır.

DÜŞLERİMİZİ TASARLANMIŞ BİR DÜŞÜNCEYE ÇEVİREREK VE YOĞUN BİR DUYGUYLA BESLEYEREK İSTEDİĞİMİZ HERŞEYİ VAREDEBİLİRİZ !

Duaların gerçekleşmesi veya mucize diye adlandırdığımız durumlar zannedildiği kadar ender değildir. Bu, Tanrı'nın bize bahşetmiş olduğu muazzam güç olan kozmik enerjimizi tam kapasiteyle kullanmaktır. Onun bizim için sevgiyle yarattığı yeteneklerimizden birini kullanırız. Yaşamak sanatı dediğimiz böyle olmalı.

O bize bu dünyayı sevgiyle verdi biz de sevgiyle yaratabiliriz. Başkalarının zararına gerçekleştirilen her düşünce eninde sonunda düşünce sahibinin canını yakar. Belki de hayatın anlamı bu harikulade potansiyel gücü doğru kullanmakla başlıyor. (Hani bazen "hayat ne kadar anlamsız " diyoruz ya!)

Yokederek değil, varederek, başkalarına zarar vererek değil fayda sunarak, yaşamı yeniden ve yeniden yaratmak elimizde. Doğru seçimler yapmak, hayatta kalmak ve öğrenmek. Bilgeleşmek. O zaman bu kadar öfke, acı, savaş, korku, kibir ve cehalet dolu bir dünya da varolmazdı.

Hoşça olun !


Kaynak :
www.psikospirituel.com

 
Toplam blog
: 103
: 2248
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

 Hacettepe Üniversitesi'nde Psikoloji okudu. İ.Ü. Gazetecilik mezunudur. Öğrencilik yıllarında İn..