Evrensel Aydın

Gerçekte toplumlar, çıkarlar üzerine inşa edilmiştir. Toplumları saran sarmalayan çıkar grupları genellikle rekabetten beslendiğinden toplumların vitrine çıkardığı kişiler o toplum bazlı düşünmek zorundadır.

Gerçekte düşünür çoğu zaman yeterli üretim araçlarından yoksundur. Bu bakımdan düşünüldüğünde söz konusu kişinin topluma tanıtılması, eserlerinin reklamının yapılması para gücüyle olmaktadır. Bu para genellikle egemen güçler olan dini, ekonomik, devlet tabanlı beslendiği sürece bağımlıdır. Bu durum ne yazık ki, bazı ülkelerde yabancı yatırımcılar, sözde vakıflar tarafından ödendiğinden sağlıklı, tarafsız düşünür bulmak zordur. Bu durum genellikle egemen sözde devletlerde çok sıkça rastlanır bir durumdur.

Pekâlâ, uluslar arası ün kazanmış sözde aydın bilir ki, dünyada tüm olumsuzlukların sebebi aslında gelişmiş ülkelerin zihniyetidir. Söz gelimi Ortadoğu’da, Asya’da, Rusya’da, Türkiye’de, Afrika’nın, Güney Amerika’daki problemlerin sebebinin ne olduğunu bilir. Ama ona biçilen görev, olayları süsleyip allayıp pullayıp bir şekilde egemen güçlerin lehine çevirmesidir. Doğa katliamının en büyük sorumlusu Amerika ve Amerikan petrol şirketleridir. Ancak Amerika merkezli Greenpeace nedense az gelişmiş ülkelerde ciddi eylemlere imza atarken asıl hedefin dünyadaki üç beş ülke olduğu gerçeğini genellikle pas geçebilir.

Yaptıklarının yanlış olduğunu savunduğumdan değil, eylemlerini söz konusu ülkelere odaklamış olsalar, dünya üzerinde o ülkeleri rezil-kepaze etmeleri pekâlâ mümkün. Ancak O devletler gerçekte egemen devletler olduklarından ipliklerinin pazara çıkarılması cesaret ister. Çünkü onların doğrudan öldürme, yok etme hakkı var. Diğerlerinde olmayan bu hak sadece onlara mahsus…

O halde dünyada gerçek aydın nedir... Bence insanlar doğma, bölge seçme, renk seçme, hakkına da sahip değiller. Din bile seçebildiklerini çoğu zaman düşünmüyorum. Neticede toplumun onlara verdiği kimlik çerçevesinde davranıyorlar. Kimi Müslüman olduğunu, kimi Hıristiyan, kimi de Yahudi olduğunu iddia edip yaşayıp gidiyor işte. Ama hepsinin gördüğüm kadarıyla sorunları özünde aynı. Hayata bakışları da üç aşağı beş yukarı aynı. Yani hepsinin hayalleri var, ama kimin umurunda. Farkında olmadıkları aslında bir grup düşünce ya da akımın pazarının elemanları. Affınıza sığınarak bu durumu ben aynı merada otlayan atların belirli sahiplerce binmek ve savaşmak, savaştırılmak üzere ehlileştirilmesine benzetiyorum. Öyle ki bu atlara hem biniyorlar, hem savaştırıyorlar, hem de çalıştırıyorlar. Uyanmasınlar diye, teoriler, felsefeler…

Evrensel bir aydın bence tüm bunları açıklıkla haykırabilendir. Ama tüm dünyada iletişim ağlarının tamamı bu kişi ya da kişilere kapalı olduktan sonra ancak sadece savaş ve sadece kan isteyen ve bunu da güzelce paketleyen aydın görmeye devam edeceğiz. Teori, teori, teori…
Sakın Uyanmayın! Efendi, efendi savaşa devam. Efendi öyle istiyor…