Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Eylemciyi anlamak

Uzunca bir süredir bunu yapmaya çalışıyorum. Hayır; AKP yandaşı ya da RTE ci değilim. Siyasetten, milli gelirden, devlet politikalarından, özelleştirmelerden filanda da öyle aman aman anlamam. Kafayı, bütünün diğer parçaları olan insanı anlamak ve daha iyi iletişebilme sanatında ustalaşmak için bozmuşlar dan biriyim. İki gündür sosyal medya da farklı bir strateji uygulandığını fark ettim. Gezi eylemine destek verenlerin, vermeyenlere karşı ikna, hoşgörü, sizi seviyoruz biriz mesajları.

Bu sefer de bu yeni adım üzerinde kafa patlatmaya başladım. Tam da dün, eylemlere aktif katılan kadim bir dostumla bir saati aşkın yaptığımız telefon konuşmasının üzerine geldi bu yeni adımlar. Bu uzun konuşmadan sonra yine uzunca bir süre düşündüm düşündüm ve onu anlayabilmek için tüm hücrelerime, nöronlarıma talimatlar verdim ama, cıks. Baktım olmuyor. Her ne kadar kendimi AKP li ya da RTE ci olarak nitelendirmesemde sonuçta sağ görüşle yuğulmuş bir yetişme tarzım vardı. Fikirlerimi, hislerimi ve dünya görüşümü o tarafa daha yakın buluyordum. Muhtemelen anlamada bu kadar zorlanmamın sebebi buydu.

Ve bu sabah;

Tv kanallarını dolaşırken bir anda çark ettim. Zihnimdeki ampulun siviçini gördüm ve kaybetmemek için hızla bastım düğmeye.

Şimdi ışık yanınca aydınlıkta neler gördüğümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu yazıyı okuduktan sonra anlattıklarımı mümkünse bir duş alıp, tüm statik elektriğinizden kurtulduktan sonra, üzerinize sentetik olmayan bir kıyafet giyerek sessiz ve loş bir ortamda, gözlerinizi kapatarak düşünmenizi öneririm. Bir nevi meditasyon yapmanızı istiyorum.

Şimdi ağzınızdan derin bir nefes alın. Beşe kadar sayın ve burnunuzdan yavaş yavaş geri verin. Bu nefes egzersizini 7 kez tekrarlayın.

Şimdi olaya girelim.

1995 yılındasınız. İktidar koalisyonunda CHP var. Sivas Cumhuriyet üniversitesinde meslek yüksek okulunu birincilike bitirmiş bir başörtülü bir kız yemin töreninden kovuluyor, ağzı kapatılıp kepi başından alınıyor ve sen layık değilsin yemin edemezsin denip müdür tarafından hakkında soruşturma açılıyor. https://www.facebook.com/photo.php?v=153808028133925

Eşinle ve çocuğunla tatile gidiyorsun. Dini görüşlerinden dolayı plajda denize girmek yerine kalabalığı da rahatsız etmemek için kayalık çok fazla kişinin olmadığı bir yer bulup tesettür mayolarınızla karı koca denize giriyorsunuz. Oradan geçen bir kadın;

burası İran Arabistan değil. Denizi kirletiyorsun örümcek kafalılar diyerek hakaret ediyor ve darp ediliyorsun. http://www.gundemanset.com/2013/05/tesetturluye-hakaret-eden-kadina-hapis/ (bu olay 2010 da yaşandı. Darp eden şahıs ceza aldı)

Büyük bir iş adamısınız. Aileniz ve ülkeniz için hızla büyümek ve daha başarılı olmak için çabalıyorsunuz. Bir anda nereden geldiği belli olmayan bir takım emirlerle, sadece mutaassıp bir yaşam tarzınız olduğu için ticaretinizin ve girişimlerinizin engellenmesi ile karşı karşıya kalıyorsunuz. https://www.facebook.com/notes/tevhid-yolunda/28-%C5%9Fubatta-ye%C5%9Fil-sermaye-diye-araba-bile-almam%C4%B1z-engellendi/10150103470279912

Ted koleji ve Harvard üniversitesindeki eğitiminizi tamamladıktan sonra ülkenizde milletvekili oluyorsunuz. Yemin etmek için meclise girdiğinizde neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. İnancınız gereği yaşadığınız için, çirkin bir psikolojik linç ve hakarete uğruyorsunuz. Dönemin başbakanı tarafından şu kadına haddini bildirin sözleri ile meclis den ve TC vatandaşlığından atılıyorsunuz. http://www.youtube.com/watch?v=yD1VWfUQLQQ

Siyasi, ticari, eğitim ve sokaktaki vatandaş adına verilen bu örneklerle varlığınızı ve saygınlığınızı korumaya çalışıyorsunuz. Fakat bir an geliyor. Artık fikrinize, duygularınıza, inançlarınıza kısaca varlığınıza siyasi yönetimler tarafından gelen saldırı ve saygısızlıklara artık boyun eğmemeye karar veriyorsunuz. Bir gün taksim gezi parkında ağaçların kesildiğini duyuyor ve artık yeter! Varlığıma ve özlük haklarıma saygı diyor ve fırlayıp gidiyorsunuz. Derken 1 ler bin oluyor. Ülkenin dört bir yanında sizinle aynı fikri paylaşan insanlar sokağa dökülüyor. Arzunuz sadece içeride ve dışarıda sesinizin duyulması. Karşı müdahale gecikmiyor. Üzerinize gaz bombaları tazyikli sular boca ediliyor. Genç yaşlı darp ve şiddet görüyorsunuz.  Vazgeçmeye niyetiniz yok direnmeye devam ediyorsunuz ama işler sarpa sarıyor. Sizin direnişiniz den nemalanmak isteyen örgütlü çakallar alanınıza giriyor, direnişiniz bir türlü anlaşılamıyor ve diyorsunuz ki tamam, anladık. Bu hükumet bizi anlamayacak o zaman bizde bizimle aynı düşünce ve inancı paylaşmayan ama aynı vatanı paylaşan halka derdimizi anlatırız. Onların yapılan bu acımasızlığı, şiddeti ve ayrımcılığı görememesi mümkün değil. Diyorsunuz ki 'Arkadaşlar, yurttaşlar, vatandaşlar gelin bir olalım birlik olalım. Açın gözlerinizi, bizi bölmeye çalışan bu yönetime karşı birlikte dik duralım. Bu özgürlükler için yapılan bir halk hareketidir ve hepimiz bir olmalıyız'.

Fakat ilginç bir şey oluyor. Farlı görüş ve inançtaki kapı komşunuz, iş arkadaşınız, kuzeniniz, hatta kardeşiniz hiç beklemediğiniz bir cevap veriyor.

'Senin derdin ne? hayatına karışan görüşen yok. Evinde huzurla yaşıyorsun. Tavuğuna kışt mı dediler. Rahat mı battı ne oluyor?

Bırak bu işleri, ülkeyi karıştırma oyun oynanıyor üzerinde görmüyor musun? Neyin savunmasındasın sen'.

Gözlerin far sıkılmış tavşan gibi açılıyor. Şaşkınsın nasıl ya diyorsun. Nasıl olur da böylesine rahat olabilirsin, varlığımın görülmediğini, duygularımın önemsenmediğini, inancıma saygı duyulmadığını nasıl göremezsin...

İşte o an, kafandaki ampulun svicini kapattığın an oluyor. Bir gün diyorsun. Bir gün ben de azınlık olmaktan çıkıp sesimi duyuracak bir siyasi iktidarın tabanı olursam, ben de anlamayacağım, görmeyeceğim, duymayacağım.

Bu sorunun bu şekilde çözülemeyeceği kanaatindeyim. Nasıl çözülür bilmiyorum. Bildiğim, an'ın gerisinde kalıyoruz . Akışımız engelleniyor. Kırk yıldır yaşıyorum ve kendimi bildim bileli postürümüz bir türlü düzelmedi. 3 ayda bir düşen hükümetler, gönülsüz kurulan koalisyonlar, aynadaki görüntüsü halk ama gerçeği askeri rejimle yönetilen yönetimler gördük.

Ne yapacaz, vasfiye teyzeye mecbur mu kalacaz....

 

 
Toplam blog
: 15
: 539
Kayıt tarihi
: 14.09.12
 
 

Kalıtsal Aile Travmaları Terapisti / Yaşam Koçu ..