Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Eylül aşkı 2

Eylül aşkı 2
 

http://img.blogcu.com/uploads/eylulzeni_sonbahar.jpg


Sonbahar filmleri zamanı şimdi.

Nasıl güzel bastırdı yağmur ve fırtına dün

İstanbul'a...


Nasıl melankolik, romantik, puslu, rüzgârlı, duyguları altüst eden bir hava var İstanbul'da.

Kapalı mekanların, sıcacık roman dolu atmosferini özlemiş insan.

Kitaplar çıkmalı onlar okunmalı bu aralar.

Eylül'e uygun bir kazak çok karizmatik ve filmatik olacak.

Sararmış yaprakların yerleri sarması, Eylül rüzgârının onları uçurması, insana yalnızlığı hissettiriyor.

Yaz bitti, bir Eylül daha geldi işte.


Duygu dünyasında alaboralar yaşayan insanlar Eylül'de mutlu olurlar.

Dışarda insanın iç dünyasına paralel bir altüst oluş vardır.

Eylül şehirleri vardır dünyada.

Paris tartışmasız dünyanın bir numaralı Eylül şehridir.

Zaten melankolik olan bu şehir, Mayıs ayındaki cıvıltısını siler süpürür Eylül'de daha bir Paris'leşir.

Eylül entelektüel bir aydır.

Kitapçıları, plakçıları, sinemaları, tiyatroları, kafeleri, kısa metrajlıları yaşamaya başlamanın ayıdır Eylül.

Sarıbir konsantre ışığın altında yazmak, okumak, sayfaları ve hayatlarıçevirmek, sonra oturup biraz kendi başına düşünmek, sakinliğin vemüziğin tadına varırken, dışardaki yağmurdan ve fırtınadan ürpermek, içinin titremesine aldırmadan pencereyi açıp Eylül'ün rüzgârını içineçekmek.

Yine geldi işte Eylül.

Eylül aşkları, daha bir içerikli olur.

Cinsel elbette, ama esasen duygusal.

Kaşkol egzantriktir, kazak romantik.

Eylül aşkı kaşkol ve kazak eşliğinde dolayısıyla egzantrik ve romantiktir.

Doğanın sararmış yapraklar, esen rüzgarlar, yağan yağmurlar yalnızlaştırdığı insan, severken dayanacağı aşkı da arar.

Eylül aşklarının yaz aşklarından en büyük farkı budur.

Yazın insan tazelenmiş bir bireydir.

Eylül'de ise insan sevgilisini arayan romantik ve melankolik bir bohem.

İstanbul Eylül'de idare eder.

Ama Eylül, Paris demektir, değişmez.


Eylül sevgilileri yaz sevgililerine benzemez.

Her yaz sevgilisi Eylül'de idare etmez.

Daha fizyolojik değil, daha psikolojiktir Eylül sevgilisi.

Daha pornografik değil, daha erotiktir Sonbahar sevgilisi.

Daha cart değil, daha pasteldir bu mevsimlerin kül kedisi.

Düzyazı gibi değil, şiirsel.

Çılgın değil, romantik.

Bir yaz daha bitti, Eylül geldi işte.

Bu sabah martılar resim çiziyorlardı Boğaz'da.

Su iyice lacivertlemiş.

Martılar iyice beyazlamıştı.

Pencereyi açtım.

Eylül'e baktım.

Koyu laciverte kaçmış deniz, bembeyaz martılar ve o bildik rüzgâr.

Gelmişti işte Sonbahar.


Şimdi soğuk bir hava var Eylül sonrası, arada esens ert rüzgarlar alıp süpürmüştü Eylül aşkı efsanesini. Onca güzel duygu yoğunlukları şimdi kesik kesik bazende tek taraflı hatırlanmalara dönmüştü. Silinen ve sonrasında kalan izleri de kazınan bir hatıra. Bencillik bu belki birini ondan fazla istemek ama aşk işte zorlayıcı sebepleri düşünmeden akabinde zor ötesi yaşanan bir duygu.

Şimdi Eylül herşeyi sildi, tüm hissedişleri, tüm resimleri, tüm yazıları, tüm bağları. Saşının ağaran yanında ayndan şöylece bakarken, zamanın boşa geçtiğini anladı. Kırgındı ve bir okadarda üzgün. Gecelere el salladı, şahit tuttuğu tek gerçeklere.........


 
Toplam blog
: 105
: 880
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

Delice biri, aşka inanan zaman zaman hayatı tiye alan deniz tutkunu işte kısaca...