Eyvah, Sema Hanım geliyor !!!

Zamanında dedelerimizden çok dayak yemiş olan Avrupa'lı milleti, çocuklarını korkutmak, korkudan altlarına ettirmek için, -bizim gibi "öcü geliyor" demezler de- pala bıyıklı, sert bakışlı akıncılarımıza istinaden, "eyvah Türkler geliyor" ya da "kaçın Türkler geliyor" derlermiş. Tabi Sema Çürük Hanım son derece kibar ve nezih bir hanımefendi, bundan zerrece şüphem yok. İşimiz biraz mizah, bir tebessüm. Sema Hanım'ın da engin hoşgörüsü ve olgunluğuna sığınarak tabi.

Efendim son günlerde, Sayın Sema Çürük, Milliyet Blog sayfalarını, tabiri caizse blog bombardımanına tutmuş durumda. Yazdığı yazıların içeriğini, kat'i suretle ne olumlu ne de olumsuz eleştirmiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın. Ancak bu öyle bir enerji ki günde beş-altı yazı yazabilmek, değerli Hanımefendi için inanın vakay-ı adiyeden. Bu performansından dolayı, cidden, inanarak ve en kalbi duygularımla kendisini tebrik ediyorum.

Okunma sayılarında da bu hızlı ve yoğun arza paralel olarak ciddi ataklar yapmakta. Önce Fulya hanımı rampada solladılar, sonra Süleyman Ekim Bey'i "pit stop" ta yakalayıp geçtiler, şimdi de benim arka tampona yapışmış durumdalar. Vallahi benim de, kendisinin dikiz aynasında arz-ı endam etmem an meselesi.

Tabi işin esprisi bir yana bizim bu sayfalarda bulunma, bilgi birikimlerimizi ve iç dünyalarımızı arzu edenlerle paylaşma nedenimiz, çok eminim ki, kahir ekseriyetimizin, en çok okunanlar boardunda tabela yapmak falan değil. Hal böyle olsaydı, yine çok eminim ki, bu ülkede en çok ne tip yazıların okunduğu, ne tür konuların değer ve ilgi gördüğü konularında her birimiz olayın farkında olduğumuz için, site yayın politikasının da müsaade ettiği ölçülerde, skor tabelasının tozunu attırırdık. Ama gerçekten durum bu vaziyette değil, şükürler olsun bizde, her birimizde, bir çoğumuzda.

Sadede gelelim. Sema Hanım'ın, sürekli fazla mesai yapan çok çalışkan ilham perilerine gıpta etmiyorum desem yalan olur. Kendisini bu enerjisinden dolayı -cidden- tebrik ediyorum. Ve merakla bekliyorum Beşir Tayfur Bey'in ensesinde bozayı ne zaman pişirecek. Yandı gülüm keten helva, vallahi de billahi de.

Sayın Sema Çürük Hanımefendi'nin şahsında tüm blog yazarlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu arada, yazımda kullandığım İngilizce tabirlerin, sizler tarafından, tamamen mizahi ögeler olarak değerlendirilmesini rica ediyorum. Aksi halde kendimle çelişmiş olacağım çünkü bu konudaki hassasiyetimizi sanırım bizi devamlı takip eden okurlar çok ama çok iyi bilmekteler.