Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Artık birşeyler yapmak lazım

http://blog.milliyet.com.tr/sedaa

16 Ağustos '07

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Ezbere yaşamayın??!!!

Ezbere yaşamayın??!!!
 

Eski zamanlarda bir kralın oğlu bilgiye sürekli açmış, ne kadar okusa, görse az gelirmiş. Daha fazlasını, daha fazlasını istermiş hep. Niye yaşadığını, hayat amacını ne olduğunu sorarmış sürekli kendine. Ama bir türlü bulamazmış. Bu onu içten içe üzermiş. Kral bu durumu; oğlunun bu kadar okumasını ve görmek istemesini çok takdir edermiş ve onu sık sık yanına çağırıp ülke yönetimiyle ilgili ona danışırmış.Bir gün krallığa gelen bir adam uzaklarda, çok uzaklarda bir bilgenin yaşadığını ve hayatın sırrının ne olduğunu bulduğunu iletmiş.Bunu duyan prens hemen atına atlamış, günlerce gecelerceyol gitmiş.

Denizler, çöller aşmış ve bilgenin yaşadığı yeri bulmuş.Bilgenin yaşadığı yer çöldeymiş ama adeta bir cennete benziyormuş.İçerisi şaşılası dercede kalabalıkmış.Prens hemen bilgeyi bulup, ona kendisinin de çok okuduğunu, çok gezdiğini, çok yer gördüğünü anlatmış ama bir türlü hayatın sırrını bulamadığını, bu yüzden de çok üzüldüğünü dile getirmiş.Ondan bu hüznü dindirmesi için yardım istemiş.Bilge ona severek yardım edeceğini söylemiş ve ona bir kaşığın içine 2 damla zeytinyağı koyarak, bunu dökmeden köşkü dolaşmasını söylemiş.Prens hemen zeytinyağını almış.İki saat sonra bilgenin yanına gitmiş.Bilge zeytinyağının dökülmediğini görünce ona sormuş:"Köşkün girişindeki yeşil bağlardan bi salkım üzüm koparıp yedin mi?".Prens:"HAYIR" demiş.Bilge tekrar sormuş:"Peki, girişteki o parlak hint halılarını gördün mü?Onların yumuşaklığını hissttin mi?".Prens tekrar :"HAYIR" diye cevaplamış.Bilge bunun üzerine tekrar gezip dolaşmasını söylemiş, ama bu sefer çevresindeki güsellikleri es geçmemesini belirtmiş.Prens tekrar bilgenin yanın geldiğinde güzelliklerden tat almış bir şekilde gülümseyerek artık tüm sorularına hazır olduğunu söylemiş.Bilge önce kaşığa bakmış, kaşıktaki zeytinyağının döküldüğünü görünce prense:"HAYATI ELİNDEKİ KAŞIKTAKİ ZEYTİNYAĞINI DÖKMEDEN VE ÇEVRENDEKİLERDEN HAZ ALARAK YAŞA"demiş.
Gök mavi, ağaçlar yeşil... Peki kaçımız göğün maviliğini masmavi, ağacın yeşilliğini yemyeşil yaşıyoruz?Pek azımız.Hayat ne ezbere yaşancak kadar uzun, ne de her şeyi boşverecek kadar kısa.Elimizdeki dakikalar akıp gidiyor, bu yüzden ne zaman biteceğini bilmediğimiz ömrümüzü doya doya, sindire sindire, gerçekten yaşayarak geçirmeliyiz.

Bugün hangimiz çocuğumuza "SENİ SEVİYORUZ" dedik, ya da annemize, babamıza, kardeşimize.Bu sözler sadece özel günlerde söylenecek kadar basit ve kuru mu?Hyır, öyle olmamalı.Nasıl olsa yarın ya da ondan sonraki gün ya da daha sonraki... YARIN NE OLCAĞIMIZI BİLEMEYİZ VE SEVGİ SÖZCÜKLERİ ADINI AĞZIMIZA ALDIĞIMIZDA İÇİMİZİ TİTRETECEK GÜCE SAHİPTİR Kİ ONLARI DOĞRU KULLANIRSAK.
Şimdi lütfen bu yazının ardından annenize, babanıza ya da sevdiğiniz herhangi biri(herhangi birilerine)ulaşıp onlara gerçekten "SENİ SEVİYORUM" deyin.Bunu hissederek ve duyarak.

 
Toplam blog
: 11
: 861
Kayıt tarihi
: 02.08.06
 
 

Adım Seda. 1981 İzmir doğumluyum. Ankara Hukuk Fakültesi mezunuyum. 25 yaşındayım. Bir şeyler üretme..