Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '16

 
Kategori
Spor
 

Fatih Terim-Arda Turan Taht Oyunları

Futbolcuların göndermek istedikleri teknik adamları futbol kamuoyu önünde zor durama düşürmek için gerekirse takımı sabote edecekleri bilinen bir gerçekliktir.
 
Kısaca futbol aslında taktik, diziliş, oyuncu seçiminden çok önce “futbolcunun canı isterse oynayacağı” bir spor dalıdır.
 
Biz sporseverlerse geri planda neler olup bittiğinden habersiz karşılaşmalar üzerine beklentiler içinde hatta rakip taraftarlar olarak birbirini yiyen aptallar konumundayızdır.
 
Geçtiğimiz günlerde Premier Lig’den gelen itiraflar; futbolcuların karşılaşmaların devre arasında dahi bahis oynadıklarını bize gösterdi.
 
UEFA ve FIFA’da yaşanan usulsüzlükler nedeniyle dönemlerinin başkanlarının düştükleri durumlar ortadadır.
 
Futbol aslında manipülatif bir yapı haline geldi.
 
Milli Takım ölçeğinde yaklaşık beş aydır gündemimizde duran Fatih Terim-Arda Turan polemiğinden ortaya saçılanlarsa artık mide kaldırmayacak seviyelere gelmiş durumdadır.
 
Dün akşam saatlerinde bir internet sitesinin haberci görünümlü derin kişiliğinin Fatih Terim’in zaten bilinen sözleşmesini internet üzerinden yayınlamasının tam da Milli maç öncesine denk getirilmesi zaten tuhaflıklarla dolu sürecin aslında ne kadar planlı programlı bir strateji ile ilerletildiğinin de göstergesiydi.
 
3 Temmuz bize bu karakterlerin neler yapabileceğini net bir şekilde göstermişti; aslında temel sorun 3 Temmuz öncesinde, sürecinde ve sonrasında bu karanlık ilişkiler içinde olanların sporumuzdan temizlenmeden gerçek rekabetin asla yaşanmayacağıdır.
 
İktidar ve rant uğruna insanların neler yapabileceğinin bu kadar göz önünde yaşandığı ortamda hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam etmek fazla vurdum duymaz bir tavır oluyor.
 
Meselenin basit bir kayıkçı kavgası olduğunu düşünüyorduk oysa sorunun merkezinde ucu ta Futbol Federasyonu’nu devirme ve ele geçirmeye kadar varacak bir operasyon olduğu anlaşılıyor.
 
Buna üzerinde ay yıldızlı bayrağın bulunduğu ulusal formanın alet edilmesiyse sorunu artık kelimenin tam anlamıyla “karakter” merkezinde tartışılması gerektiğini de bize hatırlatıyor.
 
Milyonlarca futbolseverin heyecanla beklediği çok önemli bir uluslararası turnuvayı kendi kişisel iktidarı için kullananların yarın ne türden hesaplar yapacağını asla bilemeyiz.
 
Öyle olduğu için devran döndüğünde sanki her şey normalmiş gibi bu kişiler başka rollere soyunduğunda bugünlerde yaşananları unutmamız mümkün değildir.
 
Bilginin bu kadar kolay ulaşılabildiği ve hiçbir şeyin gizli saklı kalmadığı bir ortamda bu arkaik kişiliklerin hala eski ve geleneksel yöntemlerle iş çevirmeleri de aslında onların zihinlerinin ne kadar örümcek ağı bağlamış karakterler olduğunun tipik dışa vurmasıdır.
 
Olağan seçim zamanını beklemeyecek kadar “darbeci” bir zihniyetle donanmış bu kişilerin yarın seçim zamanı otel odalarında ne türden dolaplar çevireceği de malumdur.
 
Hatta ve hatta yıllarca Federasyonu hangi ilişkilerle ve düşüncelerle yönettiği de…
 
Ama bir çokları için bu hatırlanmaz bile!
 
Kuzuların Sessizliği’nin de zamanında farklı ilişki seviyelerinde kurulmuş ittifaklardan kaynaklandığına da şüphe yoktur.
 
Çünkü herkesin bir diğeriyle başka bir hesabı olduğu da ortadadır.
 
Biz de tüm bu gizli kapaklı çeşitli senaryoların döndüğü ortamda taraftarı olduğumuz takımların tuhaf başarısızlıklarını diğerlerinin yarattığı mucizevi başarılarla kıyaslarken aptalca bir saflık içinde yaşamaya devam ediyoruz işte!
 
Aleyhine bu kadar kolay penaltı düdüğü çalınırken neden en kritik pozisyonda o penaltının lehine verilmediğini anlaman için daha ne türden olayların yaşanmasını bekliyorsun?
 
Beklersen tabii televizyon dizilerinde bilerek ve kasten “R” harfini “v” diye okurlar.
 
http://twitter.com/uzaygokerman
 
uzaygokerman@gmail.com
 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..