Fatih ve Fetih

İşte bir birini tamamlayan iki kavram, ne demek Fatih; Zafer kazanan, fetheden (kimse) Türk Dil Kurumunun sitesinde böyle tanımlanıyor. Bir şehir veya ülkeyi savaşarak alma, yine aynı sitedeki fetih tanımlaması. Tanımlar İstanbul’ u, hem de asırlar boyu onlarca kuşatma görmüş, geçirmiş bu şehri Türkleştiren Sultan Mehmedin kişiliği ve yaptıkları ile ne güzel uyuşuyor öyle değil mi?

İşin türlü boyutlarını yıllardır hep irdeleyip duruyoruz ama ben bu yazım da o büyük insanın büyüklüğünün kaynağına değinmek istiyorum. Hayatı boyunca hep at üstünde olan, seferden sefere koşan Padişah, yine bir seferi sırasında ordularıyla Balıkesir yakınlarından geçerken bir pınarın başında yaşlı bir Türkmen kadınına rast gelir. Kadın Padişaha bir tas ayran ikram etmek ister. Padişah bunu geri çevirmez. Buz gibi ayran tasını eline alır. Bakar ki tasın içinde üç tane saman parçası yüzüp duruyor. Süzdüre süzdüre içer Padişah ayranı, bitince kadına sorar; Ana ayranın içine samanları niye attın? Kadın; Aslan evladım, bizim pınarların suyu çok soğuktur. Ayranı birden içersen hasta olursun. Bunun için içine üç tane saman çöpü attım bak süzdürerek yavaş içtin. İşte onun için attım çöpleri der. Aldığı cevaba memnun kalan Fatih yaşlı kadına geniş bir arazi bağışlar. Aynı hoş görüyü başka din ve milletlere uygulayan Fatih bunu kendi halkından da hiç esirgemez. 29 Mayısları kutlarken unutmayalım; Fatihlik ülke fetih etmek kadargönülleri de hoş tutmak değimlidir?