Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '09

 
Kategori
Sinema
 

Fay Grim

Fay Grim
 

imdb


1. sınıf, hatta 0. sınıf 1 film olabilecekken, değil 2. sınıf, 7. sınıf bile olamamış 1 film.


Neden?


Senaryo anahatlarıyla mükemmel ama kendi senaryosunu yazan bir yönetmen için affedilmeyecek derecede boşluklarla ve kurgu hatalarıyla dolmuş 1 film.


Hatalar nerede?


Oyuncular berbat. Neyi oynadıklarını ayırsayamamışlar veya yönetmen onlara bunu ayırsatamamış.


Kesinlikle İngiliz oyuncular olmalıydı, mümkünse Shakespeare oyuncuları ve amatör değilse bile, yolun başında olanlardan olmalıydı, yaşlı oyuncular dahil. (Alec Guinness ve ‘Köstebek’ hatırlansın lütfen...)


Filmin üzerine kurulu olduğu enternasyonalizm kurgusu berbat. Üstelik hakikaten öyle olduğu, PKK IRA ile, ETA Libya ile işbirliği yaptığı için berbat...


Türkiye ve İstanbul planları oldukça uzun ve berbat. Güldürücü değil, ağlatıcı derecede berbat. (Filmde Türkiye’de hala Arap Alfabesi kullanıldığı sanılıyor.)


Ancak öykü mükemmel, işlenseymiş mükemmel-öte olacakmış. ‘Olamamış’ ne sözcük, yerlerde sürünmüş. Her tür nüansta saçmalamış.


Bu film hakkında yazmamın nedeni bu: İlk kez, gerçekten iyi bir öz-düşüncenin, gerçekten kötü bir film çıkarabildiğini gördüm, hem de bizzat o iyinin yaratıcısı tarafından.


Buradan şunu anlıyorum: Bu öykü apartma. Yasal bir apartma ama apartma, yani hayalet bir yazardan söz ediyoruz. Yoksa, bu başarısızlığından dolayı bu yönetmeni çarmıha germek gerekir.


Eğer, öyküde biraz ince ayar yapılsa, bu konunun üstadı John le Carre, öyküye şapkasını çıkartırdı.

Casusluk ironisi, absürdü, ‘sence of humor’u, nihilizmi, köksüzlüğü, vd, vb: Hepsi bu öyküde yer bulmuş. Ancak, konu başlamış ve hiçbir yere varamamış.


Üstelik bu yer ve bu anda Dünya casusluk momenti tam da bu.


Bu neye benziyor biliyor musunuz?:


Çakal Carlos’u afsız müebbed ve tam izole hapse tıkıp, onun ayın zamanda Hürriyet’e 1 saat telefonla demeç vermesini engeleyememeye...


(Bu arada, Carlos’un söyledikleri, bizim 1968’lilerin epeyi yerin dibine geçmesi gereken şeyler içeriyor ama bizimkiler nasılsa yüzsüz... 40 küsur yıldır, o adamın o pusudan nasıl sağ çıktığının hesabını kimse soramadı. Niye? Herkesin bir yamuğu var da, ondan dolayı...)


O nedenle:


‘Spy vs. Spy’...


Hem ne o, ne bu; hem de hem o, hem de bu.


Anlayana...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..