Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Felsefe; ezberden ziyade bir şeydir!

Felsefe; ezberden ziyade bir şeydir!
 

Kaynak: İnternet


Uzmanları, TDK sözlükleri ne der, nasıl bir açıklama yaparlar, an itibariyle bakmadım.

Niye bakmadım? Elli yaşıma gelmişim, yıllarca okumuşum, “Felsefe” nedir diye Vikipedi’ye, TDK sözlüklerine danışmadan algıladığımı ifade etmem, sanırım, daha natürel olacaktır!

Bir kere, ezberi hiç sevemedim!

Şiir ezberledim, sular-seller gibi, ama fikir ezberleyemedim!

Zaten “Fikir” öyle hap gibi yutulacak bir şey değildir; mantık da tek başına işe yaramaz! Akıl deseniz; fikirsiz bir işe de yaramaz!

Zeka iyidir, güzeldir; akıl gibi tilkilerin kuyruklarını birbirlerine dokundurmadan dolaşmalarına aracılık etmez! (İstese pekala edebilir de, etmez, işte!)

Zekanın hep naif bir yanı vardır; zeki insanlar kendilerini üstün görmezler. Herkesi kendileri gibi zannederler. Bu nedenle zeka iyi niyete çalışır; akıl ise kurnazlığa…

Kendini akıllı görenler diğerlerini akılsız görme eğilimindedirler; akılsız gördüklerini de kullanma çabası içindedirler!

******

Dediğim gibi, kaynaklar ne der, nasıl ifade eder, bakmadım!

Bakmadım zira bu yaşıma kadar felsefeden ne anlamışım, felsefe benim için ne ifade eder, yazanlardan, yazılanlardan ziyade yaşayan biri olarak yaşantıma ne kadar ve ne olarak girmiş?

******

En basit hali ile bana göre felsefe insanın yaşadığı döngüye ait bir takım özgün fikirler, duygular ifade etmesidir.

İnsan olgusu değişmiyor! Şartlar değişiyor; dolayısıyla bir zamanların en ünlü felsefecileri denilecekleri zaten demişler!

Eğer ki felsefe o ne demiş, bu ne söylemiş ise; bilgi dağarcığı için doğru. Lakin, bana göre asıl felsefe her bir yaşayan insanın yaşamını, var oluşunu, etrafında gelişen olayların farkına varışını ve bunları kendi benliği, kişiliği ile özümseyip, çözümlemesi ve empati ile genelleştirip kendine has bir algılayışının olmasıdır!

******

Mesela, bilmem kim ne demiş, ne demişse demiş! O denileni on beş yaşımda okudum ama anlamam kırk beş yaşımı buldu!

Diyen iyi ki demiş; lakin yaşamadan da öğrenilmiyor meret!

Felsefe; ezberden ziyade bir sorgulamadır; gerektiğinde alt-üst edilir tüm değerler, eğer ki felsefeyi öğretmekse amaç…

Felsefe dili de sorgular, dini de… İnsanın en naif halinden en hayvansal dürtülerine kadar… (Hayvansal dürtüler derken ille ki bir açıklama yapmam gerek: Hayvanlar kendilerine zarar vermedikçe hiçbir canlıya zarar vermezler. Doğanın ritmine uyarak bazı hayvanlar bazı hayvanları avlanarak beslenirler; doğa avlanan hayvanlar ve avlananlar arasında bir denge kurmuştur, dengeyi bozduğumuzda zararlı çıkarız!

Mesela, ağaçları minnacık kurtlar basar, kuşlar fena halde telef olur; maymunlar tutunacak dal bulamazlar, falan…

Hayvanların hakkını vermek gerekir; hayvanlar hiçbir şekilde tecavüz etmezler!

Kur yaparlar, karadullar çiftleştikleri erkek örümcekleri öldürürler ama hiç biri bir diğerini zorlamaz, kandırmaz!

İnsanlara çirkin bir şekilde uyarlanmış bir gerçek vardır: Dişi köpek kuyruk sallamadıkça…

Dişi köpeğim olduğundan diyorum: Hakikaten kuyruk sallıyor kız!

Altı ayda bir çiftleşme zamanı geliyor, hormonları öyle söylüyor… Hormonları aynı zamanda nasıl bir salgı salgılıyorsa tüm erkek köpekler peşinden koşuyor!

Her peşinden koşan, koklayan erkek köpeğe de yüz vermiyor!

Dişi köpek çiftleşme zamanı geldiğinde kuyruk sallıyor, doğru, koklamasına izin veriyor ama bir yere kadar; çiftleştirmek istesek iki-üç gün bir arada tutmamız gerekir.

İşte tam da bu yüzden felsefenin mantık, duygu ve evrensel gerçeğin doğru olarak algılanıp, iyi bir süzgeçten geçip de kişinin önce kendini, sonra da diğer kişileri anlaması için gerekliliğine inanıyorum!

******

Farklı fikirlerin, örneklerin öğretilmesi felsefe dersine giriş olarak doğru olsa da, fazla uzatmamak gerektiğini düşünüyorum!

Öncelikle öğretilmesi gereken şudur: Her kişinin yaşamını sorgulaması, var oluşunun farkında olması ve yaşama dair ille de bir fikrinin olması!

******

Çok okudum, çok beğendim birçok şeyi; lakin en güzelleri kendimin keşfettikleriydi!

Birçok filozof benden önce keşfetmişlerdi ama hiç biri kendi keşfettiğim an kadar değerli ve işe yarar değillerdi!

******

Farkında mısınız, bilmem; yalnızca kendi vardığım sonuçları, kendi duygu ve düşüncelerimi yazıyorum. Bir filozofun, bir yazarın cümlelerinden alıntı yapsam, bir profesörün sözü ile başlasam… Çok daha etkili olacağımı biliyorum ama yapamıyorum!

Yapamıyorum zira bana göre felsefe var oluşunun farkında olmaktır!

Ezber gibi gelenlerin gerçekte çok doğru olduğunu bilmek, lakin yine de kendi cümlelerinle kendi yaşadıklarını ifade etmektir!

Yani; geçmişten örnekler iyidir ama ezber kötüdür; felsefe dediğimiz irdeleme; ister ders olarak koyun-ister koymayın, ister oraya-buraya ekleyin, ister oradan-buradan çıkartın!

İnsanoğlunun yüzyıllardır gelişimi içinde yok olamadığına göre; ne Haçlı seferleri ne de benzer amaçlı diğer yaptırımlar engelleyemediğine göre…

Özgürdür felsefe!

Öyle bir yerlerde olsun, diğer yerlerde olmasın derken içeriğine müdahaleyi de kaldırmaz! Ki, içeriği de ezberden ziyade zeka, akıl ve mantık örgüsüyle birlikte insan, bitki, hayvan ve de elbette evrensel döngü içinde varoluşu anlamaktır.

Anlarken de kendilerine zarar veren yaptırımların farkında olmaktır!

 ******

Sorgulama yapmayı öğretmeden bazı fikirleri yargılamayı öğretmek faşizan bir davranıştır; ki örneklerini, maalesef, çokça görmekteyiz!

 

http/twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..