Fener seriye devam ediyor

Fenerbahçe Türkiye'de duran topları en iyi kullanan takım. Özellikle de topun başına Alex, Carlos ve Deivid geçince o topun gol olma ihtimali çok yüksek. Daha önceleri sıklıkla tekrarladığım gibi, Carlos topun başındaysa eğer mutlaka bir oyuncu dönen topu tamamlamalıdır. Çünkü Carlos'un topları auta gitmiyorsa, kalecilerin çıkarması pek de mümkün değil. Fenerbahçe'nin Carlos'un frikiğinde Semih'le bulduğu gol Semih'in takipçiliği yanında, ilk kez çimlerine çıkılan tarihi stadda da psikolojik üstünlük kurmasını sağladı.

Fenerbahçe'yi kutlamak gerek. Büyükşehir ve Gençlerbirliği karşısında acz içinde gözüken takımdan 1 hafta içinde ligin en az gol yiyen takımlarına etkili bir oyunla toplam 9 gol attılar. Şüphesiz bu galibiyetler Fenerbahçe'nin özgüvenini arttırmasının yanında İstanbul'un diğer takımlarına da birer gözdağı veriyor. Üstelik onlar kötü oynayıp kazanıyorlar. Fenerbahçe henüz bu hakkını da kullanmadı. Fener bu sene kötü oynadığı birçok maçı kaybetti. Ligin sonları yaklaştıkça Sivas ve Trabzon 'un da İstanbul stresi belli ki artmaya başladı.

İlk yarıda yine Carlos'un soldan içeriye kestiği şık pası bu sefer sağına alan Alex, Kadir Has'ın tarihine "benim de notumu düşün" dercesine sağıyla çok şık bir vuruş yapınca maç orada bitti. Tolunay'ın önce gol yememeyi düşünen, sertlikte sınır tanımayan ama gol atmaktan bi haber olan takımı ne kadar didindiyse de golü bulamadı.

İkinci yarı fark yapacağımızı düşünsemde, göğsüne hunharca yapılan çift dalmanın cezasını Bünyamin Gezer'den önce kesen Volkan bu düşüncemi bozdu. Kırmızı kartla oyundışı kalınca, ikinci değişikliğini de iyi oynayan Deivid'le yapmak zorunda kaldı Dede. Halbuki 3.ncüyü bulmak adına tam da o sırada forvete bir takviye de Guizayla yapacaktı.

Bu kırmızı Fener'in oyun planlarını bozmuştu ve yorgunluklar baş göstermeye başlamıştı ki, 3-4 haftadır sakatlanmayan Emre de yeniden bir darbeyle sakatlanınca iyice defansa çekilmeye karar verdiler.
Ancak Aragones oyuncuları kadar geri çekilmiyor, son hamlesini de doğru bir kararla Guiza'yı da oyuna sokup 3'ü bulacağına inanıyordu ama oyuna giren Guiza Dede'sini mahcup edercesine mücadeleden yoksun kalıyordu. Semih ise elinde avucunda ne varsa sahaya koyuyor ve ileride müthiş toplar tutup arkadaşlarının çoğalmasını sağlıyordu.

Fenerbahçe'nin gerideki 4'lüsü öne geçtiği maçları kaybetmemekte çok becerikli. Bu dörtlü skor koruma konusunda birçok kez hünerlerini gösterdiler. Bu direnç Şampiyonlar Liginden bu yana sürüyor. Bu yüzden önde oldukları maçta gol yemeden bu zorlu deplasmandan galip gelmesini bildiler. Şüphesiz bunda en büyük pay her maç can siperane oynayan Lugano'nun... Tabi Gökhan'ın da çift motorlu ciğerlerini unutmamak gerek.

Alex ve arkadaşları coşmaya, coşturmaya başladılar. Dİkkat edin alex'in haftalar önceki mutsuz yüz halinden eser yok şimdi. Tüm oyundan keyif alıyor keyif veriyor. Atıyor attırıyor. İlk yarı dönerek vurupta kalecinin çizgide tuttuğu vuruşu da çok estetikti.

Artık puan durumunda da biranda iddialı konuma geldiler. Aragones'de inadından vazgeçti. Şampiyonluk yarışında Fenerbahçe'yi yok sayanlar, "birde Kayseri'de görelim şunları" diyenler şimdi düşünsünler.

3 sarıyla oynayan Alex'in bu maçta sarı kart görmesini ve önümüzdeki hafta cezalı duruma düşmesini beklerdim. Lâkin derbiler öncesinde göreceği bir sarı onu çok önemli derbilerde eksik bırakabilir.

Son sözüm PFDK'ya Volkan'a yapılan müdahaleyi hepimiz gördük. Kırmızıya itirazımız yok ama hafifletici sebepleri de görmenizi bekliyoruz.

Ve Emre'ye ; Bu kulüp, Atatürk'ün izinde bir kulüptür Emre. Bu yüzden "biz, sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severiz" Her hafta bir olayını seyrediyoruz. Yeter artık, bir de gırtlak kesiyorsun. Milyonların izlediği görüntüler sana değil, giydiğin o formaya yakışmıyor.


Ahmet ÇELİKSÜNGÜ
08.03.2009