Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '16

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, Antalya yenilgisini affettirdi

Fenerbahçe, Antalya yenilgisini affettirdi
 

“En az” gol yiyen iki takım...

Geçen haftaya, Antalyaspor maçına kadar bu unvanı farklı biçimde elinde tutan Fenerbahçe’ye Kasımpaşa ortak olmuştu. Fenerbahçe bu unvanı geri aldı. Fenerbahçe’nin ikinci yarıda “puan cetveli”ne yansıyan bir unvanı daha vardı. Bu, maç fazlasıyla sürüyor. Fazlalık eşitlenince, durumun ne olacağını göreceğiz. Bu konuda en etkili söz, 29 Şubat’ta söyleneceğe benziyor.

Kasımpaşa maçı nasıl olacaktı?

Antalya’da beklenmedik, aynı zamanda ağır yenilginin verdiği “ruh hali”, sahaya nasıl yansıyacaktı?

Sozua ve özellikle Mehmet Topal’ın yokluğunda orada görev verilen Kadlec ne yapacaktı?

Pereira, maçtan önce, “Antalya’dakinin tam tersini yapmalıyız” derken, Fenerbahçe’nin nasıl bir oyun sergileyeceğinin işaretini verdi.

Beklenen de oldu; başta Kaldec, Pereira’dan övgü aldı.

(Elimizdeki oyunculardan ideal olanı Kadlec'ti. Kaliteli ve zeki bir oyuncu. Taktiksel olarak istenenleri anlayan bir oyuncu. Teknik heyet olarak onu tercih ettik. Kadlec, harika bir maç çıkardı. Güven verdi. Genel anlamda takımın performansını da Kadlec'e borçluyuz.")

Kadro geniş ve nitelikli olunca, olmayanın yerini bir başkası rahatlıkla dolduruyor. Fenerbahçe’de bu konuda sıkıntı yok. Ama sıkıntı, zaman zaman üste çöken “rehavet”, olanla, “az”la yetinmek!.

Futbolda “kanaatkâr” olmak, o kadar makbul değildir!.

*****

Antalya yenilgisinin etkisi sahaya nasıl yansıyacaktı?

Beklenmedik farklı yenme/ yenilme, kimilerince öyle sanılıyor ki, bu durum/lar hep böyle sürüp gidecek.  Olumlu/ olumsuz olanları olağan karşılamayanların tepkilerini anlamak mümkün değil!. Bir maça bakarak, “Bu iş bitti” demek, gündelik yaşayanların “yaşam felsefesi”ne uygun olsa gerek.

Maç bu, yeneceksin, yenileceksin...

4 yiyen, bir sonrakin de 4 de atar, 5 de atar.

Fenerbahçe, bunu elde etme fırsatını yakaladı, ama “mirasyedi” misali harcadı...

Önemli olan, 3 puan diyenler olabilir. Doğru da, ikinci yarıyı bir eksikle götürmek zorunda kalan rakibe, az da olsa, o pozisyonlar verilmemeliydi. Savunması “en sağlam” diye bilinen takım, skora güvenerek gevşememeli.

*****

Yoksulluktan varsıllığa geçiş...

Hani, bizde toplumun dilinde, siyasete bağlı bir laf vardır:

Her dönem, kendi zenginini yaratır.

İlk yarıda da hak ettiği penaltıları verilmeyen 32 hafta aradan sonra  penaltı kazanan Fenerbahçe, ikinci yarıda oynadığı her maçta bir penaltı kazanıyor. İkinci yarının ilk iki maçında “biri penaltı, biri değil” muhabbeti son iki maçta bitti.

Volkan Şen’in aldığı darbenin yol açtığı penaltıya kimsenin lafı olamaz.

İkinci yarıda her maçta penaltı kazanmak, “korunma” mı, yoksa sağlıklı karar verme sonucu mu?

İşte, anlatım biçimlerinden “tartışma”ya uygun, “tartışma”yı başlatan giriş cümlesi...

*****

Ya Kasımpaşa?

İyi futbol oynayan, ama bunun karşılığını kimi maçlarda “yan etkenler”le alamayan, bu maçta penaltıdan gol yiyen, ikinci yarıyı bir eksikle götüren Kasımpaşa nasıl oynadı?

Sorunun yanıtını en iyi Rıza Çalımbay verecektir:

"Puanı hak edecek bir oyun oynamadık. (...) Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da 10 kişi kalınca ve penaltı verilince dezavantaj oldu. İkinci yarı 10 kişi olmamıza rağmen 11 kişilik halimizden daha iyi oynadık. Gerçek gücümüz bu değil. Büyük takımlarda eksik olunca telafi edilir. Geniş kadroları var, ama bizde eksik oyuncu çok olunca etkileniyoruz."

Son söz:

Bir maça bakarak, “Bu iş bitti” demek, gündelik yaşayanların “yaşam felsefesi”ne uygun olsa gerek.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..