Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '13

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, futbolda kendine geliyor; ya sonrası?..

Fenerbahçe, futbolda kendine geliyor; ya sonrası?..
 

Fenerbahçe’nin dünkü havasına bakılırsa, hazırlık maçları bitmiş!..

Sivasspor karşısında ortaya konan mücadele, yeni bir yola girildiğini gösteriyordu. Topu kapmak için gösterilen çaba, baskı; oturmaya başlamanın işaretiydi. Kanatlara bir işlerlik gelmiş; orta alanda direnç artmış. Sorumluluk almaya başlanmış; gizlenmek, yerini direnmeye bırakmış.

Açık biçimde görülen bu değişiklik, bir başka deyişle “direniş”, sonraki maçlara yansıdığı zaman “gerçek” olma niteliği kazanacak.

(Fenerbahçe'nin, 4-0‘dan sonrasında iki gol yemesi, ardından bir gol daha atması... Lig’in 3. haftasında kendine gelmenin bir anlatımı olarak düşünülebilir. Öte yandan Sivasspor’un gerçek gücünün ne olduğu hakkında da şimdiden bir şey söylemek erken sayılmalı.)

Fenerbahçe'de İlk onbir, yedek soyunanlar, bir farklılık gösteriyordu. Zorunluk karşısında kadroya giremeyenleri bir yana bırakalım.  Dünkü oyun, sakatlara ve formsuzlara bir “şey”ler anlatmalı..

Holmen, ilk maçı olmasına karşın, hiç yabancılık çekmedi:

Rahat, etkili; mücadeleci... Gol atmaya yatkın...

Daha önce sahada gezinen, öyle olduğu varsayılanlar, dün kendilerini gösterdiler.

Emenike, gol atamadı; ama topu alınca, başını alıp gidiyor. Bazen birine takılsa da, savunmayı dağıtmaya yetiyor.

Emenike hem gol atacak, hem gol pası verecek beceriye sahip.

(Kulübede, oyuna bakarak, Ersun Yanal'ın yerine zaman zaman Aykut Kocama'ı gördüm. Yanal ve Kocaman'ın futbol anlayışından doğacak bir anlayışın başarı getireceğini söyleyebiliriz.)

*****

Bir yanda UEFA, CAS... Bir yandan içeriden vurulan/ vurulmak istenen “darbe”...

Avrupa’dan “men edilme”, nasıl sonuçlanacağı belli olmayan (kimilerine göre belli) “dava”... Yönetimin “olağanüstü kongre” kararı alması... Fenerbahçe başkanlığı için aday olmanın bile, zevklerin “en büyüğü” sayılması... Aday heveslileri... Taraftarların gönlünden geçen adaylar... Aziz Yıldırım’a bağlılık...

Bütün bunlar, “kongre”ye kadar, belki sonrasında da, şöyle ya da böyle, tribünlerde “tepki”ye, “alkış”a yol açacaktır.

Aziz Yıldırım üzerinden sürüp gelen protesto yine vardı. Adı “malum grup"a çıkmış olanların protestosuna yine karşılık geldi. Takımın gidişine göre, “tepki”lerin “doz”u, “yön”ü değişebilir; ya da tepkiler cılızlaşır.

(“Yönetim istifa” diye bağrılmasını, bir futbolsever olarak, hiçbir zaman benimsemedim. Bunu, daha çok, “kasaba takımları”nın taraftarına özgü gördüm. Bunların arkasında da, “köşe” kapmak isteyen, kendilerine yönetici olmayı “kazanılmış hak"tan görenlerin olduğunu görmeyen de yoktur.

Sözgelimi, Fenerbahçe’deki tepkileri; yöneticiler, dolayısıyla kulüp zordayken, onlara destek çıkmayanlardan görmek, “Amaç ne?” sorusunu sormayı bile gereksiz kılar.)


*****

Futbol emekçileri, ortaya koyacakları, etkili mücadele, onurlu diklenişle, taraftarlara futbol izleme zevki vermeli...

Günler gelir geçer, devran döner!.

(... gerçekler su yüzüne çıkar. Futbol emekçilerinin sahadaki emeklerinin, saha dışındaki " ayak oyun"larıyla yok sayılması, şu takım bu takım hiç önemli değil, gün gelir biter.)

Yeter ki, sorumluluk alanların başı dönmesin, “akıl”, “düşünce” kafadan uçup gitmesin.

Son söz:

Tarihten, tarihimizden de biliriz ki, bir ülke, işgale uğradığı zaman, “milli güçler” birleşir; “işbirlikçi”lerin de içinde yar aldığı saldırıyı birlikte püskürtürler.

Sonrası mı?
- ....
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..