Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'de İspanyol basiretsizliğinin sonu...

Fenerbahçe'de İspanyol basiretsizliğinin sonu...
 

Rakibiniz zayıf olabilir. Fazlasıyla hata yapıyor olabilir; ancak Fenerbahçe'nin bugün yapması gereken bir şey vardı. O da geçtiğimiz haftalarda bütün Türkiye'nin Fenerbahçe teknik direktörüne anlatmaya çalıştığı şeyin doğru olduğunu göstermesi.

Semih... Semih... Semih... Semih Şentürk...

Onun için izninizle bütün Fenerbahçelilerin ağızlarından çıkan bir şeyi haykırmak istiyorum.

"Koçum benim..."

Bu, Fenerbahçe'nin üzerine kabus gibi çökmüş basiretsizliğin yırtılıp atılma günüdür.

<ımg src="http://galeri.milliyet.com.tr/2009/2/14Fenerbahce7_Hacettepe0/25.jpg" border="0">

O ilk golde bütün hünerini ve özverisini gösterip Alex'e yaptığı asistle maçın kilidini daha hemen başında çözüverdi. O gol bile tek başına geçen hafta Aragones'in ne büyük bir hata yaptığının işaretiydi.

Güiza hafta arası tek forvet oynamanın sıkıntılarından söz etmiş, kendi ülkesinin medyasına. Geçtiğimiz senelerde aynı şeyden Kezman da şikayetçiydi. Kendi basiretsizliklerinin, egoistliklerinin, bencilliklerinin karşılığı tek forvetle oynamak oldu.

Fenerbahçe'nin forvetinin Semih olduğunu hafta arası milli maçta da gördük, bugün zayıf da olsa Hacettepe maçında da.

Bu golleri asla abartmayalım. Rakip gerçekten çok zayıf. Ancak Fenerbahçe'nin esas sıkıntısı zaten bu değil miydi? Bir türlü zayıf takımlara karşı konsantre olamıyordu.

Bugün takımın havası çok farklı. Sanki onlar da bu maçın takım üzerindeki İspanyol tahakkümünün kırılması için canlarını dişlerine takmışlar oynuyorlar...

Taktik disiplin...

Bu maç neyi gösterir ya da ispat eder? Yedi gol maçın daha ilk on dakikasında bitmiş bir maçı için ölçü değil. O zaman nye bakacağız?

Öncelikle Aragones'in takıma yerleştirmeye çalıştığı tek ve bol pasa dayalı oyun sistemini bu maçta kimler oynadı?

Hiç kuşkusuz önce Semih'i görüyoruz, kuşkusuz partneri Alex, sonra Roberto Carlos, biraz Deniz, ilk yarı Deivid...

Kendine oynayanlar kimler?

Bugün sahada hiç olmamasına rağmen yine de başa Güiza'yı yazacağım. Emre topla sevgililer gününü kutluyordu sanki... Uğur Boral gerçekten kendisine yazık ediyor. Uğur Boral ilk yarıda Semih'e bom boş pozsiyonda topu vermiş olsa ve o gol olsa da gol atmış gibi olurdu. Ama o ne yaptı, kendisi çekti şutu. Şut şut olsa... İkinci yarı Kazım'ın sevgilisini elinden kapmak için herşeyi yaptı durdu. Topu ayaklarına yapıştırmışlar, kimseye verme niyetinde değiller.

Kazım'ı ya da Deivid'i sol kanata yerleştirmek için epey çalışmak gerekiyor.

Gökhan'ın Alex'e yaptığı asist kusursuzdu. Yavaş yavaş... İşte sabır gösterilecekse böyle futbolculara gösterilmeli...

Deniz, Zico'nun onu oynattığı yerde oynadı ilk yarı. Sonra bütün takım farkın da etkisiyle yerini kaybedince o da sağ kanatta bile oynadı. Yenekleri sınırlı ama samimi.

Kazanmış takımın eksiklerini göstermeye çalışıyorum. Çünkü haftaya çok daha güçlü bir takım olacak Fenerbahçe'nin karşısında.

Aragones takım içinde bunu çözmeli işte. Bol ve tek pas doğru ancak rakip bir türlü eksiltilemiyor. Çünkü topu ayağında çok tutan futbolcular var. Takımın yarısından fazlası egoist olunca pozisyon da olmuyor.

Aragones'in taktik bu sistemine en uygun futbolcular Alex ve Semih'tir.

Şimdi ona bir soru sormak istiyorum.

Bugün sahada Güiza olsaydı. Takım böyle olmazdı ya, diyelim ki yine goller atılmaya devam ediyordu. Sayın Aragones, Güiza'yı çıkarıp, İlhan'ı alır mıydı?

İnsanın bir kere inancı sarsılmaya görsün, ağzı ile kuş tutsa artık bu sene yaptıklarını unutturamaz.

<ımg title="Fenerbahçe-Hacettepe" src="http://www.htspor.com/2009/02/14/galeri/128378/5_k.jpg" border="0">

Fenerbahçe'nin ilk golünden sonra bütün yedek oyuncularıyla tek vücut olması görülesi bir görüntüydü.

Son sözümüz Fenerbahçe takımının kaptanı için. Alex bütün istatistikleri tek başına kendisi değiştiriyor. Onu izlemek büyük bir keyif, onun Fenerbahçeli olması ise çok büyük bir mutluluk.

Bu büyük bir aşk... Sevgililer gününün en güzel armağanı da bu olsa gerek.

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..