Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe düşmanlığı; kara cehalet; kör fanatizmdir

Fenerbahçe düşmanlığı; kara cehalet; kör fanatizmdir
 

Ankaragücü-Fenerbahçe maçı öncesinde ve sırasında çok önemli bir şeye şahit olduk; Fenerbahçe düşmanlığı.

Hafta arasında yakın çevremle şu konuşmayı yapmıştım.

“Ankaragücü’nün ligde konumu itibarıyla Fenerbahçe’den puan almasının veya kaybetmesinin kendisine bir etkisi olmayacaktır. Bu nedenle de maça ekstra konsantre olmasının bir anlamı yoktur.”

Bu yorumu yaparken Ankaragücü’nün peşinen teslim olacağını söylemiyoruz kuşkusuz. Bu farklı bir şey. Ancak maç 2-0 olduğu anda Ankaragücü tribünlerinden farklı sesler yükselmeye başladı; taraftarlar kendi yönetimine kızıyor, maçı sattıklarını iddia ederek bilançoyu görmek istiyorlardı.

Yine benzer yorum maç sonrasında farklı bir şekilde değerlendirildi.

Ankaragücü, Galatasaray’ı 3-0’la geçmiş, Trabzonspor’u yenmiş; Beşiktaş’a sahayı dar etmişti; sezonun ikinci yarısında da kalesini gole kapatmışken nedense Fenerbahçe’den 3 gol birden yemişti.

Kuşkusuz bu düşüncenin sahipleri; Fenerbahçe, Galatasaray’ı geçerken kalecisine, Beşiktaş’ı geçerken santraforuna laf etmekten geri kalmamıştı.

Yani Fenerbahçe ligde sadece Ankaragücü’nü değil, önüne gelen herkesi yenmişti.

Konu Fenerbahçe’nin liderliği, başarısı, galibiyetleri ya da şampiyonlukları olunca garip bir şekilde insanların zihinlerine olmadık düşünceler geliyor.

Ortada mutlaka çok geniş kapsamlı bir şaibe vardır ve Fenerbahçe şampiyon olabilmek için ezeli rakiplerin futbolcuları olmak üzere hemen takımdan bir oyuncuyu satın almış gözüküyordur.

Yani?

“Kısaca, Fenerbahçe’den nefret ediyorlardı.”

Geçen Çarşamba günü kupa finalini Trabzonspor’un almasıyla Türkiye’de gerilmiş bütün sinirler bir anda boşalıvermişti.

Bütün stadyumlarda ev sahibi, konuk takım taraftarı ayrımı gözetmeksizin hep bir ağızdan “Urfa’nın etrafı” türküsü söylenirken tam bir düğün havası vardı.

“Bu Fenerbahçe nefreti nereden geliyor?” diye sorulduğunda kestirmeden hemen “Aziz Yıldırım” cevabı veriliveriyordu.

Bunun nesnel bir sebebe dayanmadığı ortadadır.

Özellikle bir Ankaragücü, Bursaspor taraftarının Fenerbahçe’den nefret etmek için elle tutulur tek bir sebebi yoktur.

Ancak olmadık şekilde yaratılan ve ortaya serpiştirilen bu kin tohumları gelecek senelerde nereden kaynaklandığının unutulduğu anlamsız bir çekişmenin de başlangıcı olmaktadır.

Aziz Yıldırım, Bursaspor’dan Baliç’i almak için 9 milyon dolar para saydı. Kayserispor’dan Mehmet Topuz’u almak için daha fazlasını verdi. Beşiktaş yönetimi Mehmet Topuz’u kaçırıp, çok daha az paraya almaya çalışırken, Fenerbahçe yönetimi Pazar değeri ne ise onu ödemeye razı oldu. Trabzonspor’dan Gökhan Ünal’ı da bedelsiz almadı. Bilica Sivasspor’dan bedavaya gelmedi. Gençlerbirliği’nden, Gaziantepspor’dan az oyuncu transfer etmedi Aziz Yıldırım.

Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın bugün Kayserispor’la çok ciddi sorunları var. Neden? Çünkü her iki takım da Kayserispor’un futbolcularını ucuza kapatıp, bonservissiz alma peşinde koşuyor da ondan.

Bir kaç sene öncesine kadar Aziz Yıldırım için “bölücü” diyen Gençlerbirliği Kulübü Başkanı son Ankaragücü-Fenerbahçe karşılaşmasında başkanın yanında yeraldı. Hatta yayın ihalesi sonrasında Aziz Yıldırım’a katkılarından ötürü teşekkür etti.

Bugün Aziz Yıldırım sadece Fenerbahçe’yi büyütmekle kalmadı; futbolumuzun piyasa değerini de yükseltmiştir.

Fenerbahçe’nin varlığı futbolun Anadolu takımları için bir gelir kapısı olmasını kolaylaştırmış; neden yaratmıştır.

Fenerbahçe Anadolu’daki her ürünün değerini ödeyerek satın almıştır. Bu önemli bir farktır.

Şu bir gerçektir ki; Fenerbahçe’nin ismini ağza almak iyi ve kötü anlamlarıyla prim yapmaktadır. İşin cehaleti de buradadır. İnsanlar, pazardan pay kapmak için tezgaha böyle ürün koyan insanların seyyar satıcıların tuzağına düşmektedir.

Ancak Fenerbahçe düşmanlığı yapmak için insanların dayanacakları temel artık çökmüştür.

Bir Galatasaray taraftarının Fenerbahçe’yi sevmiyor olmasını anlamak mümkündür. Haklı sebepleri vardır. Beşiktaş dahil olmak üzere diğerlerinin bunu düşmanlık olarak göstermeye çalışması ise olsa olsa kara cehalet; kör fanatizmdir.

Anlamsızdır!

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..