Fenerbahçe Kadıköy klasiklerine devam (Fenerbahçe 2-0 Galatasaray)

Fenerbahçe; ligin 11. haftasında ezeli rakibi Galatasaray'ı, kendi saha ve seyircisi önünde 2-0 mağlup ederek, hem liderliğini sürdürdü, hem de ezeli rakibi ile arasındaki puan farkını 9'a çıkardı.

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Alves, Egemen, Caner, Mehmet Topal, Emre (Salih), Cristian (Mehmet Topuz), Kuyt (Emenike), Sow, Webo

Galatasaray: Eray, Eboue, Semih (Aydın), Chedjou, Dany, Ceyhun (Engin), Melo, Bruma (Umut), Selçuk, Burak, Drogba

Fenerbahçe; ligin başından bu yana alışılagelen önde pres yaparak baskılı başlangıçlarına bu akşam yenisini ekleyemedi.

Çünkü Ersun Hoca'nın bu akşamki önceliği, takımın geçen yılki yapısına daha yakın olan kontrollü oyun yapısıydı. Takımın ileri üçlüsü ve defans dörtlüsü klasik, orta üçlü ise takımın 30 yaş üstü ağır-aksak da olsalar, tecrübeli ayaklarıydı.

Bu orta üçlü ilk yarı boyunca kapanan rakibi açmakta oldukça zorlandılar. Geçen yıldan bıkıp usandığımız yan ve geri pasları sıkça izlemek durumunda kaldık. Penaltı pozisyonu ve Gökhan'ın isabetsiz şutu dışında rakip kalede tehlikeli bir atağın gerçekleştiğini söylemek güç.

Galatarasay da Fatih Terim'de yaşadığı takım ruhundan oldukça uzak, rakibi kapalı savunmayla karşıladı. Bruma, Burak ve Drogba ile kontra atak hüvviyetine büründü. Drogba'nın uzaktan şutları dışında herhangi bir etkinliği olmadı.

İkinci yarıda Galatasaray geriye düşmenin de etkisiyle oyunu biraz daha geniş alanda oynamaya, kendi yarı alanından uzaklaşmaya başladı. Ancak geçmişten hatırladığımız ileride çoğalarak pozisyon üretme alışkanlıkları kalmadığından, sonuca herhangi bir etkileri olmadı.

Fenerbahçe'nin de rakibinden çok daha iyi oynadığı söylenemez. Ancak bazı doğrular var ki takım olarak bu doğruları gerçekleştirerek, hem rakibin direncini kırdı, hem de fazla risk almadığı halde sahadan net bir skorla ayrılmayı başardı.

Neydi bu doğrular: Fenerbahçe geliştirdiği ancak sonunu getiremediği bir çok atakta, rakibe önde baskı kurmayı, geride hazırlıksız yakalanmadan kritik faullerle olası kontra atakları kesmeyi başardı. Cristian pres konusunda her zaman olduğu gibi biraz pasif kalsa da takımın tecrübeli orta üçlüsü, rakip orta saha ile Drogba-Burak ikilisinin bağlantısını iyi kesti.

Fenerbahçe rakibine nazaran ileride daha çok adamla etkili olmaya çalıştı. Ancak Emenike'nin Sow-Webo performansına erişememesi ve 2-3 rakip arasında sıklıkla top sıkıştırması takımın ofans etkinliğine olumsuz olarak yansıdı. Yine Emenike'nin pozisyonlarda olduğu gibi gol sevinçlerinde dahi arkadaşlarından oldukça kopuk olduğu görüldü.

Bu akşamki derbi maç futbol kalitesi olarak oldukça düşüktü. Her iki takım da daha çok kaybetmenin getireceği olumsuzluklara odaklanmış olacaklar ki daha az risk aldılar. Takım organizasyonlarından ziyade bireysel mücadelelere şahit olduk. Sonuçta daha az hata yapan Fenerbahçe, centilmenlik atmosferinde geçen derbi maçından galip ayrılmayı bildi.