Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’nin “havuz”dan çıkmasına öncülük etmek, önce Galatasaray’a düşer!

“Kendilerinin tertemiz, Fenerbahçe’nin ise kirlenmiş olduğunu söyleyenler, bundan sonra o temiz havuzlarının Fenerbahçe tarafından kirletilmesine göz yummamalıdırlar. Herkes, bizler kadar açık ve bizler kadar kararlı olmadıkça, bizim muhatabımız da olamayacaktır. Buradan tüm Fenerbahçelilere ilan ederim ki, Fenerbahçe için şahsen tarafımdan desteklenen havuz sistemi, yine bizler tarafından en kısa zamanda sorgulanacak ve gereği, tarafımızdan kararlılıkla yerine getirilecektir. Bir yıldır bizleri kendilerinden saymayanlar, konu ekonomik kazanımlara, pasta paylaşımlarına gelince, her nedense, Fenerbahçe’yi ortak addetmekten kaçınmamaktadırlar. Bu oyun artık bitmelidir ve bitecektir”

Aziz Yıldırım, “havuz sistemi” sorgulanacak dedi, ortalık karıştı.

“Bildiri savaşları” başladı.

Bir yıl boyunca süren saldırılara çanak tutanlar, susanlar; susmayıp da “belge” diye ellerine verilenlerini sabah akşam “söz”le, “yazı”yla kullananlar, Lig’in Fenerbahçe’siz başlaması için çırpınanlar, bugün “Lig’in başlamasına az bir zaman kala, bu gerginlik niye?" diyenler, işe bak, “sağduyu”dan söz ediyorlar.

Aziz Yıldırım’ın sözlerini doğru okumak gerekir. O sözlerinin özü, “oyun oynadığı” saptamasıdır. Bu, öyle bir “oyun” ki, bu “oyun” içinde olmak, hiç de “gurur” verici olamaz. Çünkü kendini "tertemiz”, başkasını “kirlenmiş” sayanlar, nasıl olur da, “havuz sistemi” içinde bulunmayı içlerine sindirirler?

Hem rakibini suçlamak, hem de sıra, “konu ekonomik kazanımlara, pasta paylaşımlarına” geldiğinde bir arada bulunmaktan kaçınmamak...

Bu durumda, iş, “ben temiz, sen kirli”  nakaratına geldiği için, rakibinle o alanda birlikte olmamaktır. Bir başka deyişle, “... şikeden suçsuz olduğumuz anlaşılana kadar, Fenerbahçe'nin havuzda olmamasını sağlayacağız." dendiğinde göre, buna dünden razı olmaktır.

Fenerbahçe, “havuz”dan çıkma yollarını değerlendireceğini söylemişken, bu, “bulanmaz bir fırsat”tır, Bunu anında “fırsata çevirmek" de, kuşkusuz, daha çok, önce Galatasaray'a, sonra Trabzonspor’a düşer.

Fenerbahçe’nin, geçen yıl “havuz”dan kazandığı ne kadar, biliyor musunuz?

Tam 67.684.169 trilyon...

Ne güzel, bu para kadar, belki de daha çoğu Fenerbahçe’nin kasasına girmeyecek!

Ama öyle olmuyor, “Havuzu çıkamazsın!” deniyor?

Niye?

Fenerbahçe’nin olmayacağı bir “havuz sistemi”nde  kasaya giren para azalacak da ondan. İsteniyor ki, Fenerbahçe’ye her türlü saldırı/ karalama olsun, ama Fenerbahçe, “havuz”dan çıkmasın, gelsin paralar...

Başka para beklentileri de var:

Trabzonspor, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da Fenerbahçe’nin yerine Şampiyonlar Ligi’ne gitme umudunu daha yitirmedi. Çünkü UEFA, son kararı Disiplin Kurulu verecek, dedi. Öte yandan Galatasaray da, bekliyor ki, Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalamasın. Çünkü 10 milyon EURO, “ayakbastı parası” olarak Galatasaray’ın olacak!

*****

Aziz Yıldırım, “havuz sistemi” sorgulanacak dedi, ortalık karıştı.

“... şikeden suçsuz olduğumuz anlaşılana kadar, Fenerbahçe'nin havuzda olmamasını sağlayacağız." denmesini “tehdit” diye sunanlar oldu.

(Kimileri diyor ki:

“Fenerbahçe, havuzdan çekileceğine, Lig’den çekilsin!”

Bunun doğru bir saptama olduğunu varsayalım. O zaman, şu benzer mantık/ yaklaşım da doğru değil midir?

“Fenerbahçe’yi kirli, kendilerini temiz görenler, Fenerbahçe maçlarına çıkmasınlar!”
)

Yapılması gereken ne?

Önce Galatasaray’ın, sonra Trabzonspor’un yapacağı en büyük iş, buna “kutsal görev” de diyebilirsiniz, Fenerbahçe’nin “havuz”dan çıkması için çaba göstermeleridir.

Bu fırsat, yüzyılda bir gelir!

Fenerbahçe’ye vurulacak en “büyük darbe” budur! Başkalarından “medet” umulacağına, “darbe” bekleneceğine, hazır, fırsat ayağa gelmişken...

Yok, bunlar yapılmıyor da, “Havuzdan çıkamazsın”, “Havuzu bozamazsın” deniyorsa, yapılması gereken belli:

Susmak!...

Ya da Yunus Emre’nin, aşağıdaki deyişini “Gel futbola dönelim gönül” biçimde anlamak, yorumlamak...

“Yoldaş olalım ikimiz
Gel dosta gidelim gönül
Haldaş olalım ikimiz
Gel dosta gidelim gönül”

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..