Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '16

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe taraftarı mutsuz

Her ne kadar maçın 117. dakikasında Ülker Stadyumu’nun tribünlerinden “Vitor Pereira” tezahüratları yükselse de Fenerbahçe taraftarı, bu sene birçok kere olduğu gibi, Kayserspor maçından da istediğini alan ama yüzü gülmeyen bir şekilde ayrıldı bana kalırsa.

Adına ister Morinyo ekolü deyin (ki Morinyo takımlarının bu derece katı savunma mertebesine ulaştıklarını hatırlamıyorum) ister bu oyunu 2004’te Avrupa şampiyonu olan Yunanistan’ınkine benzetin ortada su götürmez bir gerçek var ki Fenerbahçe bu sene besin değeri yüksek ama tadı hiç de güzel olmayan bir sebze yemeği gibi.

Ozan, Topal ve DeSouza ile ilgili konu malum ve bu durum Fenerbahçe’nin kısırlığının en önemli nedeni. Fakat bu konuda önemli bir ilave de şu olabilir, bu oyuncular arkadaşlarını pozisyona sokamadığı gibi kendileri de son vuruşlarda oldukça beceriksiz. Bu üç oyuncunun bu sezon attığı toplam gol sayısına bakılırsa durumun vahameti anlaşılacaktır.

Fenerbahçe’nin çok iyi savunma oyuncuları var. Forvet ve kanatları da gıpta edilecek cinsten. Fakat oyunun merkezindeki tatsızlık tüm takıma sirayet ediyor. Mevcut kadroda bu derdin tek dermanı Diego ve onun da yedek soyundurulması sarı lacivertlileri hücumda plansız, dağınık ve etkisiz kılıyor.   

Diego, Spartak Moskova maçlarında yok. Bu nedenle Fenerbahçe bu turda çok zorlanacaktır. Eğer tur geçilirse, Diego’nun katılımıyla dahi mevcut anlayışın sarı lacivertlileri turnuvada çok ilerilere taşıyacağını düşünmüyorum. Zira zor gol atan bir takıma karşı, eline geçirdiği pozisyonları değerlendirebilecek seviyede olan bir takım avantajlı olacaktır.

Aziz Yıldırım

Aziz Yıldırım, Mayıs’ta bir yere gitmeyeceğini açıkladı. Bunca yaşanandan ve söylenenden sonra artık bu söze yapılacak fazla yorum yok diye düşünüyorum. Tek ilave,  bence Mayıs’ta bıraksa her şeye rağmen iyi anılacak bir başkan olacakken devam etmekle bu işi riske atıyor.

Aziz Yıldırım ekonomik konulardan bahsederken Ziraat Türkiye Kupası’nın mali yük olduğunu, bir de Nani’yi 20m avroya satmadıklarını belirtti. Sanıyorum bu iki ifade çelişiyor. Zira eğer para değil sportif başarı önemliyse Türkiye Kupası’nın düşük maddi getirisinden şikâyet etmemek, yok sportif başarı değil de para önemiyse Nani’nin satılmamasından övgüyle bahsetmemek gerek.

Türkiye Kupası’ndan kulüpler para kazanmıyor olabilir. Avrupa Ligi’nde de durumun çok farklı olduğunu söylemek zor. Fakat her kupada ipi göğüsleme amacı güden bir takımsanız motivasyonunuz paradan ziyade maç ve kupa kazanma olmalıdır. Tabi tüm bunları yaparken de mali konulara dikkat etmek, kulübün yarınlara güvenle ulaşmasını sağlamak için gerekli mali önemleri –devlet veya üçüncü şahıslardan bir yardım beklemeden- almak ve aynı zamanda tüm turnuvalarda tüm gücünüzle var olmak durumundasınız. Yoksa nerede kalır büyük takım yöneticiliğinin alâmetifarikası?

 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..