Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '09

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçenin içler acısı komik centilmenliği

Fenerbahçenin içler acısı komik centilmenliği
 

Büyük taraftarın arasına karışıp (!) istenmeyen olaylara sebebiyet verenler..


Yazılarımı takip edenler konuyu bileceklerdir ancak bu konuyu yazdığım sıralarda sistemdeki aksaklıklar ve muhtemel bir fenerbahçeli blog yöneticisi sebebiyle son yazım yeterli yerlere ulaşmadı. Aslında fenerbahçelilerin de ilgisini çekecek bu konunun daha fazla kişiye ulaşması adına tekrarlamak zorunda kaldım, özür diliyorum.

Beko Basketbol Ligi 2008-2009 sezonu final serisinin son maçı da oynandı ve Efes Pilsen şampiyonluğa uzandı. Yıllardır Avrupa arenası dâhil son derece güzel ve profesyonelce mücadele eden Efes Pilsen’i bu başarısından dolayı tebrik ediyorum.

Maç sonrası çıkan olayları hepimiz gördük. Tam bir KARA LEKE! Efes Pilsen’in galibiyeti ile birlikte şampiyonluğunu da ilan etmesiyle salon savaş alanına döndü. Fenerbahçe taraftarları sahaya pet şişe, bozuk para, çakmak ve hatta sandalyeleri fırlatarak saha içini yabancı madde yağmuruna tutarken, bazı taraftarlar, tribünlerden aşağı atladı. Yedek oyuncuların bulunduğu bölümde sevinen Efes Pilsenli sporculara saldıran taraftarlarla Kaya Peker yumruklaşırken, Charles Smith ile antrenör Ergin Ataman da saldırının hedefi oldular. Ergin Ataman’ın sırtına tekme atacak kadar gözleri dönmüş bu sürüyü güvenlik görevlileri yardımıyla atlatan basketbolcular soyunma odasına kaçmak zorunda kaldılar. Tam anlamıyla tarihe geçen İLKEL ve KARA bir gece yaşadık.

Önce bunu bir inceleyelim:

Fenerbahçeli yöneticiler bu olayların baş sorumlusudur. Çünkü fenerbahçeli yöneticilerin taraftarlara verdiği tek mesaj “kazanmak, ne olursa olsun kazanmak”tır. (Benzer konuda Galatasaraylı yöneticileri eleştiren yazılarım da vardır.) Sporda kaybetmenin de bir erdem olduğunu kabullenemeyen bir öğreti ile beslenen bir kültürden gelen yöneticilerin, taraftarlara sportmenlik mesajları vermek yerine amigo tarzıyla demeçler vermesidir bu olayların en büyük nedeni. Kupada Galatasaray’a kaybettiklerinde de Beşiktaş’a kaybettiklerinde de ikincilik madalyalarını almak için seremoniye çıkmayacak kadar kaybetmesini kabullenemeyecek bir takımın yöneticileridir bu olayların baş sorumlusu.

Sık sık ekranlarda boy göstererek centilmenlikten bahseden fenerbahçelilerin verdiği centilmenlik dersleri “Şampiyonluğa oynadığı sürece centilmen olmak” konulu derslerdir. Haftalarca galip geldiklerinde veya ligi önde götürdüklerinde hep centilmenlikten bahseden bu kültür, geriye düştüğü anda kimlik değiştirir. (Örneğin bakınız 2005-2006 sezonu.) Siz hiç yenildikten sonra rakibi veya hakemleri tebrik eden ve “ama” ile bitmeyen bir demeç gördünüz mü? Bu kez daha da kötüsünü yaptılar.

Sporda kaybetmeyi ve rakibi tebrik etmeyi bilmeyenlerin, kimsenin kendilerini sevmemelerini bu tür olaylarda aramak yerine kendilerine cumhuriyet süsü verenlerin de suçudur bu olaylar! Ali Sami Yen’de sahaya yabancı maddeler atıldı diye haklı olarak günlerce söylediklerini bırakmayanların (o gün yapılanları ayıpladığımı bir kez daha belirteyim) bu olaya da tepki vermesini beklerdik. Çünkü bu maçta sadece sahaya yabancı madde atılmamış, bizzat sahaya girilerek rakip oyuncular ve antrenör dövülmüştür. Maç sonrası internette fenerbahçelilerin yorumlarını okudukça dehşete düştüm. Adeta bu olayları hakemler ve Efesli oyuncular çıkarmıştı. Hangi sebep taraftarların sahaya girmesini ve oyuncular ile antrenörü dövmesini haklı gösterebilir? Hadi canım siz de!

Kendisi Aziz Yıldırım tarafından atanan federasyon başkanı Turgay Demirel de bir başka suçludur. Zavallının bir sahaya atlayıp ribaunt almadığı kalmıştır. Efes’e kupasını bile vermeyecek kadar sonucu hazmedemeyen bir federasyon başkanı var bu ülkede inanabiliyor musunuz? Bu federasyon başkanının olduğu bir ortamda hakemlerin hala Efes’i kayırdıkları söyleniyorsa o hakemlerin yüreklerinden öpmek lazım. Efes’in kendine özel medyası olmadığından sadece fenerbahçe aleyhine yapılan hataların konuşulduğunu da bir kenara not edelim bu arada. Benden yana olsun da nasıl olursa olsun mantığıyla seçtirirsen koca (!) federasyon başkanını, bugünleri de yaşaman kaçınılmaz olur.

Bilmiyorum bir şeye daha dikkat ettiniz mi? Maç sonrası Efesli basketbolcuları dövmeye inen taraftarlara fenerbahçeli basketbolcuların hiç müdahale etmemesi ve olayları seyretmesine. Bu nedenle fenerbahçeli basketbolcular da sınıfta kalmıştır ve suça iştirak etmiş sayılırlar. Aslında buraya kadar bahsettiklerimiz değil asıl konumuz. Asıl facia, bu olayların altında yatan gerçek sebeplerin de göstergesi olan bundan sonraki gelişme:

Şimdi size, bu olayların gelecekte de hiç bitmeyeceğini ispatlıyorum, hem de delilleriyle! Fenerbahçe kulübünün resmi internet sitesinde yayınladığı bildiridir benim ispatım. Buyurun önce bir okuyalım bu bildiriyi:

“Beko Basketbol Ligi 2008-2009 sezonunu şampiyonlukla tamamlayan rakibimiz Efes Pilsen'i bu büyük başarılarından ötürü kutluyoruz.

Sporseverlere kaliteli bir final serisi yaşatmayı amaçlayan takımımızın, sıklıkla hakem hatalarıyla karşılaşması ve ayrıca hiçbir zeminde görmek istemediğimiz olayların yaşanması, sarı lacivert ailemizi derinden üzmüştür.

Türkiye'nin spor vitrinine daima öncü ve örnek olmayı hedefleyen ve bu amaç uğruna büyük uğraşlar veren Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, galibiyeti de mağlubiyeti de adımıza yakışır bir biçimde karşılamamız gerektiğinin bilincindeyiz.

Bu nedenle, dün akşam Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yaşananlar, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri olarak büyük bir üzüntüye kapılmamıza ve kulübümüzün temsil ettiği değerlerin zedelenmesine neden olmuştur.

Yaşananları hoş görmemiz veya tasvip etmemiz söz konusu dahi olamaz. Ancak büyük taraftarımızın arasına karışıp bu istenmeyen olaylara sebebiyet verenlerin, aynı bilinçle hareket etmediklerini de söylemek zorundayız.

Çocuklarıyla takımını desteklemeye gelen sağduyulu sporseverlere hiç kimsenin böyle bir anı bırakmaya hakkının olmadığını önemle vurgulamak istiyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu olarak, dün yaşananlar nedeniyle büyük üzüntü duyuyor, benzeri olayların bir daha yaşanmaması adına gerekli katkıyı sürekli olarak sağlama sözü veriyoruz.”

Ne dersiniz? Üstelik Efes’i tebrik eden ve olaylardan üzüntü duyan (!) bir mesaj bu! Satır aralarına gizledikleri masum cümlelerin anlamları ise şu şekildedir:

1. Evet tebrik ediyoruz ama Efes bizi hakem hatalarıyla yenmiştir.

2. Hakem hataları olmasaydı bu olaylar da olmazdı.

3. Olaylara sebebiyet verenler fenerbahçeli taraftarlar değil, onların arasına karışmış bilinçsiz kişilerdir.

Bu bildirideki gibi düşünen fenerbahçelilere maç sonrası salondaki havayı yansıtan resimlere tekrar bakmalarını tavsiye ederim. Eğer bu bildiride yazanlar doğruysa, salondaki fenerbahçelilerin sayısının, sahaya koltuklar dâhil her şeyi fırlatan ve bir kısmı da oyuncuları döven o “araya karışanlar”a nazaran azınlıkta kaldığını göreceklerdir. Ve bu centilmenlik (!) anlayışına sahip olundukça, bu olaylar bu kafayla gelecekte de artarak devam edecektir.

Bu olayların en iğrenç yanı maç sonrası yayınlanan bu bildiridir. Bu bildiri, fenerbahçe ve yönetiminin centilmenliğin neresinde olduğunun en yakın ve en açık ispatıdır. Türk sporunun gelişmesinin önündeki en büyük engel bu kafadır!

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..