Futbol ve Cehalet…

Bu gün bir gazetede gördüğüm birkaç cümle beni bu yazıyı yazmaya itti. 

Soru: 

- Sizce Fenerbahçe’nin önümüzdeki sezon şampiyonlar liginde hangi seviyeye kadar yükselmesi başarı sayılır? 

Sorudan da anlaşılacağı üzere bu sorunun muhatapları Fenerbahçe taraftarları olmalıdır. Oysa alttaki ilk yorum şöyle. 

- Kesinlikle sıfır çekip puansız dönerler. Bu yorumu yapan da bir Beşiktaş taraftarı (Rumuzundan belli) 

Ağırlık futbol olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde spor sevilen uğraştır. Bazı yerde futbol, başka yerde basketbol, atletizm veya başka bir dal. Sonuçta yapanların da takip edenlerin de kesin keyif aldığı bir olaydır spor yapmak. Bilmem hiç düşündünüz mü, neden spor bu kadar çok sevilir? Çeşitli yanıtlar verilebilir ve hepsinin de kesin doğruluk payları vardır. Üzerinde en çok birleşilen sevgi sebebi ise başarıların anlık oluşu, bu müsabakada başarısız olanın bir dahaki müsabakada başarılı olma şansının olmasıdır. 

Bir atletizm müsabakası düşünün. Piste çıkıp koşacak atletlerin kaçıncı olacakları kesin belli. Veya bir futbol ligi düşünün, sezon sonunda takımların hangi sırayı alacakları baştan belli olsun. Kim ilgi gösterir ki o müsabakalara? Ama özellikle takım sporlarında, en zayıf gibi görülen takımın en kuvvetli gibi görüneni yenme olasılığı sporu sevimli kılar. 

Bir de sporu sevimsiz kılan kişiler var ki ben onlara sadece cahil diyeceğim. Bunlar sözüm yazıdan dışarı taraftar. Müsabakalarda her türlü taşkınlığı yapan, tuttuğu takıma zarar veren bir kısım cahiller. Yukarıdaki örnekte geçen kelimeler çok hafif sataşma biçiminde kalıyor olsa da, bir takımın taraftarına yönelik bir soru altında başka takım taraftarının yorumunun ne aradığı ancak ve en hafif, en kibar tabirle cahillik olarak nitelenebilir. Başka takımların taraftarına sataşmak, onları aşağılamak, kavga etmek asla taraftarlık değildir. Bu cahil kişilere taraftar örneği vermek istiyorum. 

“Böyle sevgi görülmedi 

Fenerbahçe Kulübü’nün 87 yaşındaki bayan taraftarı İsmet Soygür’ün, süresi biten kartını kulüp merkezine kadar giderek yenilemesi, çalışanlara duygulu anlar yaşattı. 

Kulübün internet sitesinde fotoğrafları yayınlanan İsmet Hanım’a, Şükrü Saraçoğlu stadındaki Fenerbahçe Kart ekibinin büyük ilgi gösterdiği bildirildi. kartını büyük bir mutluluk içinde alan İsmet Hanım’ın, ilk çıktığı sezondan itibaren taşıdığı taraftar kartını Fenerbahçeliliğin bir kanıtı olarak gördüğünü ifade ettiği belirtildi.” 

İşte size gerçek bir taraftar örneği. Ciddi, kibar ve olması gerektiği gibi. 

O, başka takımların taraftarına sataşan, onları aşağılayan sözde taraftarlara sormak isterim. Acaba kulübünüzün başarısı için hangi katkıda bulunuyorsunuz. Ona hangi mali desteği veriyorsunuz? Yoksa sadece, ben Fenerbahçeliyim, Galatasaray lıyım, Beşiktaş lıyım, Trabzonspor luyum deyip rakiplere küfür mü ediyorsunuz. 

Önümüzdeki sezon spor alanlarında küfür, şiddet, kargaşa, gibi sporun özü ile hiç de bağdaşmayacak durumların yaşanmayacağını ummak istiyorum. 

İzmir 2011-06-11