Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Futbol ve insanın yenme azmi

Futbol ve insanın yenme azmi
 

Futbol izleyicisiyseniz, çok sık şahit olmuşsunuzdur. Futbolcular gol atınca, maçın ve golün önemine göre şiddeti yükselen olağanüstü bir sevinç yaşıyorlar. Ağızları ve gözleri olabildiğince açılıyor, neredeyse yüz kasları görülecek kadar enerjiyle doluyor ve bedenleri de bu enerji patlamasına eşlik ediyor, sıkılan yumruklar, yükseğe daha yükseğe çıkmaya çalışan kollarla merak uyandırıcı bir hal alıyorlar.

Bir futbolcudan, gol atmanın bir tür orgazm gibi bir şey olduğunu duymuştum.

Acaba gol atmakla ne oluyor ki, kişi, bir insanın normal hayatında çok nadiren göreceğimiz, belki de hiç göremeyeceğimiz derecede sevinç yaşıyor?

Bu sanırım futbol etkinliğinin kendisinin yarattığı bir şey. Beden gücüyle yapılan mücadele, insanın kimyasal yapısını o hale getiriyor ki, gole kilitlenmiş bu yapı, gol olduğunda müthiş bir deşarj yaşıyor olabilir.

Varsayımsal bir cevap bu. Ama yine de eksik. Çünkü, bu olağanüstü sevinci yaşayan, sadece gol atan futbolcu değil; seyirci de benzer bir sevinç yaşıyor.

İlk cevabı kenara atmak gerekiyor bu durumda. Futbolun da içinde olduğu, bir rekabet, yenme gücü, azmi, hırsı ile dolmak, insanın şu anki ruhla ve kimyasal yapısı ile çok örtüşen bir şey. İnsan, yenme azmi ile dolduğunda, bu amaca ulaştığında, yenme azminin dolma gücüne göre, boşalmaya uğruyor.

Futbol da, bu bakımdan öne çıkmış bir spor dalı. Milyarlarca insan futbol ile ilgileniyor. Bu da, hem oyuncuyu, hem taraftarı, yenme azmi enerjisiyle dolduruyor.

Bu noktada, neden başka dal değil de, futbol başat olmuştur diye düşündüğümüzde ise burada futbolun kendi özelliklerinin devreye girdiğini görebiliriz. Ama tabiki bu da yine insan doğasına bağlıdır. Esas kaynak insan doğasıdır.

Futbolu, diğer spor dallarından ayıran özellikleri:

.. Kişi, uzun boylu olmasa da, iyi sıçrayamasa da, fizik gücü çok fazla olmasa da bu sporu yapabilir ve gençliğinde yapmıştır. Yapabilir olduğu için, sahadaki futbolcularla kendini özdeşleştirebilir ve yapmış olduğu için, bu özdeşleştirmeyi çok daha yoğun hissedebilir. Uzmanlık ya da özel yetenek gerektirmediği için, herkes kendini bu spora yakın hissedebilir. Kadınların spordan ve özellikle futboldan uzak olmalarının dayanağı bu olabilir. Çünkü kendini özdeleştirememektedir.

..Bir diğer özellik, kullanılan alanın geniş olması daha çok izleyiciyi çekiyor ve daha çok izleyici daha fazla sosyal bir ortam yaratıyor. Sosyallik çekicidir.

..Futbolun estetiği yüksektir. İnsan bedeni estetik bir yapıdır. O bedenin her atletik pozisyonu yapması seyre değer bir şeydir, izlenirliği artırır.

..Futbolun mantığı karmaşık değildir, aşağı yukarı her insan çözebilir. Taraftarın sporun oluşu üzerinde akılyürütebilmesi çekiciliği artırır ve insanlar birbirleriyle futbol muhabbeti yapabilir. Bu da sosyalliği artıran bir şeydir.

..İnsanın yenme azmiyle örtüşen bir şey de kimliktir. Çünkü, yenme azmi, bir tür id'e dayanır, sosyal kimlikler de, sosyal id'lerdir. Örneğin, FB'li olmak, bir Türk olmak, bunlar futbolda varolan ve yükseltilen aidiyet duygularıdır.

Futbolun bu özellikleriyle, olağanüstü modern statlarda oynanması, futbol basınının çok büyük olması, bu olayı çok popüler kılıyor.

Bu özellikleriyle futbol, insanın içindeki yenme arzusunu uyandıran bir afrodizyak gibi bir şey oluyor, bu duyguyla yoğunlaşan kişiler, gol olduğunda bir tür duygusal ejakülasyona uğruyor.

Öyle görünüyor ki, insanın içindeki yenme, üstün gelme arzusu belki de onun en yoğun duygusu. Tabiiki, bu duygunun terbiye edilmiş olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ya da üstünün örtüldüğü. Çünkü bu duygu futbolun dışındada insanlarda hakim ve insanlar arası ilişkiler ülkeler arası ilişkiler, ekonomik ilişkiler vs. bu duyguyla yönetiliyor terbiyeli bir şekilde. Kanunlar bu terbiyenin bekçisi.

Evet, bir kısmı başarı dediğimiz şey olan) bu yenme azmi insanoğlunu kalkındırıyor, ama aynı zamanda başının belası da, çünkü, dünyayı yaşanmaz bir yer olma noktasına getirmek üzere. Bakalım kendini terbiye edebilecek mi, yoksa sonunu hızlı bir şekilde hazırlamakta mı?

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..