Futbol yok Semih var

Bursa’ya 5 atan kadrodan 7 kişiyi dinlendirmeye almıştı Dede. Hâlbuki tam da futbolcular Kocaeli ve Bursa maçlarında yavaş yavaş kendilerine gelmeye başlamışlardı. Bu sefer Ankara’da maçın başında Semih’le gol bulunca kazandı Fenerbahçe. Şayet bu gol olmasa maçı kazanması yine çok zordu. Gol tamamen Semih’in kendi gayretleri ve yokluktan yarattığı toptan oldu. Aslında Semih topu düzelttiğinde sağ taraftan gelecek arkadaşını aradı ama orada olması gereken kimse olmayınca soluyla vurmayı denedi ve gol oldu. Semih’in pasını alması gereken isim Kazım’dı ama Kazım’ın aklı halen Arsenal maçında kalmıştı ki maça kendisini bir türlü veremedi. Maçın en etkisiz isimlerinden biri olmasına karşılık birde orta hakemin uydurma faulüne kurban gidip dilini tutamayınca takımını 10 kişi bıraktı. Belli ki Deivid’in geri dönüşü Kazım’da stres yapmaya başlamış.

7 yeni futbolcuyla kupa maçına çıkan Fener’de orta alanda ilk yarı Deniz Josico Tümer ve Kazım görev alırken ikinci yarıya Deniz Maldo Kazım Wederson dörtlüsüyle çıktılar. Tümer aylar sonra forma giyerken ilk yarı istekli gözüken futbolculardandı. Özellikle sol tarafta Carlos Tümer ve Deniz daha etkiliyken sağ taraf Ali Josico ve Kazım’la hiç yoktu. Deniz demişken bu akşam ki Deniz’i Avrupa’da oynatamayan Dede başını duvarlara vuruyor mudur acaba ? İlerde de Semih tek başına boğuşup durdu ve Burak’la hiç uyum sağlayamadı. Dönem dönem Burak ile Semih arasında yaklaşık 25-30 metre mesafe oldu. 10 kişi kaldığı dönemde bile ve kısa sürede Semih’in Deivid ile daha uyumlu oldukları gözüktü. Burada haftalarca forma şansı bulan Burak kadar genç golcü İlhan Parlak’ın da artık Burak kadar forma şansı bulması gerektiğini hatırlatalım. Burak Guiza ile kendi oyununu ve mücadelesini mutlaka karşılaştırmalı ve neden yedek kaldığını görmeli.

Ancak ikinci yarıya Tümer ve Wederson’u alarak başlayan Dede burada da aceleci bir tercih yapmış oldu. Oysa geçen hafta kendisisini beğendiğimiz Josico’yuı oyundan alıp, Tümer’i sahada tutup orta alana, Wederson’u da sağa çekebilirdi. Böylece ileriye top taşıyabilen ve top tutabilen oyuncu olan Tümer’i daha verimli kullanabilirdi.

Maç öyle bir gitti ki bir ara Ankaragücü yüzde 57/43 topla oynama oranı yakaladı ki bu büyük takımların yurtiçinde kolay kolay ulaşamayacağı bir oran oldu. Bu dönemde Ankaragücü’nün gol atacağını ve atarsa da Fenerbahçe’nin çıkaramayacağını düşündük. Ama tribünlerinin devamlı yönetimlerine küfür eden Ankara’nın gücü olmadığını da gördük. Bu durumda maçın başındaki gol veya oyunda Semih olmasaydı bu maçı Fenerbahçe kazanamazdı. Ya da rakip Ankaragücü olmasaydı…

İşin ilginç yanı ciddi bir rotasyona giden Dede henüz 60.dakikada ve oyunda 1-0 üstünken 3 oyuncu değişikliğini de kullanmış oldu. Bunun bizim nezdimizde mantıklı bir izahatı maç boyunca olmadı. 30 dakika değişiklik hakkını 1-0 galipken kullanamamak pek sahalarda gördüğümüz uygulama değildi…

Son sözümüz genç kaleci Volkan Babacan’a… Maçın en çok öne çıkan oyuncusu oldu bu gece. Gencecik yaşında önündeki milyon dolarlık ayaklara aldırmadan bir dev gibi duruyor kalede. Bu sayfaların okurları bilirler ki Babacan Volkan’a çok güveniyorum. 80 küsur kere milli formaları giyen Volkan çok başarılı kurtarışlarına devam ediyor. Kendi takımında tartışılan Tolga Zengin’i 3.kaleci tercihi yapan Fatih Terim’in o milli formadan bir tane de Babacan’a ayırmasını bekliyoruz. Bu da yakındır. Bravo Babacan…

Cumhuriyet Bayramı tüm Ulusumuza Kutlu Olsun.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

29.10.2008