- Kategori
- Şiir
Fuzulen (Vefasına Turp Sıktığım)
Bir zamanlar
gökyüzünün aylak, başıboş yıldızlarına
benzemek istediğimi sana söylemiştim
hani ya mecazında!
Sonra
bana bir çift yıldız göstermiştin, biz diyerek!
Hangi dileği diledin de
başıboş onca yıldızdan
cismen, en kayganı oldun?
Pek tabi, usulsüzce, fuzulen!
Kalbim sancılanıyor mu ne?
Ne ara gittin be, ahhh
vefasına turp sıktığım diyesim geldi!
Hemde bu kadar kısa zamanda
ve de ışık hızının haz duyulmaz halinde!
Şimdi
gel, gör halimi diyeceğimi mi sandın yoksa?
Yok daha neler, bence o kadar da uzun boylu değil mişsin!
Unutulduysam, unutacağım elbet
fuzuli saymışsan beni , bir kez ömrüne değer
önsözüm olmaya hakkın da yok
kalbimin eser, his hitabında!
Bu saatten sonra
başıma taç olacağını da kim söylemiş
sol yanım, yerli yerinde kanıksar mı sandın
sen
tarafımdan, kayda geçmeyen, başıboş yıldızını?
Nedense değer elden kaybolduğunda
aranıp sorulur derler ya
ben, artık o kanıda dahi hiç değilim!
Uzak dur,
sadece ve sadece
arama derim, ne bir, ne de binbirinci kez, fuzulen!
kalbinin
kalbim üzerinden sıyrılıp
sahasından, gitmesini asla tahayyül edemezken
ızdıraba gark edipte gittin
Bilesin
ölürümde yine bakmam yüzüne!
Bu denli güvenimi sağlayıp, sağ gösterip
sol evimden kroşeyi çaktın ya!