Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '11

 
Kategori
Spor
 

Galatasaray'da iktidar değişimi neye çare olur?

Galatasaray'da iktidar değişimi neye çare olur?
 

Galatasaray’ın mevcut durumundan kurtulması için yönetimin uzaklaşmasını sağlayanlar yeni gelenlerin sihirli bir dokunuşla kulübü içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtaracağı gibi iyimser bir beklenti içine girmiş olmalılar. Bunun kamuoyunda da önemli desteği olduğunu düşünüyorum.

- Galatasaray’ın en büyük sorunu nedir?

“Para, borçları ve ekonomik dengesizliği, zararı…”

- Ünal Aysal nasıl bir beklenti yarattı?

“Adam cebinden parayı çıkarıp masanın üzerine koyacak ve çarkların dönmesi için hareket sağlayacak!”

Böylesi çözümlerin sadece ülkemize has olduğunu da düşünmeyelim. Avrupa’da da benzer şekillerini görüyor, takip ediyoruz. Ancak para tek başına sorunları çözmek için yeterli olmuyor.

Yılbaşı’nda büyük ikramiye kazanmış ancak elindeki parayı kısa sürede tüketmiş olan talihlilerin yaşadığı tecrübelere ait her sene çekiliş zamanında ibret öykülerini dinleriz. Bu talihliler parayı kullanma ve yönetme becerileri olmadığından kısa sürede zenginliklerini çarçur ederler.

Kulüp yönetimi bire bir bunun aynısı değil; çok ilginçtir tam tersidir. İş yaşantısında paranın nasıl yönetileceği üzerine büyük uzmanlık tecrübesi olan işadamlarından oluşan kulüp yönetim kurulları sorumlu oldukları yapılara telafisi mümkün olmayan büyük borç kütleleri yaratırlar. Her gelen bir diğerinin üzerine koyarak kütleyi artık geri dönüşü olmayan bir şekle sokarlar.

Galatasaray’ın durumu tamamen budur. İki hafta önce Sn. Murat Sabuncu Galatasaray’ın bilançosunu çok net olarak ortaya koymuştu. Galatasaray tabloların bileşkesi alındığında yaklaşık 1.100.000.000 TL’lik bir sorunla boğuşmaktadır. Bu sorunun çevrilebilmesi için de 100.000.000 TL’lik bir şahsi kefaletle yeni bir kredi alınması planlanmaktadır.

Futbolun bir endüstri olduğunu konuştuğumuz günümüzde herhangi bir ekonomik yapı için böylesi bir negatif hesap kabul edilmesi mümkün olmayan bir değerdir. Normal şartlarda böylesi büyük bir borç içinde olan şirketlere bankalar kredi, teminat mektubu vermezler. Bu iki argüman olmadan da ticari faaliyetinizi yürütmeniz mümkün değildir.

Aklı başında hiçbir işadamı böylesi bir yapının başına geçmez, sorumluluk almaz.

Ancak spor kulüpleri için çok önemli bir istisna söz konusudur. Çünkü orası aynı zamanda içindeki karmaşık ilişkilerin hiçbir zaman bilinemeyeceği bir sistemi barındırmakta, beslemektedir. Bu sistemin içindeki ilişkileri yönetmeye aday olanlar kuşkusuz bunun getiri ve götürü dengesini en iyi hesap edebilen kişilerdir.

Bir dostum yakın zamanda yaptığımız bir sohbette bu ilişkileri çok ilginç bir şekilde tanımlamıştı.

“Kendi şirketlerini Ceo ve genel müdürlerle profesyonelce yönetenler nasıl oluyorsa konu kulüp olduğunda dümenin başına geçme konusunda bir saniye bile düşünmüyorlar.”

Galatasaray’ın daha iyi yönetilmesi mümkün müdür?

Bir başka şekilde soralım; son beş sene içinde Galatasaray’ın yaşadığı iki şampiyonlukta katkısı olan Sn. Adnan Polat’ın bilmediği yeni bir düzen vardı da gerçekleştiremedi yeni gelenler mi bunu başaracaklar?

Açıkçası bugün futbol kulüplerinin gelirlerinin nerelerden geldiğini hemen herkes çok iyi biliyor. Ortada bir havuz var ve hacmi belli, maksimum ulaşılabilecek kazanç da. Stadyum ve forma gelirlerinden gelecek bütçe de üç aşağı beş yukarı temel giderlerinizi ancak karşılar büyüklüktedir.

Geriye iki şey kalıyor.

1. Futbol dışında bir takım ticari ilişikler kurarak buradan kazanç sağlamak; Riva vs.

2. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalin ötesinde bir yerlere gitme başarısı göstermek; mümkünse final oynamak.

Kuşkusuz bu projeleri hayata geçirmek tek başına Galatasaray’ın üstesinden gelebileceği şeyler de değildir. Özellikle 2 numaralı seçenek futbolumuzun ortak meselesi ve amacıdır.

Kısacası Galatasaray’daki iktidar değişiminin kısa vadede temel sorunları çözeceğini beklememek gerekiyor.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..