Galatasaray'da şimdi ziller çalıyor...

Fatih Terim sonrası Galatasaray’ı ne olur?

Şimdi herkesin aklında bu soru? Tabii, bu sorunun arkasından gelen bir sürü soru var?

Yeni Teknik Direktör kim olur?

Galatasaray’ın kötü gidişi sonlanır mı? Galatasaray yine bu Sezon Şampiyon olabilir mi?

Olamazsa neden?

Bunlar açık açık sorulan sorular… Bir de içten içe sorulan bazı sorular var ki , haydi bazısını biz faşş edelim.

Dedik ki : “Bir kere Hoca gitti , diye bütün futbolcular yatacak. Ondan sonra sahada dökülecekler; taraftarlar Yöneticilere harlayacak; Yöneticiler birer birer istifa edecek...  En sonra da Ünal Aysal  bakacak ki yalnız kalmış, o da haydi bakalım… İşte bilimde "Zincirleme Reaksiyon" buna denir…!” Öyle mi?

Peki, bu gidişin , başlangıcı neydi?

Başlangıcı için diyebiliriz ki, Ünal Aysal’ın  Yönetim Kurulu’ndaki bazı çatlak sesleri temizlemesi ve Başkanlığı tam “Başkanlık Sistemi”ne dönüştürmesiydi.  Ondan sonra olacak olanlar oldu.  Terim bir yanda; Başkan diğer yanda… İlk önce küçük küçük dedikodular, ince ince laf sokuşturmalar; ondan sonra arkadan konuşmalar; ve evet, telefona çıkmamalar, diyalogun kopması.

Ünal Aysal bunun adını koymalıydı. Bunun adına Yönetim Bilim’de “Kriz” denir ve bunun çözümlemesi için belli bir takım “Kriz Çözüm” tekniklerinin uygulanması gerekirdi. Fakat “Krizin Yönetilememesi”  ve doğrudan iletişimin kopması , gerçek kopmalara takımı getirdi.

Şimdi sorulan asıl soru şu?

“Acaba Galatasaray’da Başkan mı önemli; yoksa Terim mi?”

İki pehlivan çıktılar meydana; haydi diyelim birbirinden merdane… Acaba oynanan oyunlar birbirinden merdane mi, değil mi … Zaman içinde öğreneceğiz ve göreceğiz.

Ama belli ki, Ünal Aysal Efendi, her şey  güzel giderken  “İmparator” rolüne özendi. Peki, o rolün altından kalkmasına olanak var mı?

Diğer yandan, herkes takımda , genel gidişe, saha içine filan bakıyor… Peki, mali portre ne alemde? Yabancı futbolcular için milyonlarca lira borçlanıldı. Bir sürü hesaplar yapıldı. Her şey iyi gitseydi; Galatasaray Şampiyon olup,  Avrupa’ya gidebilseydi ; mesele yoktu… Bu durumda bu paralar nerelerden bulunup ödenecek..? Kimse bu hesapları düşünmüyor, görmüyor; Ama yarın bir gün bu hesaplar, Aysal’ın önüne konulacaktır ve Aysal nereye kaçacağını bilemeyecektir.

Yani, “Kriz Yönetimi” yattı… Ki, büyük bir iş adamı olarak bunu aşması beklenirdi. Olmadı.. Çünkü durum pek iyi değil. Gerçi Lig henüz bitmedi, her şey için çok erken, ama o kadar da parlak değil.

Acaba, “Yarın adı büyük bir gavur Teknik Direktör getiririm, işler hallolur..” diye mi düşünüyor… Kolay mı?

Yarın, Galatasaray taraftarları da geleneksel  edeplerini kaybedip, Aysal’a  bir güzel name yakarlarsa ne olacak… Aysal  bu güzellemeye ne kadar dayanabilir?

Bütün bunlar ince meseleler, fakat düşünülmesi gerekirdi.

Terim, gitti ama “Bu iş bitmedi …” dedi. Ne demek bu? Terim Galatasaray’a acaba ne türlü dönebilir? Başkan olarak mı?

İşler raydan çıktı.

Sayın Ünal Aysal , “Başkanım da Başkanım…”  diye sonuna kadar direnecek mi?

Yoksa daha başka oyunlar mı göreceğiz? Hele biraz sabır; şu Rize maçını atlatıp, yeni hocamızı da bulursak...

Ehh.. Bence sesi güzel olanlar, Galatasaray Kulübünün önüne oturup, bir türkü patlatmalıdırlar:

“Terim Galatasaray'a, hükümdar olmaz… Aman olmaz!”