Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '12

 
Kategori
Spor
 

Galatasaray'ın gözünü para bürüdü

Galatasaray'ın gözünü para bürüdü
 

Galatasaray UEFA'ya şikayet'e gidiyor. Türk futbolunun 3 Temmuz'dan sonraki süreçte, tek kazançlı çıkan takımı olan Galatasaray'a kazandıkları yetmiyor. Zaten kendi derdine düşen takımların ligde rakip olamaması ve rahat rahat şampiyonluğa yürümeleri de onlara az geldi anlaşılan. Bana göre  Ligin en iyi kadrosuna sahip, iyi bir teknik direktörle şampiyonluğa giden takımın idarecilerinin, bu müracaat ve şikayet  çabası ise tam bir fiyasko.

Aslında Galatasaray'da UEFA'dan Türkiye Takımlarına bir ambargonun sözkonusu olmadığını çok iyi biliyor. Hukukta en önemli unsurlardan biri örnek davalardır. İtalya ve özellikle Milan örneği bile Türkiye için yeterli. Ama onların derdi yere düşmüş rakiplerine bir tekme daha atabilmek. Adı geçen takımların olası ceza almaması durumunda, işi UEFA'ya taşıyarak rakipleri için daha zorlu bir süreç başlatmak.

Özellikle ön planda sürekli sahne alan yönetici, bugün medyada yeralan açıklamalarında - eğer doğruysa-, gayet komik bir şekilde " biz önlemimizi aldık, Türkiye ceza alsa bile biz Avrupa'ya gideceğiz"  demekte. Acaba söylediklerine kendisi inanıyor mu? Aslında önlem falan yok. Çünkü öyle bir durum yok. Ya Ülke ceza alır ve hiçbir takım gidemez ya da sadece şikeye bulaşan  takımlar cezalandırılır. Bütün bunlar da Galatasaray'ın eğer varsa müracaatının hiçbir etkisi olamaz. Galatasaray'ın zaten Ülke Futboluna komple bir yasaklama gelmezse - ki eğer böyle bir durum olursa, bu Avrupa'ya gönderilmeyen Fenerbahçe yüzünden değil, aynı iddianamede yeralan ve kupalara katılan diğer takımlar yüzünden olur- Avrupa kupalarına katılmayla ilgili en küçük bir sıkıntısı olamaz.

Galatasaray'ın ettiği şikayet ne hukuk ne de UEFA için hiçbir anlam ifade etmiyor, çünkü bütün dava dosyaları zaten aşikar. Yaptıkları Galatasaraylı yöneticileri sadece, "komşumun bir gözünü çıkar" diyen hain komşu pozisyonuna sokuyor.

UEFA ve TFF'nin derdi şampiyonlar ligine almadıkları Fenerbahçenin suçlu,  Beşiktaş ve Trabzon'un ise suçsuz ilan edilmesi. Ne olduğu, gerçekte kimin suçlu olduğu kimsenin umurunda değil. Belki Fenerbahçe Şampiyonlar ligine gitmiş olsa O'nu da suçsuz ilan etmek için uğraşacaklardı. Ama olmadı, yaptıkları anlamsız hamlenin pisliğini bir türlü temizleyemiyorlar.

Yöneticilik büyük insanların işi.  Rahmetli Özhan Canaydın olsaydı acaba Galatasaray ne yapardı? Galatasaray'lı yöneticiler; doğum ve ölüm yıldönümünde sürekli programlar yapıp andıkları, ancak bir türlü manasına varamamış oldukları bu insanı, bir an düşünseler belki de işi çözecekler.

Galatasaraylı yöneticiler, maddi olarak kötü bir durumda olduklarının farkındalar. Her mali kongre onlar için ızdırap. Sermaye artırımı, hisse devri, kredi bulunması  ya da benzeri  geçici çözümlerin Galatasaray'ı götürdüğü nokta, sadece daha kötüsü. Kurtulmak için de bundan daha iyi bir fırsat bulamayabilirler, ancak farkında olmadıkları, herşeyin para olmadığı, hele hele zor durumda olanların sırtına basarak   kazanılan paranın hayır getirmeyeceği.

Davanın ilk seyrinde de, UEFA'ya el altından gönderilen şikayet  fakslarının adresi bu şekilde anlaşılabiliyor aslında. Galatasaray tek başına kalmak isteyebilir. Bu sayede 3-5 yıl maddi olarak kazanç sağlayıp rahata da erebilir. Ancak para yüzünden kimsenin, fanatizmin dorukta olduğu futbola, düşmanlık tohumları ekmeğe hakkı yok. Bundan sonra Galatasaray taraftarına her sataşmanın kaynağı yönetimleri olacaktır ve yine meydana gelecek her olayın müsebbibi de bu para için ebedi dostunu! anlamsız bir şekilde şikayet eden yöneticileri olacaktır.

Kazanacakları para kendilerinin de çok iyi bildikleri gibi meydana gelecek olayların kaynağını teşkil edecektir. Umarım o zaman yaşayabilecekleri vicdan azabını şimdiden tahmin ederler ve uğruna kendilerini halden hale düşürdükleri bu paranın,  tek zarar görecek insanın tırnağı bile etmeyeceğini anlarlar. 

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..