- Kategori
- Öykü
GECE OKUMALARI
Sabah uyanır uyanmaz kendime gelene kadar bahçeye bakan odada oturur, gece okuyup koltuğun üzerinde bıraktığım kitabı elime alır, ayracın olduğu sayfayı açar, kendi kendime "Bunu mu okumuşum" der, gayet memnuniyetsiz bir tavırla kitabı kendimden uzağa, bazen yandaki koltuğa, bazen de kitaplıkta belirlediğim bir noktaya nişanlayarak atarım. Genelde bu atışım acemi avcıların atışı gibi hedefi bulmaz, kitap alınması zor, Allah'ın belası bir yere girer ve ben tüm kabahat kitaptaymış gibi onu orada uzun süre bırakarak adeta cezalandırırım.
Yine böyle bir gün, tüm gece mest olarak neredeyse yarıya kadar okuduğum bir kitabı elime alıp biraz da sınırlarımı zorlamak için her zamankinden daha uzağa, kitaplığın en üst gözüne doğru attım. Kitap kontrol edemediğim bir hızla elimden çıkıp kitaplığa çarparak düşerken önümde duran sehpanın üstündeki su bardağını devirdi. Sehpanın yanında duran kitapları ıslanmaktan kurtarmak için telaşla oturduğum yerden kalkarken sehpayı devirdim. Sehpanın üzerinde ne var ne yok halının üzerine serilirken bir çay kaşığını doğalgaz sobasının altına girerken gördüm. Kaşığı almak için eğilirken sobanın arkasında sıkışıp kalmış bir kitabı fark ettim. Bu, birkaç hafta önce atıp yine hedeflediğim yeri tutturamadığım bir kitaptı. Dikkatle baktığımda kapağın üzerindeki fotoğrafta bana hayli muzip gelen bir yüz ifadesiyle "Hay senin yapacağın işe.." der gibi bakan Ömer Seyfettin'i gördüm....
- Toplam blog
- : 30
- : 68
- Kayıt tarihi
- : 14.10.20
Kendimi anlatacak değilim. Dikkatli bir okuyucu zaten beni tanıyacaktır...