Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Gece uykusu gelmeyenler

Gece uykusu gelmeyenler
 

BAK YANIMIN BOŞLUĞUNU GÖRÜYOR MUSUN? VE BEN SENİ BEKLEMENİN AZGIN KAVGASINA DAHA BAŞLAMADIM, SADECE BEKLİYORUM.


Ali KIZILTUĞ söylerken pür dikkat dinler olduğum Seyfi DOĞANAY’a ait bir türkü olan:

“Ay buluta girmiş Gece yarısı / üstüme yağıyor Nisan dolusu

Sevda çekenlerin gelmez uykusu

Yağma dolu yağma yol çamur olur / Yarim gelecekti, gelmek zor olur

 

Yağmur çiseliyor kar ile karışık / bizim köye giden yollar dolaşık

Sevdiğinden ayrı yaşar mı aşık

Yağma dolu yağma yol çamur olur / Yarim gelecekti, gelmek zor olur”

 

Çekilen acının ortamında boş boş beklemek olmaz. Yakışmazda insan olana.Hiç olmazsa eli uzanır içmek için. Ne içecek? Elbette çay. Aşk gibi içecek. Bağımlılık yapan dahası hasta yapan sigarayı zararlı bulduğumdan ne işi var bunca acının ortasında. Üstelik kokusuna dumanına, üstüne üstlük cepten gönüllü vererek zehirlenmeden nefret ederim.

Komünist Selçuk gibi; yahu sistem, sırf kendi kendileriyle uğraşsın, genelden uzak kalsın diye sigara salığa zararlı yaygarası yapıyorlar. Kendiyle uğraşan sisteme zarar veremez diyor. Ayrıca hiçbir bilimsel kanıt yokmuş; sigaradan ölen yada hastalanan bir vaka olmamış rastlanılmamış. Ama olmuş gibi yapılmış bugüne dek, diyor. Bizim Komünist Selçuk hem doktor, hem bilim adamı hem tarihçi hem de devrimci olabilen beğendiğim bir yetenek ama sigaraya olan zaafını kapatma teorisini pek tutmadım, beğenmem de zor.

Çay öyle mi yahu? O yoksa iç ayranı yerine. Su iç hiç itiraz bile etmez. Limonata, adaçayı ıhlamur, kuşburnu ne ararsan kabulüdür yerine…Aşka benzemez yani. Bağımlılığı ve esareti yoktur.

Dönüyorum türküye.İçinde acı çıkan ve acı çekenlerin beklemenin platonikliği içinde ne bir gelen ne de bir gelecek olanı bilen var… Ama türkü de öyle değil;Yari, yağan yağmurda gelmekten cayma ihtimalinden korkan aşıkların değil gelirken zorlanmasının yakıcılığına itiraz eden sevda bu.Kendisi için olsa da beklediği, ezilmeden süzülmeden ve sonuçta zamansız oluşuyla yıkıcı.

Beklemek hele gelmesi risklere bağlı olanların beklenmesi tedirgin edicidir. Asker annesinin (yada yavuklusunun), askerlik bitene dek oğluyla askerlik yapması da başka türlü açıklanamaz. Uludere insanının beklenmesi örnek, aşk yok mu? Beklenen var bekleyen de var. Ya yağan dolu var mı? O hem modern hem de yakıcı yüzüyle var: Kimyasal ve uçaklarla yağdırılan bomba dolusu, kimyasal dolusu. İşte burada gelmek zor olur. İnkar etmek bile kolayken hem de.

Artık Kızılırmak’tan Nevala Kasaba / Ape Musa girsin burada. Türkü başlayınca yazı bitmiş olsun yine…
Kekik, reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgar,
Kaynak: Bydigi Forum http://www.bydigi.net/turkce-lyrics/457476-grup-kizilirmak-musa-anter-nevala-kasaba.html#post2705411
Alçak damlı evlerin,yüksek küçük pencerelerinden
Soluk ışıklar yayılırdı geceye.
Köpek havlamaları korkulara karışır kaygıları beslerdi,
Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi
Belirli belirsiz,
Namlunun ucunda çırpınırdı yürekler,
Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğru,
Kapılar kırılır, talan edilirdi sevdalar,
Umutlar,
Ve insan olan ne varsa.
Akan aka kabilelerimizden
Zilan, munzur, otuz üç kurşun, nevala kasaba
Ve ülkemin bütün derelerinde.
O iklimde kalırdı acılar,
Duymazdı bir allahın kulu çığlıklarımızı
Ve dağlara sevdalanırdık.
Karabasan gecelerin sabahında direnmek kalırdı kürde
Yaşamanın bir diğer adı direnmektir.

Ape Musa

Derelerden kan akar burda nicedir,
Analar agit yakar her dogan gün
Gelinler yola bakar çaresiz
Oy, nevala kasaba oy...

Seninledir sevdam gönlüm dağlardadır oy
Sabahın rüzgarında çığlığında
Bir dağ düştü o dereye
Adı mahsun

 

 
Toplam blog
: 47
: 288
Kayıt tarihi
: 15.12.10
 
 

Denize yakın adam... İzmir'de yaşıyorum. ..