Geçmişi Unutmak

Sovyetlerin dağılması süreciyle birlikte soğuk savaş dönemlerinin sona ermesiyle küresel sermaye gücünün egemen olduğu dünyada her ülke kendi ekonomik ve kültürel bağlamda söz konusu küresel sermaye gücüne dahil ederek varlığını sürdürmekte.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkekerde geçiş sürecini maalesef sancılı geçirmekte olduğunun altı çizilmelşdir.

Sancılı geçmektedir, çünkü ülkenin eğitim düzeyinin düşük seviyede olması ve geleneksel kültür ve feodal yapıya sahip olması yeni dünya düzenine ayak uydurmakta zorlanmakta ve buna bağlı olarak çıkar çatışmaları nedeniyle ilişkileri tersyüz etmekte hatta çıkar çatışmakarı yüzünden feodal yapının neredeyse sıfırlandığını ve aile içi savaşlara dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Tabi ki bu bir süreçtir. Ülkenin eğitim kalitesi yükseldikçe ve sancılı sürecin neredeyse yarın asıra yakın süredir devam etmesinin nedeninin aslında bir emperyal proje olduğunu toplum olarak algılandığımızda kendiliğinden çözüleceğini ve normal akış sürecinin içine girileceğini de söyleyebiliriz..

İşte bu sancılı süreçte her şeyin meta ile ölçüldüğü ve değerlendirildiği ve önde tutulduğu ve bu nedenle insanlar arasındaki ilişkilerin bozulduğu dönemde insan bazen hayatın kötü olduğunu bile düşünebiliyor.

Oysa hayat güzeldir. Kötü yapan koşullar olduğunu unutmamamız gerekir diye düşünüyorum.

Birey olarak hayatınızın kötü olduğunu düşündüğünüzde, unutmayınız ki mutlaka takdir edebileceğiniz bir şeylerin olduğunu bilmenizi isterim. Meta anlamında söylemiyorum. Manevi anlamda mesela yolda yürürken küçük bir çocuğun size gülümsemesi kendinizi takdir için bir şeydir.

Veya hayatınızı kötü hissettiren geçmişte sizi gerek sözlerle gerekse eylemlerle üzen sizi inciten sizi kandıran insanlar varsa derhal hayatınızdan çıkarmanız gerekir çünkü siz özelsiniz. Kendinizi seviniz. Sevilmeye değer biri olduğunuzu bilmelisiniz.

Kendinizi sevmek ve saygı duymak, o insanları hayatınızdan çıkarmakla ilintili durumdur. Kimselerin size kendinizi kötü hissettirmesine asla izin vermeyiniz.