Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gelin ol, sakın gelme, öl, geri gel!

Gelin ol, sakın gelme, öl, geri gel!
 

Fotoğraf evliliğim.com sitesinden alıntıdır


Arkadaşımın kızının okuma bayramına davetliydik haftasonu. Kızımla beraber  Anneler Günü'nde bu bayrama katıldık.

Her birinci sınıf öğrencisi gibi hareketli, yerinde duramayan, itişip kakışan ama bu arada çok eğlenen 36 çocuğun ailesiyle beraber izledik  bayramı. Arkadaşım, kızının sınıfında  "sınıf temsilcisi" olduğu için uzunca bir süredir ne kadar emek verdiklerini, ne kadar heyecanla hazırlandıklarını ben de takip ettim. Veliler arasında birlik beraberlik olmazsa özellikle devlet okulunda bu tür aktivitelere hazırlık aşaması çok daha zorlu geçiyor. Geçen zamanda kızının ve arkadaşlarının mutluluğu için hiçbirşeyi esirgemeyen arkadaşım da maddi manevi yoruldu.

Şiirler, şarkılar, canlandırmalar, danslar derken bir koşturmaca içinde bulduk kendimizi. Bayramın sonuna doğru sınıfın halk oyunları ekibi çıktı sahneye. Ekip bir kına gecesini canlandırıyor. Fonda bir ağıt ve gelin kızın annesinin sözleri:

- Haco gınalı guzum, gittiğin kapının kıymetini bilesin, mutlu olasın .............. Bilesin ki beyaz gelinlikle çıktığın baba ocağına anca beyaz kefenle dönersin.

Bu sözler zaten tüylerimi diken diken etmeye yetti derken Haco'nun belalısı olduğu aşikar bir delikanlı! gelip gelini bıçakladı ve  Haco gelin kızların ortasına yığıldı ve öldü! Sonra köyün delikanlılarını oluşturan çocuklar Haco rolündeki kız çocuğunu sahneden kucaklayıp çıkarttılar. Devam eden ağıtlarla beraber  ailelerde alkış kıyamet.

Okuma bayramı sonrası görüşümü soran arkadaşıma da söylediğim gibi çocukların hataları, unutkanlıkları, sahne düzensizliği bu yaş grubu için olağan. Benim eleştirdiğim nokta halk oyunlarının senaryosu. Kadına şiddet  nasıl önlenir, kadın cinayetlerinin önüne nasıl geçilir, töre demek şiddet demek mi konuları tartışılırken birinci sınıf öğrencilerinin içinde cinayet olan bir senaryoda  görevlendirilmesini aklım almıyor. Henüz doğru ne yanlış ne ayırt edemeyecek kadar küçük olan berrak zihinlere "evlenen kız evinden beyaz gelinlikle çıkar kefenle döner"  düşüncesi aşılanıyorken veliler deli gibi alkışlıyor.

İşin bir üzücü tarafı daha var ki halk oyunları ekibini çalıştıran öğretmen de üniversite öğrencisi imiş! Zihniyeti tabandan tavana düzeltmedikçe her yeni güne bir kadın cinayetiyle uyanıp haberlerde merakla izlemeye devam edeceğiz. Özellikle bir kız çocuğu annesi olarak bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir umursamazlık gerçekten aklım almıyor.

Eve dönüş yolunda 11 yaşındaki kızımla bu konuyu konuşurken konuya getirdiği yorum " böyle söylüyorlar, sonra da kadınlar dayak yese bile babasının evine dönemiyor, bir de ölüyor " oldu. Hayatın gerçeklerinin yeni farkına varmaya başlayan bir çocuk bile bu ayrımı yapabilirken koca koca anne-babalar nasıl olan bitenin farkına varamıyor? Onlar da böyle büyütüldükleri, böyle öğrendikleri için mi yasanan sahneyi umursamayarak alkisliyorlar?

Gün olur da bir konferans salonu dolusu ebeveyn de en az benim kadar, benim gibi olan bitenden rahatsız olan diğer bireyler kadar durumun farkında olursa herşey daha iyi olacak, benim hala umudum var... 

 

 
Toplam blog
: 47
: 607
Kayıt tarihi
: 11.01.12
 
 

Dünyayı güzellik kurtaracak... ..