Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Gelin olmaya 5 kala

Gelin olmaya 5 kala
 

Gelin olmak, tam anlamıyla beyazın, dantelin, kupürün, tüllerin, zarafetin bedenle buluştuğu an. Bir periye dönüşmek adeta…

Küçüklükten beri her genç kızın hayalidir gelin olmak. O elbisenin özenle seçilmesi, bedenine göre dikilmesi. Beyazlara kavuşmak ve ışıl ışıl parlamaktır. Ve tüm gelinler güzel olurlar. Sihirli bir el deymiş gibi.

5–6 yaşlarımda iken özel günlerde bayramlarda, doğum günlerimde bana gelinlik giydirildiğini hatırlıyorum. Benim tercihimiydi bilmiyorum ama kızlar büyüyünce gelin olur erkeklerde asker ya o mantığa göre minik kızlara gelinlik giydirilirdi. Benim zamanımda bu bir gelenekti neredeyse. Ama genel geçer bir durum var ki gelinlik giymek, hangi ulustan olursa olsun ya da hangi kilo hangi yaş, tüm kadınların vazgeçemeyeceği en özel elbise tecrübesidir bence. Düşünün, daha küçüklükten bu yana beyaz bir dantel ve tüllerle bezenmiş bir duvağın içinde olmak fikri nasıl da hayallerimizi süsler. Başka renklerin hiçbir önceliği yoktur. Hatta bence öyle bir üstünlük yaratır ki damat koltuğundaki kişi bile ikinci planda olabilir. İllaki iyi bir aile evladı ve evin reisi olabilecek nitelikte biri çıkacaktır ve yerini alacaktır. Ama gelinliğin simgelediği, hissettirdiği duygunun önüne geçemez işte. Gelinlik, masumiyetin, gelecek huzurunun ve beklide büyümenin de simgesidir aynı zamanda.

Evet, kızlar bir gün büyürler ve saat gelinlikle tanışmayı gösterir. İlk durak İstanbul da yaşayanlar için Fatih ve sonrada Nişantaşı’dır. Bağdat caddesinde de çok güzel butikler vardır. İtina ile tüm gelinlikçiler gezilir. Dergiler yığınla eve doldurulur. Moda siteleri incelenir. “Aman avangard kesim olsun. Stili romantik olsun. Kuyruk kesinlikle olmalı. Aa falanca abla Paris’ten Cymbeline marka bir gelinlik giymişti, bayıldım ona, anne bizde bakalım ona” cümleleri fısıldanmaya başlar.

Heyecan telaş ve tatlı bir buruklukla ilk deneme yapılır… Tüyler diken dikendir. Nasıl da güzeldir o kumaş, inci işlemeler, dantel duvağın altında dolan gözler. Nedense ilk deneme yapılan gelinlik sanki cuk oturur bedene. Çok beklemeden ona sahip olma duygusu gelişir. Evet, asla ve asla geciktirilmemelidir. Derken satış temsilcileri birtakım önerilerde bulunur. Aynen ağızlardan aktarabileceklerim şunlar. Derler ki; boylarını kısa bulan gelin adayları için önerimiz önü V-kesimli bir gelinlik seçmeleri uygun olacaktır. Bu şekilde boynunuzun yanı sıra vücudunuz da genel anlamda daha uzun görünecektir. Uzun boylulara etek boyları çok kısa olmadığı sürece her türlü model çok yakışır. Boynu kısa gelin adayları için önerimiz saçlarını toplamaları olacaktır. Uzun boyunlular ise tam tersine saçlarını açık kullanmalıdırlar. Sırtının güzelliğine güvenen gelin adayları tabii ki sırtı bele kadar açık bir gelinlik seçmeliler. Kalın ya da çok ince kollular ise straplez gelinlikler yerine uzun ya da kısa kollu bir gelinlik seçmeliler. Göbeğinden şikâyetçi olanlar tercihlerini A-formlu gelinliklerden yana yapmalılar. Küçük göğüslü ve dümdüz karınlılar ise düz kesimli bir gelinlik seçebilirler. Bu önerilere uyarlarsanız sevgili kızlar daha da güzel görüneceğiniz kesin bence.

Dilerim gönüllerinizin sultanını bir gün bulur ve bu gelinlik giyme merasimini, heyecanı doyasıya yaşarsınız. Ama "evet" demeden önce gelinlik sarhoşluğuna kapılmadan yinede iyi düşünün derim.

Sevgiler.

 
Toplam blog
: 93
: 1475
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Elektrik mühendisiyim. Eğitimci bir ailenin kızıyım. Kelimeler ve rakamlarla geçen serüven dolu b..