Gelişmiş ülkelerdeki Kobi Bankacılığı

Gelişmiş ülkelerde 1950’lerden 1970’lerin sonuna kadar finansmanın ana kaynağı olarak bankalar görülmekteydi. Bilişim teknolojilerindeki yenilikler ve finansal mühendislik alanındaki buluşlar ayrıca akademisyenlerin yaptığı çalışmalar sonucu sermaye piyasası gelişmiş ve 1980’lerden itibaren girişimcilere alternatif finansman kaynakları sunulabilmiştir. Gelişmekte olan bankaların özelliklerine baktığımızda genelde özel sektör eliyle ve ya şahıslar tarafından yürütüldüğü görülmektedir. Devlet sadece bir takım güvenceler vererek sisteme müdahil olmamış, piyasa ekonomisi gereği kendi etkilerini minimize etmiştir. Aynı şekilde gelişmiş ülke merkez bankalarının pasif tutumları da piyasa ekonomisinin etkin olmasını sağlamıştır. Bu sayede ortaklarına karşı sorumlu olan bankalar, karlı alanlara ve karlı ürün-hizmet üretimine daha fazla ağırlık vermişler, Kobilere kanalize ettikleri fonları için hiçbir devlet kısıtlamasına maruz kalmamış ve kendi risk çeşitlendirme ve karlılık yaklaşımlarına göre sunmuşlardır. Amerika da Küçük İşletme Yönetimi (SBA) 1994 yılında Kobilere verilen kredilerin kaydını tutmaya başlamıştır. O zamandan itibaren SBA tarafından küçük işletme kredisi olarak kabul edilen 1 Milyon Dolardan küçük kredi tutarları 4 kattan daha fazla artış göstererek 27 milyon kredi adedine ulaşmış ve 700 milyon dolarlık bir hacme sahip olmuştur. Bu rakam 2008 yılında Amerika’nın gayri safi milli hasılasının %5 ine eşdeğerdir. 6 Amerika’dan kıyaslanarak diğer gelişmiş ülkelerde de benzer genişlemelerin olması gelişmiş OECD ülkelerinin yalnızca yaklaşık 1/3 ünün Kobi bankacılığı alanında yetersiz finansman koşullarının varlığını belirtmelerinin nedenidir.

Gelişmiş Ülkelerdeki Operasyon Çevresi

Gelişmiş ülkeler teknoloji, ucuz fonlama, az teminat talebi gibi avantajlarla Kobilere bankacılık hizmeti sunmaktadırlar. Düzenlemeler, devlet teşvikleri, kanuni çerçeve ile sıkı sıkıya korunmuş haklar ve makro ekonomik avantajlarla faaliyet gösterilen bankacılık sisteminde etkin işleyen döngülerden bahsetmek mümkündür. Etkin işleyen döngüler sayesinde arz yanlı sıkıntılar minimize edilebilir. Gelişmiş ülkeler penceresinden baktığımızda operasyonel çevrede büyük sıkıntılar görülmemektedir.