Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '11

 
Kategori
Eğitim
 

Genç okumaya niçin karar verdi?

Eğitim ve öğretim içerikli sohbetimizde yerinde tespitler ve çoğumuzun içine attığı bir türlü dile getiremediği konulardan sonradan okumaya karar veren oğlunu konuşuyoruz. Aslında konuştuğumuz kişinin tahsil bakımından ilkokul mezunu olmasına rağmen üniversite mezununu aratmayacak şekilde birikimi var. Gençlerin okullarda ki tutumlarından bahsederken, kendisinin yaşamış olduğu olayı anlatmak istediğini birçok gence anlatarak örnek teşkil ettiğini de ayrıca belirtti. Oğluyla arasında geçmiş olan konuşmayı nakletti. Oğlu liseyi bitirince okumak istemez. Babası da oğlunun okumasını istemektedir fakat genç istemediğinden üstelemez. Anlatacaklarını dikkatle dinlemeye başladık. 

Zaman zaman da konuyu iyi kavramak maksadıyla soru yönelttik. Konuştuğumuz kişi çok uzak değil buralar da içimizden biri. Mesleği icabı ömrünün geçmişini yollarda harcamış babadır kendisi. Araç kullanmayı sadece taksi kullanmak olarak algılayan gencimiz. Araç şoförü olmak isterim der babasına. Babam olarak bana öğretirsin diye de ekler. Babası da olur der. Yola çıkarlar on beş gün oğlunu hoş tutar. Zora koşmaz. On beş gün sonra ise hafiften oğluna hayata alıştırmaya başlar. Önce aracın altına yatarlar. Arabanın bakımını yaparlar. Tulumlarını giyerler. Gence babası der ki, on beş günde bir bakımı böyle yapacaksın, onun için iyi takip etmelisin diye de tembih eder. Genç ses çıkarmaz. Aracın yağlarını kontrol ettikten sonra yola koyulurlar bir hafta sonrada bilyelerin ayarını öğretir baba. Oğul belki içinden ya sabır demektedir. İzmir ‘den yük alırlar. Aydın ilinde yol için köprüyol yapılmaktadır. Oraya demir getirirler. Yaz mevsimidir. Yük indirici (vinç) çok güçlü olduğundan kırk ton demiri bir kaldırmada araçtan alır. Gelirler görürler ki vinç bozulmuş. Çaresiz azar azar indirilmesine razı olurlar. Baba oğul sabahtan yemek yemediklerinden acıkmıştırlar. Fakat genç sesini çıkarmaz. Neyse yemek zamanı baba oğul yemekhanede sıraya geçerler. İşçiler yemeklerini kendileri alırlar. Üst düzey çalışanlara ise yemeklerini görevliler getirir. İçinden der ki, okur ve mühendis olursam bana da böyle görevliler yemeğimi getirir der içinden. Keşke demeye başlar genç. On beş gün sabreder. Babasına der ki, baba ben sizin ilk teklifiniz olan öğrenim görmeyi kabul ediyorum. 

Genç bir yıl kursa giderek. Tarih bölümünü kazanır. Okulunu bitirir. Şimdi dört katlı binada dört ortak özel dershane işletmektedir. Gençlerimiz maalesef hayatın dışında kaldıklarından hayatı tozpembe algılamaktadırlar. Ne zaman ki, liseden mezun oldular o zaman keşke demekteler. Gençlerimizin geleceklerini aydınlatmak için acımak olmayan, onları korumayı bırakarak hayatın içinde zorluklarla tanıştırmalı. Taviz vermeden çalışmanın, terlemenin ne kadar zor olduğunu öğretmeli. Hayatta her konunun kolay olmadığını, hayatın şaka, olmadığının farkına vardırmalı. Hayata hazırlamalı, zorluklarla burun buruna getirerek tecrübe kazanmalarına imkân tanımalıyız. 

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..