Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Gençlik, ama nerede?

Gençlik, ama nerede?
 

Yaşça ilerlemiş insanların, birçoğundan duyarız: ” Ah, şimdi ben genç olacaktım ki! ” diye başlayan özlem dolu cümleleri. Kimdir, nedir ki bu gençlik? Nasıl yaşanırsa yaşansın, hep özlenen hep konuşulan bir gençlik dönemi... ” Genç bir insan ” gözüyle, değerlendirmeye çalışacağım genci, gençliğimizi. Hareketlilik, canlılık(enerjik olma)... gencin en önde gelen özellikleri diye düşünüyorum (Olumlu anlamda) . İşte bu hareketliliğin (enerjik olma) ve daha birçoğunun etkisini gösterdiği zaman aralığı da o özlenen gençlik dönemi oluyor herhalde. Ancak, sadece gençlik deyince; sayısal fazlalıktan (genç nüfus olarak) daha çok, ”bilinçli genç insanlar topluluğu” olarak gençlik sözcüğünü doldurmamız gerekir. ”Gençlik”bu şekilde daha anlamlı olur diye düşünüyorum. Peki, gençliğimizin durumu ne? Şimdi bu konuya değinelim.

Yakın tarihimize baktığımızda 1980’e kadar, toplumsal konularda duyarlı, tepkisini gösterebilen bir gençliğin varolduğunu görüyoruz. Her türlü olumsuzluğa ve eksikliğe rağmen, ”gençliğin varolması” günümüze bakınca, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 12-Eylül-1980 askeri darbesiyle birlikte, gençliğin ’yokedilmesi’ ya da etkisizleştirilmesi sürecinin başladığını görmekteyiz. Nedir bu sürecin etkisi? Düşünmeyen, sorgulamayan, tepkisizleştirilen günümüzdeki gençlik, bu zaman içinde yaratılmak istenen gençlik olarak karşımıza çıkıyor. İşte sürecin etkisi. Günümüzde, o kadar çok alanda kendisini gösteriyor ki yaşanan olumsuzluklar. Örneğin; düşünce üretmeyen, sorgulamayan, denetlemeyen ve daha da acısı, bunların gerekli olduğunun farkında olmayan ama tüketime yönlendirilen bir gençliği görüyoruz. Gençlik yesin, içsin, gezsin, harcasın (bunlar da olsun) ama bunlar dışında bir şey yapmasın! Gençlik tabii ki bunları da yapacak, yaşayacak; ancak içindeki canlılık-hareketlilik yalnız bunlarla yetinmem eli. Bunu, toplumsal konulara duyarlı olmaya da yönlerdirmeli. Yaratılmak istenen ve yaratılan gençliğin bir özelliği de sindirilmiş olması. Sindirilen gençlik; kendini ifade edemiyor, düşüncelerini söyleyemiyor, söylese bile söyledikleri ’büyüklerin’ görüşlerine uymuyorsa, birtakım yöntemlerle (!) ’terbiye edilmeye’ çalışılıyor.Bu her yerde evde, okulda, iş’te her ortamda böyle oluyor. Aynı tepkilerin her ortamda tekrarlanması, bu insanları-gençliği nasıl etkiler hiç düşünüyor muyuz acaba? ”Su küçüğün, söz büyüğün”diye bir sözümüz var; bu da sanki haddimizi(gençliğin)bilmenin başlığı gibi durur üzerimizde. Düşünmek dedik, büyükler dedik;devletimizi yönetenler, siyasetçiler neler söyleyip neler yapıyor gençliğin sorunları ile ilgili? Hepsinin söyledikleri bir söz var: ”Türkiye, genç nüfusa sahip bir ülke”. Evet, genç nüfus çok fazla. Soruyorum, bu genç nüfus için neler yaptınız? Yok, onlar yalnızca genç nüfusun sayı olarak büyüklüğünden bahsederler, bununla övünürler; ”Nüfusumuzun şu kadarını genç nüfus oluşturuyor” der ve işin içinden çıkarlar. Gençliğin işsizliğiyle, gençliğin eğitimiyle, gençliğin uğradığı haksızlıklarla, gençliğin düşünceleriyle...ilgilenmezler. Bugün, övünerek bahsettiğimiz milyonlarca genç nüfusumuzda, milyonlarca genç işsizimizin olduğu ve bunun çözüm beklediği farkediliyor mu acaba? Yazımızın başında, gencin enerjikliğinden bahsettik. Gencin, istemesine rağmen bu enerjisini bir işe giremeyerek yansıtamamasının ve umutsuzluk içine düşmesinin, ne kadar acı veren bir şey olduğunun farkında mısınız acaba? ’Büyüklerin’, devleti yönetenlerin çok da haklarını yemeyelim! Yardımcı oldukları, genelin içinde sayıları çok az olan gençler de var.Kimdir bunlar? ’Büyüklerin’, siyasetçilerin her dediğini yapan, onlardan birşeyler koparmak için kuyruklarında dolanan, düşünmeyen, sorgulamayan.. .maşa gibi kullanılan gençlerdir bunlar. Bu tipler, hak etmedikleri yerlere gelir bu sayede; hak edenin önünü keserler. İşin daha da kötüsü, elde ettikleri sonuçlar ile, gittikleri bu yolun doğru olduğu konusunda, diğer gençlere kötü örnek olurlar. Ve bu yolun yaygınlaşmasına da...

İşte gençliğin durumu ile ilgili birkaç örnek. Birkaç diyorum çünkü gençliğin sorunları, o kadar büyük bir hal almış ki bu sayfalara sığması olanaklı değil. Yazımızın başlığında sorduk: ”Gençlik, ama nerede? ”. Birçok yerde birçok kişi tarafından sorulan bir soru. Tüm yaşanan olumsuzluklara ve içinde yaşadığımız çevrenin etkisine rağmen, gençlik yeniden varolduğunu gösterebilir mi? Bununla birlikte, genç insanlar uygarca birbirlerinin düşüncelerini dinlemeli ve bunları özgürce tartışabilmeli .Bunu yaparken, gençlik kendi eksikliklerini masaya koyabilmeli, bunlar üzerinde düşünebilmeli. Bir önemli konu da, genç insan önce gençliğin bir üyesi olduğunu düşünmeli bence. Bu düşünceyle başlarsak; gençlik bütünlüğünü, gençlik kesimini sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Geçmişte yaşananları değerlendirerek, günümüze uygun çözümler üreterek ve bunları uygarca birbirimizle paylaşarak, gelecekle ilgili öngörülerde bulunabilir; gençliğin varolduğunu yeniden gösterebilir ve böylece gençlik nerede sorusunu yanıtlayabiliriz.

 
Toplam blog
: 11
: 1150
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

Toplumsal konulara duyarlı, sorunların çözülmesi için düşünce üreten ve çaba gösteren, emekçi gen..