Genel Sağlık Sigortası ve yoksulluk

28 Aralık 2011 Tarih ve 28156 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzlem Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar hakkında Yönetmelik ile Primlerin Ödenmesi hususunda.

Bilindiği üzere (belki de bilmiyordunuz!) 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda; Genel Sağlık Sigortası zorunluluk esası, referandum ve genel seçimler dolayısıyla önce 1 Ekim 2010’a, daha sonra 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti.

Ertelenen hükümler:

a) Sosyal güvencesi olmayanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, genel sağlık sigortası zorunluluğu

b) Kısmi süreli iş sözleşmesi ile ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalıların eksik günlerine ait GSS primlerini 30 güne tamamlama yükümlülüğü

 c) 9 Milyon 320 bin civarındaki yeşil kartlının SGK tarafından devir alınma işlemleri

d) Kamu çalışanlarının GSS priminin maaşlarından ödenmesi

Ertelenen tüm bu hükümler seçimlerin bitip geçimlerin başlaması ile birlikte 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girdi. Bu ne demekti? Bu, 1 Ocak 2012’den itibaren gösteri bitti, bundan böyle reklamları değil, sadece ve sadece gerçekleri görecek, izleyecek, iliklerinize kadar hissedeceksiniz, demekti.

Buna göre işsizler, buna göre yoksullar, gençler, tarımda güvencesiz çalışanlar, kayıt dışı çalıştırılanlar, part-time ve saat ücreti karşılığında çalışanlar, üniversite öğrencileri, yeşil kartlılar, sosyal güvencesi olmayanlar ve bakmakla yükümlü olduğu tüm kişiler zorunlu (GSS) Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınacak. Öyle biz işsiziz, açız, yoksuluz, ölüyoruz, geberiyoruz ayaklarına filan da yatamayacaklar.

Eğer öyle bir iddiaları varsa, bulundukları il veya ilçe idari sınırları içerisindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na başvuracaklar. Vakıf görevlileri gelip olay mahallinde inceleme yapacak, kişi başına düşen milli gelir 295,3 TL’nin altında ise hazineden karşılanacak, üstünde ise zengin sayılacaklar ve ayda 35,4 lira ödemekle ödüllendirilecekler. Asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında ise gelirleri bayağı bir zengin sayılacaklar ve bu kez ayda 106,38 lira ödemekle ödüllendirilecekler. Yok, eğer daha da üstündeyse, very very rich (çok zengin) sayılacaklar ve ayda 212,76 lira ödeyecekler.

I’m very very rich (çok zenginim) diye ortaya çıkarsanız sorgu sual yok ama oldu ya yoksulum dediniz, oldu ya o sırada Gucci etiketli iç donunuz göründü, olay yeri inceleme ekibi anında olaya el koyacak ve servetinizin kay(m)nağını soracak sizlere. Yer misin yemez misin, turp musun semiz misin diyecek ve burnunuzdan fitil fitil getirecek sizin anlayacağınız. Eyvah ki ne eyvah!

Sen bana yoksulum diyorsun ha! Sen bana fakirim diyorsun ha! Al sana, al sana!

Yok, Almanya’da yaşayan emmimin oğlu gönderdiydi, yok yan komşumuzun Fransa’da yaşayan kızı halimize acıdı da hediye ettiydi sızlanmalarınız hiçbir işe yaramayacak. Git o zaman, o nereden bulmuş bul getir, saçlarından yol getir diyecekler… İcabında!

Öyle Mıhtardan ilmühaber, iki şahit filan da kurtaramayacak sizi. Sizi gidiler sizi. Yoksulluk ve Gucci! Ne ayaksınız siz ha? Ne ayak! Kredi kartlarınızın da maşallahı var hani. 295 liranın bayağı bir üzerinde. Yandı mı gülüm keten helva? Yandı, yandı! Bayağı bir yandı hem de. Yalan beyandan gümbürtüye. 

Onun içindir ki; siz siz olun yoksuluz-moksuluz ayaklarına filan yatmayın. Gidin, paşa paşa ben 295 liradan çok daha fazla kazanıyorum deyin, suçunuzu itiraf edin. Yoksa onlar ettirmesini bilir. 

Siz ömr-ü hayatınızda hiç Osmanlı tokadı yemediniz galiba… !

Yemediyseniz şimdiden alışsanız iyi olur.

Benden söylemesi...