Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Gerçeğin peşinde!

Dersim hakkında yazılanlara bende göz gezdirdim. Yeni kurulmuş bir Cumhuriyetin içinde olmaması gereken ayaklanmalar, kuvvetli bir başkaldırı ve bastırmak adına zulüm yaşanmış. Burada müthiş bir kördöğüşüne tanık olmaktayız yıllar sonra.

Üzüldüğüm nokta, bu olayların Atatürk'e mal edilmeye çalışılması ki; ölümle pençeleşen birinin böyle olaylara vakıf olabilmesi neredeyse imkansızdır. Yazılıp çizilenlerin bir çoğunu Taraf gazetesinden Ayşe Hür'den okudum. Haliyle Tarafsız değildi haberleri. Zaten Atatürk'ü pek sevemediği "Atatürk'ün 15 yıl süren cenaze merasimi" diyerek alaya aldığı yazısından belli. Olaylar sırasında yapılanlardan daha çok; ondan sonrası dillendirilmiş. Kızların subay ailelere verilmesi gibi.. belgeleri var mı bilemem ama acıklı bir olay yaşandığı muhakkak.

Benim görüşüm şudur ki; bu yaşananların tek suçlusu devlet değildir. Devletin bütünlüğü tehlikeye girerse her ülke zıvanadan çıkabilir. Dünyada hiç bir devlet yoktur ki; yaptığı şeyler birilerine zulüm olarak yansımasın. Her devlette çıban başı olarak görülen muhalif çevreler olur ve amaç bunlarla devletin uzlaşabileceği bir alan yaratabilmesidir. Evet, devlet her alanda iktidar olmalıdır ve iktidar öyle sanıldığı gibi yumuşakbaşlılıkla sağlanmaz. Ve hiç bir devlet kendini aciz hissetmek istemez. Aciz hissettirilen her durum şiddeti doğurur çünkü. Devleti acz içine sokanlarda suçludur bana göre. Ancak çok önemli bir nokta gözden kaçıyor o da her ülkenin başına gelebilecek bu vahşetin diğer ülkelerde örtbas edilmesinin yanında bizde pişirilip pişirilip önümüze gelmesi bu ülkenin biraz mazohizmden hoşlandığını gösteriyor. Kimisi eski yaralarını göstererek mutlu oluyor, kimiside yaraların suçunu üzerine alarak bir çeşit ezilme duygusu yaşayarak mutlu oluyor.

Bunları söyleyerek vahşete, katliama onay verdiğim veya yapılanları mazur gördüğüm sanılmasın lütfen! Sadece işin şu yönüne dikkat çekmek isterim ki; büyük ve lider ülkelere bakın, misal Amerika ve İngiltere, hatta Fransa sömürerek ezdiği, zulümler gösterdiği ülkelerdeki milyonlarca insana yaptıkları işkenceler hiç olmamış gibi, kimseye papuç bırakmadan başı dik yaşıyor, oysa bizim gibi ülkeler hep yaralarımızı kaşıyarak sürekli bir vızıldanma içinde kuyruğu anca dik tutuyoruz.

Oysa Amerika kızılderililerden, İngiltere ve Fransa çeşitli kıtalardaki sömürgelerden özür dileseler ya. Yok canım söz konusu bile olmaz! Onlar sadece bir zamanlar büyük güç olarak gördükleri Almanya'nın yaptıklarıyla ilgilenip her fırsatta yüzlerine vurdular ve Almanya'yı özür manyağı yaptılar. Peki niye kendileri kimseden özür dilemiyor. Niye bunlar hep bizim başımıza geliyor düşündünüz mü?

Düşünün ve hepimiz elbirliğiyle büyük bir fikir fırtınası yaratalım. Ve yeni dünyanın gerçek gücü bu olsun. Gerçeğin peşinde, doğrunun izinde daha temiz bir yaşam!!

Maksat kimseyi susturmak bastırmak olmasın. Maksat bunları hazmederek daha düzgün nasıl yaşanır onu bulalım. Ve evet "Özürse, herkes dilesin lütfen!" Haksızlık olmasın!

Amerika bizi yıllarca sürüm sürüm süründürdüğü için, filmlerine, ürünlerine bulaştırdığı, oluşturduğu darbeleri, kukla hükümetleri için, bir kaç centine muhtaç ettiği için ÖZÜR DİLESİN bizden. Arap camiasının üzerinden çekmedikleri pençelerini derhal çeksinler ve tüm dünyadan yarattıkları bu kargaşa için özür dilesinler. Ne güzel, onlarıda özür manyağı yapabilecek çok şey bulmak mümkün! Ne dersiniz?

Berrin Aksu

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..