Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Gerçek gibi 2. rüyam...

Gerçek gibi 2. rüyam...
 

Rüyamdaki gördüğüm kasabaya benziyor


Yol kenarında, ailemi arabadan indirdikten sonra:

- “Siz burada bekleyin. Benim görülecek bir işim var, hemen dönerim.” Dedim.

- “Fazla oyalanma…” dediler.

Kendimden emin bir şekilde:

- “Oyalanmam” dedim ve yoluma devam ettim

Nereye, niçin gittiğimi bilmeden, kendimi dar sokaklı bir mahallede buldum.

Etrafıma bakındım; tek katlı binalar ve yabancı insanlardan başka, ilgimi çekecek hiç bir şey yoktu ortalıkta.

Arabamı uygun bir yere park ettikten sonra daracık sokaklarda yürümeye başladım. Nereye gidiyordum, kimi arıyorum… Bilmiyordum.

Bir ara, bu hiçte tanımadığım kasabada arabamı park ettiğim yeri bulamazsam sorusu geçti aklımdan. Geriye döndüm…yürü Allah yürü….arabamın yerini bir türlü bulamıyordum. Sıkıntım başladı…

Eski öğrencilerime benzettiğim çocuklara soruyorum, cevap veren yok. Herkes kendi işleriyle, kendi sorunlarıyla meşguldü sanki. Elimde kasabanın haritası olsaydı, hemen bulacaktım aradığım yeri. Sıkıntım giderek artıyordu…

Duruma çare bulmam gerekiyordu. Ne yapmalıyım?... derken aklıma bir fikir geldi. Tüm cesaretimi toplayarak, sokağın ortasında var gücümle:

- “Heyyy millet! Bana yardım edecek hiç kimse mi yok bu kasabada?” diye bağırdım. Beni duyan 10-15 kişi başıma üşüştüler. Çoğu çocuk yaşındaydılar. Sanki hepsi bir ağızdan:

“Ne oldu hocam? Biz yardımcı oluruz!”

-“Kasabanızı tanımadığım için, arabamı park ettiğim yeri bulamıyorum. Yardımcı olursanız memnun olurum. Elinde veya evinde harita olan varsa, bana yeter.”

- “Tamam! Elimizden geleni yaparız!” dedikten sonra çil yavruları gibi dağıldılar.

Beklerken arabamın anahtarına bir bakayım dedim. Tüm ceplerimi aramama rağmen bulamadım. Sıkıntım daha da arttı. Hemen iki ihtimal geldi aklıma:

Birincisi: Anahtar arabamın üzerinde kalmışsa, anahtar uydurmaya gerek olmadan, çocuklar tur atalım derken kaza da yapabilirler. (daha evvelden Okulda olduğu gibi…)

İkincisi: Yine anahtar uydurmaya gerek kalmadan, başka birileri tarafından arabam yürütülebilir… (daha önce de olduğu gibi…)

Bunları düşünürken bu arada önceki çocuklardan birini gördüm:

“Ya oğlum, nereye kayboldular arkadaşların?

“ Kimileri arabanızı aramaya gittiler, kimileri de harita aramaya gittiler.”dedi.

Hava iyice kararmıştı. Yıldırım hızıyla aklıma gelen: Yolun kenarına bıraktığım aileme ne oldu acaba? sorusu beni tamamen bitirmişti, sıcak su dökülmüştü üzerime.

Hemen Cep telefonuma sarıldım, cep çekmiyordu maalesef.

“Nedir bu rezalet, nedir bu çağda Cep’in çekmemesi ?” derken, mesaj zilini duyar duymaz uyandım.

On altı yıl beraber çalıştığımız, bir çok şeylerimizi paylaştığımız Öğretmen arkadaşım mesaj göndermişti.

Halan kendimi gerçek dünyada olduğuma inanamadığım bir anda aldığım mesajda: “Gelmedin kahve içmeye. Seni bekledik…” deniyor.

Hemen telefonu açtım:

“Eline sağlık hocam. Telefonun, beni gerçek dünyaya döndürdüğü için, dert yüzü görmez (bozulmaz) inşallah. Kötü ve canlı gibi, gerçek’ten hiç farkı olmayan bir rüya görüyordum. Beni bu zor durumdan kurtardığın için teşekkür ederim…görüşürüz..” dedim ve kapattım telefonu.


Şimdiye kadar hiç ilgilenmediğim konuda Google de arama yaptım. Karşıma çıkan ilk Sitede deniyor ki:

KAYBETMEK
Rüyada bir şeyi kaybettiğini görmek , geçmişte yaşadığınız günleri özlediğinizi belirtir.

KAYBOLMAK
Kendini kaybolmuş gören kişi, kendisini olayların akışına kaptırmış demektir. Bu bıkkınlıktan kurtulması gerektiğini bildirir.

http://www.ruya-tabirleri.com/k_sozlugu.php


Yapılan yorumların ikisine de katılıyorum, çünkü gerçekleri inkar etmem mümkün değil. Neden mi? İşte özetle nedenleri:

1.2000 yılına kadar yaşadıklarımı: Çalışma ortamı olarak olsun, Mesai arkadaşlar arasındaki ilişkiler ve münasebetler açısından olsun, Amir memur ilişkileri açısından olsun, hakikaten özlüyorum, hem de çok!!! (bu konuda söyleyeceklerim de çok…)

2.2000 yılından bugüne kadar bir “duvar yığını” ile uğraşmak, (hele son 3 kusur yıldır) “bıkkınlık” kelimesiyle tarif edilemez. Bu tabir gerçek durumu aksettirmekte çok cılız kalır.

Bıkkınlıktan kurtulma önerisine ta dünden razıyım ama nasıl?

Kurtulmak için elimden geleni yaptım ve yapmaya da devam ediyorum.

Ne pahasına olursa olsun, Don Kişot savaşmaya devam edecektir.

Benim davam diğer davalarla kıyaslandığında, “solda sıfır” gibi görünse de, destek güçleri kendilerine gelene dek, tek başıma da olsa…devam etmekte kararlılığımı sürdürüyorum!

“Yalnız asker de askerdir!”- filminde olduğu gibi…


Ne oldu şimdi?

Yazarken öğle yemeğimi de kaçırdım, ne çabuk karanlık bastı böyle?
Doktoruma, verdiğim “düzenli hayat” sözümü yine tutamadım.

Ne yapayım ben?

Bir işin içine girdim mi, çıkmam zor oluyor işte… Zayıflık mıdır? Nedir?

Bence âşık olmamdan kaynaklanıyor olabilir.

Derdimi aşkıma anlatıyorum işte… bundan ötesi var mı bunun?

Aşkım ister okusun, ister yorumlasın….

Aşkın kim diye soranlara cevabım hazır...


Not: Mesaj: 26 Aralık 2008 12:06:03

Rüya süresi: 10:00 dan 12:06 ya kadar...!?

Daha öce de görmüştüm benzeri rüya…!?

 
Toplam blog
: 32
: 785
Kayıt tarihi
: 17.10.08
 
 

Otuz altı yıl Eğitim sektöründe: Meslek Öğretmenliği ve Yöneticilik yaptıktan sonra 1.5 yıl önce ..