Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Gerçek öykü

Gerçek öykü
 

Evvel zaman içinde küçük bir kasabada yaşayan bir genç kız varmış. Küçük yerlerde sizlerde bilirsiniz ki kız çocukları hemen evlendirilir.

İşte bu kızcağızın yaşadıkları..

Bu kız, bir ablası ve üç tane kız kardeşi olmak üzere beş kardeşlermiş. Kızın ablası lise dönemlerinde okurken , onunla aynı sınıfta olan bir çocukla , birbirlerine aşık olurlar. Ama ne yazık ki konuştuğu çocuk aile olarak tutulan bir aileden değildir. İnsanlık olarak, karakter olarak. Aynı zamanda çocuğun kendiside öyle.
Gün gelir liseyi ablası bitirir, çocukta ablayla evlenmek için ailesini istemeye gönderceğini söyler. Fakat abla korku içersindedir, babasının vereceği tepki ne olucaktı?
Akşam olur istemeye gelirler, baba normal bir şekilde davranır ancak onları uğurladıktan sonra
ilk söylediği söz şu olur. Yılanın sevmediği ot dibinde biter der.
sonra,
Alır kızını karşısına aynen şöyle der; bak kızım ben bu aileyi iyi tanırım, bırak beni tüm kasabaya sorsan sana nasıl bir aile olduklarını söylerler. Ben sizleri o kadar çok isteyenler oluyor ki, isteyenlerin hepsini bir eleğe koyuyorum eliyorum eliyorum bir tane kalıncaya kadar der.
Gelgelim gönül ferman dinlemiyor, ablanın gözü hiçbirşey görmüyor ve o çocukla evlenmeyi kabul ediyor.

Baba çaresiz, baba üzgün, baba her gece yattığı zaman ağlıyor, tabi bu ağlama seslerini çocuklarıda duyuyor ama yapıcak birşeyi yok babanın kabul etmekten başka.
Evet sonunda evleniyorlar ama babanın tüm söyledikleri haklı çıkıyor.Mutsuz bir evlat, dayak yiyen bir evlat, aç kalan bir evlat.
neyse..
Sıra diğer kızında . Oda liseyi bitirir başlar istemeye gelenler. O kadar çok isteyenler olur ki, hatta aynı anda üç, dört ailenin bir arada istemeye gelmeleri bile denk gelir.

Babanın gözü korkmuştur ve bu kızınında öyle biri ile anlaşma , konuşma korkusu içersindedir.O yüzden iyi aile olarak bildiği, tanıdığı birinin onu istediğini söyler kızına , alır karşısına sorar.
Kızım böyle bir aile var der ve anlatır. Ne dersin diye sorar..

Bu kızcağız da ablasından dolayı, babanın yaşadığı üzüntülerini, ağlamalarını çok iyi bildiği ve bundan çok etkilendiği için kendi kendine şöyle bir söz vermiş.,

Beni babam kime verirse onunla evlenicem der ancak hiçte evlenmeyi düşünmez.

Babasının sorması üzerine derki,
Babacığım ben aslında çalışmak istiyorum ama yinede sen bilirisin. Sen bilirsin sözü üzerine baba tereddüt etmeden isteyen aileye tamam der.

Aynı gün içersinde, aile hemen gelir, ogün yüzük almaya ve akşamı söz kesmeye. Kızcağız kendisiyle evlenecek kişiyi ilk kez o gün görür, tanışır. Ne yazık ki kızcağızda çocukla tanışınca ona karşı hiç bir sıcaklık, his oluşmamış.

Birazda çocuktan bahsedeyim. Çocuk ziraat mühendisliğini okuyor ve son yılı, aslında terbiyeli, iyi biri.
fakat böyle olması kızcağızın ona karşı bir his duymasını dahi sağlamıyor.

Yüzüklerin alındığı akşamı söz kesilir. ertesi gün çocuk okuluna döner, bir ay sonrada bayramdır. O bir ay içersinde kızcağız hergün ağlar, ALLAH' a dualar eder.
ALLAH'ım bana azda olsa içime sevgisini ver der.

Bir ay geçer , çocuk bayram için gelir ve o zaman görüşürler. Bayramı beraber gezerler, eş, dost, akrabalar. Fakat öyle birşeyki kızcağız çocuğa hoşgeldin dahi etmek istemiyor yani eli eline değicek diye..
ama yapacağı birşeyde yok tabii.
Bayram biter çocuk okuluna döner, ertesi günün sabahı kızcağızı annesi uyandırır.. kötü bir haber gelmiştir. Meğer çocuk gittiği gün kendisini asar , yani intihar eder.
Kızcağız ve aile şoklarda , baba zaten öyle..
Asma sebebi, o zamanlar siyasi dönemlerdi ve çocuk olaylara karışmış, okulundan atılmış, bu bunalımla , ailemin , nişanlımın yüzüne nasıl bakarım demiş ve ne yazıkki asmış.

17 yaşındaki bir kızın bu yaşta yaşadıkları ne acı.

Sevgi olmamasının, ısınamamasının bir sebebi olmalıydı, oda ALLAH tan işte, sonu böyle biticekmiş.
Baba yine üzgün, yine çaresiz.
İyi olsun derken sonucun böylesi yıkmış.Sonra ne olmuş .Aylar geçmiş, yine bu kızcağızı isteyenler olmuş ama baba bu sefer çekimser.
iyi bir aile gelmiş demiş ki kızına. Bak kızım ben ailesini tanırım iyi bir ailedir ama çocuğu tanımıyorum karar senin.
Yine kızcağız baba sen bilirsin der. Baba ise tekrar karar senin der ve kızcağız peki der.

sonuç olarak tabiki yaşadıklarından dolayı kızcağızda acabalar olmuş. ısınabilirmiyim, sevgisi olurmu diye.
kabul ettiği çocuk çok anlayışlı , sevecenmiş, kendini sevdirmiş.
sonuçmu.
çok mutlu bir evliliği ve iki güzel evladı olmuş.

Bir kişinin hatasını kaç kişi çekiyor?

Hiçbir aile evladının kötülüğünü istemez. Tıpkı bu baba gibi. (bu arada bu kızcağız hiç bir zaman ben dememiş ömrü boyunca) belirtmek istedim.

fugen

 
Toplam blog
: 88
: 850
Kayıt tarihi
: 08.10.07
 
 

İnsanın insanlara verdiği değerlere sahip çıkılmazsa İNSANLIK ölür.. Önce değerlerimize sahip çık..