Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '07

 
Kategori
Futbol
 

Gerets lig ikinciliğine oynadı, kaybetti

Gerets lig ikinciliğine oynadı, kaybetti
 

Romenlerin bir atasözü vardır : “Şans, cesurları sever.” Cumartesi gecesi İnönü Stadında izlediğim derbiden sonra, ister istemez aklıma bu atasözü geldi. Maç öncesi kadroların açıklanmasıyla yaşadığımız şok, bizlere Galatasaray’da bir tür yapısal metamorfoz safhasına geçildiğini düşündürse de maç içerisinde Galatasaray kulübesine ağır bir beraberlik kokusu sinmişti sanki. Gerek sahaya çıkan şablon, gerekse oyuncu değişiklikleri ile Eric Gerets’in dimyata pirince gitmekle, evdeki bulguru kollamak arasında gidip geldiği maçın sonucunda Galatasaray’ın klasmanda bir basamak düşerek 24.haftada oynanacak Trabzonspor karşılaşmasına daha da irtifa kaybetme tedirginliğinde çıkacağı bir gerçek.

Maça kalede Mondragon, defans dörtlüsünde Sabri-Tomas-Emre Aşık-Ergün, önlerinde Mehmet Güven-Ayhan-Okan Buruk, kanatlarda Hasan Kabze-Arda ve tek santrafor Necati ile başlayan Galatasaray bu 4–3–2–1 dizilişi ile aslında bir puanı cebine koyarak yoluna devam etme isteğinde olduğunu haykırıyordu. Maç öncesi alışılagelmiş kadrosundan Hakan Şükür, Hasan Şaş, İliç, Song, İnamoto, Cihan ve Orhan Ak’ı çeşitli nedenlerle sahaya sür(e)meyen sarı-kırmızılılarda uzun süre bu eksikliklerin sebebi hakkında yoğun bir polemik yaşanması olası. İsterseniz bu konu hakkındaki fikrimizi analizimizin sonuna bırakalım ve maçı masaya yatırmaya devam edelim.

Maç öncesinde Beşiktaş’ın klasik dizilişinde ve kadro yapısında sahaya çıkacağını kestirebilmek için müneccim olmaya gerek yoktu. Bu açıdan bakıldığında ve kadrodaki eksikler düşünüldüğünde Eric Gerets’in Beşiktaş orta sahasının bilinen tehlikelerini (Ricardinho-Delgado) pasifize etmek adına orta alanı mücadeleci isimlerden ve kalabalık kurarak oyunu orta alanda kilitlemek niyetinde olduğunu gözlemledik. Bu stratejiye göre Mehmet Güven, Ayhan ve Okan ile Beşiktaş’ın pas trafiği kilitlenecek, Beşiktaş defansına yapılacak baskılarda bu oyunculara Necati, Hasan Kabze ve Arda’da katılarak siyah beyazlılar hataya zorlanacaktı. Eric Gerets adına baktığımızda masadaki planın Galatasaray’ın bir puan almasına yetecek kadar “üzerinde düşünülmüş” olduğu açıktı. Kim bilir belki de Belçikalı teknik adam yaşanan bu buhranlı dönemde Beşiktaş’ı arkasında tutmanın Galatasaray açısından birincil öncelik olarak gündeme alınması gerektiğini düşünüyordu. Sarı kırmızılı ekibin 0–0 ’dan 1–0 ’a, 1–0 ’dan 1–1 ’e ve 1–1 sonrasındaki tüm hamleleri ve oyun tarzı bu amca yönelik bir stratejinin izlerini taşıyordu.

Beşiktaş ise bu önemli derbi maçında sahaya taktik bir yenilik koymadı. Sakat oyuncuların çokluğu sebebiyle sahaya sürülecek kadrosu hemen hemen belli olan Beşiktaş’ta teknik direktör Tigana, tüm derbi maçlarında yaptığı klasik hamlesini Arda tehlikesi karşısında da yaptı ve sağ kanatta stoperden bozma bir bek kullandı. (Mustafa Doğan) Ricardinho ve Delgado’nun sağ ve sol kanattan içeri kat ederek, Bobo ve Nobre’nin Galatasaray savunmasında açtığı boşluklardan faydalanmasını amaçlayan Beşiktaş henüz 5.dakikada bu amacına ulaştı. Mutlak gol pozisyonundaki Bobo’yu düşüren Emre Aşık Fırat Aydınus’un maçtaki en önemli hatası neticesi görmesi gereken kırmızı kartı görmeyince, belki de maçın başında Beşiktaş lehine bozulacak muhtemel dengeler korunmuş oldu.

Oyun genelinde gözlemlediğimiz, Galatasaray orta saha ve forvetlerinin Beşiktaş geri dörtlüsü üzerine uyguladığı ısrarlı pres sonucunda top dağıtma yetenekleri kısıtlı Beşiktaş defansının çoğu zaman topu ileri vurarak, Galatasaray’a istedikleri zemini hazırlamalarıydı. Bu serseri topların Ricardinho ve Delgado ile buluşma oranları doğal olarak düşük olunca Beşiktaş oyun içerisinde zaman zaman üstünlüğü Galatasaray’a kaptırdı. Ancak bu duruma rağmen, 1 gol ve 1 asist ile maça Ricardinho’nun damga vurduğunu düşünecek olursak, Brezilyalı oyuncunun background’undaki yaldızlı sayfaları hakkıyla yazdırdığını da söylememek olmaz. Maç boyunca yürüyen Delgado’ya karşılık Ricardinho takımının dağıldığı anlarda ortaya çıkan ve çoğu zaman oyunun temposunu ayarlayan bir orkestra şefi gibiydi. Bu arada yeri gelmişken, ısrarla yazdığım ve yazmaktan bıkmayacağım siyah beyaz bir gerçeği yeniden ele alalım. Beşiktaş defansında görev alan Baki Mercimek ülkemizdeki nadir “aydın futbolcu” örneklerinden bir tanesi. Ancak kültürel altyapısı sağlam bu oyuncunun Beşiktaş gibi bir takımın defansı için yetersiz olduğunu da yazmak zorundayım. Hele bir de top dağıtmada sıkıntılı İbrahim Toraman ile birlikte oynadıklarında Beşiktaş ligin en pres fakiri takımları karşısında bile baskı yiyor. Gelecek sezon yapılacak transfer çalışmaları için bu durum şimdiden bir yerlere not düşülmeli.

İlk yarıda gol için arzulu ve istekli takım olan Beşiktaş Galatasaray karşısında yakaladığı 4 net gol pozisyonundan sadece bir tanesini ağlarla buluşturabildi. Bu gol kaçırma hovardalığında başrolü oynayan Bobo, kimi zaman ağır kalışından kimi zaman ise bencilliğinden farkın artmasına sekte vuran başlıca aktördü. Galatasaray ise orta saha ve ileri ucunda Beşiktaş’tan kaptığı toplarla etkili oldu ancak Necati’nin 29 ve 43. dakikalarda yakaladığı pozisyonları gole çeviremedi.

İkinci yarıda maça ilk yarıdakinden daha fazla gol iştahı ile başlayan Galatasaray, Sabri’yi daha fazla rakip yarı sahaya göndererek ve forveti çiftleyerek beraberliği yakalamaya çalıştı. Beşiktaş ise golü yiyene kadar oyun planında herhangi bir değişikliğe gitmedi. Maçın 63.dakikasında Arda’nın kullandığı kornerde Beşiktaş defansının uykuya yatmasını fırsat bilen Emre karşılaşmaya eşitliği getirirken, Beşiktaş tribünlerini de “Yine derbi, yine hüsran” şeklindeki pesimist düşüncelere itti. Bu dakikadan sonra Beşiktaş’ta galibiyet yönünde, Galatasaray’da ise skoru koruma amacına yönelik hamlelere tanık olduk. Siyah beyazlılar etkisiz Delgado’nun yerine Burak Yılmaz’ı, iki ön liberodan biri olan Serdar’ın yerine de İbrahim Akın’ı oyuna dâhil ettiler. Buna karşılık Gerets, yaptığı Necati – Tolga değişikliği ile bir puanlık düşüncesini sahaya yansıttı. Beraberlik golünden sonra ceza alanı ve çevresinde kalabalık oynayan Galatasaray bir kaza golüne kurban gitmemek için kademeli bir savunma anlayışına büründü. Ön liberoların Beşiktaş ataklarında savunmaya gömülmesi topun daha fazla Galatasaray yarı sahasında oynanması sonucunu doğururken, dakikalar 84’ü gösterdiğinde bu defansa kapanışın faturası genç Mehmet Güven’in elinden penaltı noktasında kesildi. Bu arada Galatasaraylı futbolcuların topu elle oynayanın İbrahim Toraman olduğuna dair hakem Fırat Aydınus’u kandırma girişimlerini ise hiç de etik bulmadığımı belirtmek isterim.

Neticede penaltı vuruşunu gole çeviren Ricardinho Beşiktaş adına hem üç puanı hem de lig ikinciliğini getiren golü atarak, Beşiktaş’ta olası bir depremi Gerets ile el ele vererek önlemiş oldu. Galatasaray ise lig ikinciliğini korumaya yönelik “küçük düşünen” oyun planının kurbanı... Altını çizilmesi gereken gerçek ise Beşiktaş’ın mevcut lig ikinciliğinde Gerets’in Tigana’dan fazla payının olması. Belçikalı teknik adamın sözleşmesini uzatmak için masaya oturduğunda, yönetimden bazı kelleler istediği şimdilerin flaş tevatür konusu.

Galatasaray’da yeni sezonda düğmeye basılacak bir yeniden yapılanma planının ayak sesleri duyuluyor bu günlerde. Galatasaraylı futbolseverler yeni sezonda Hakan Şükür’ün yerinde Gökhan Ünal’ı, Hasan Şaş’ın yerinde Mehmet Topuz’u izleyecekler mi gerçekten? Ya da Galatasaray’da bazı oyuncuların “yeniden yapılanma” adı altında takımdan uzaklaştırılmaları olası mı? Eric Gerets’e bayrak açtıkları söylenen ve sözleşme konusunda Gerets aleyhine kulis yaptıkları kulaktan kulağa yayılan bu oyuncuları, gerekirse ligde alt sıralara düşme pahasına silmiş olabilir mi Galatasaray yönetimi? Hep birlikte izleyip göreceğiz ancak tüm bu söylentilerin yanında biliyoruz ki, su bulandığında balık avlamak isteyen çok oluyor ülkemizde.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..