Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '07

 
Kategori
Tarih
 

Gertrude Bell'in günlüğünden Niğde seyahati

Gertrude Bell'in günlüğünden Niğde seyahati
 

Çöl Kraliçesi:Gertrude Bell


Gertrude Bell'in (Gertrude Margaret Lowthian Bell - 14 Temmuz 1868 - 12 Temmuz 1926) kendisini fazla anlatmaya gerek yok sanırım. Çölün Kraliçesi, Çölün Kızı, Kralların Danışmanı, Irak’ın Taçsız Kraliçesi... Oxford Üniversitesinin ilk kadın mezunu... Tarihçi, arkeolog, müzeci, Hafız’ın şiirlerini mükemmel bir şekilde farsçadan ingilizceye çeviren edebiyat uzmanı, sanat tarihçisi, yazar, Alp Dağlarına tırmanan ve arkasında “Gertrude Zirvesi” ni bırakan dağcı, 1897-1898 ve 1902-1903 yıllarında dünyayı iki kere dolaşan bir gezgin, coğrafyacı, yedi dil bilen bir dilbilimci, ajan ve 1918 baharında cetvelle çizilmiş dediğimiz Ortadoğu’nun siyasi haritasını çizen ve “Bir daha kral yaratma işine girmeyeceğim. Fazlasıyla yorucu bir iş bu...” diyen Politik Analist. Whitehall (ingiliz Dışişleri Bakanlığı) ve Downing Street'in (İngiltere Başbakanlık Konutu) "Bilge" 'si...Espiriyle “benim oğlum” diye hitap ettiği Lawrance’ın hocası ve “Gerty” ’si... Suud ailesini Suudi Arabistan’a, Şerif Hüseyin ailesini Irak’a, Ürdün’e kral yapan, arapların ""Mübarek", "Ümm el Mü'minin" (müminlerin anası) “El sitte” (kadın) yada “Hatun” diye hitap ettikleri çölün yalnız kadını...

Ben size Gertrude Bell'in 26.Haziran 1909 Cumartesi günü Niğde'ye yaptığı ziyaret üzerine biraz bilgi vermeye çalışacağım. Gertrude Bell, 25 Haziran 1909 günü Andaval'a (Aktaş- Andabalis) geldi. 26.06.1909 Cumartesi günü Andaval'da bulunan Saint Konstantin Kilisesini (bugünkü adı Saint Helen) gezdi. Hans Rott’un çatısının ahşaptan olduğunu belirttiği bu kilisede bu konuya ilişkin bir delilin olmadığını görünce kuşkuya düştüğünü belirtiyor. Ayrıca bu kilisenin harabe halindeki durumunun betimlemesini yapıyor. Aynı gün saat 6.40'ta kaldıkları kamptan ayrılarak Niğde’ye doğru yola çıkıyor.Yaklaşık saat 9 civarlarında Niğde'ye geldi. Niğde’de saat 1’e kadar durduklarını belirtiyor. Öncelikle Mutasarrıf’ın konağına gittiğini ve Mutasarrıfın kendisine Niğde'de gezerken yardımcı olacak bir görevli verdiğini belirtiyor. Niğde'de ilk olarak mükemmel küçük Hüdavent Hatun Türbesinin fotoğrafını çektiğini, planını çizdiğini belirttikten sonra ikinci olarak Akmedrese'ye gittiğini ve kapısının fotoğrafını çektiğini söylüyor. Üçüncü olarak Bell, Sungur Bey Camii'ne gidiyor ve buranın resimlerini çekiyor. Hatta burada Sungur Bey Camisinin kapısında bulunan çift başlı kartal dikkatini çekiyor ve kendi günlüğüne Diyarbakır Surlarında da benzer motifin bulunduğunu günlüğüne kaydederek kendisine hatırlatmada bulunuyor. Sungur Bey Camisini ziyaretinden sonra Alaaddin Camiisine gidiyor. Alaaddin Caminin kapısının (kitabesinin – f.d.) her iki yanında da yüzleri silinmiş uzun kıvrımlı saçları uzanan kadın başları ve arslan başlı oluk ağızları bulunduğunu söylüyor. Ardından Hasan Çelebi (Kiğılı Cami) Camisine gidiyor. Bu caminin taştan yapılmış Güvercin Yuvası (Kuş Yuvası) dışında ilginç bir özelliğini olmadığını söylüyor. Buradan Paşa Cami'sine (Murat Paşa Cami) gidiyor. Bu caminin de güzel bir çeşmesi olduğunu belirtiyor. Gertrude Bell, Niğde'de tarihi yerleri gezdikten sonra Mutasarrıf'ın Konağına tekrar gidiyor. Konak'ta bir çok kamu görevlilerini gördüğünü fakat Mutasarrıfın henüz gelmediğini belirtiyor. Burada Girit kökenli bir kamu görevlisinin kendisine Osmanlı'nın Girit'ten vazgeçmemekte azim ve kararlı olduğunu, bu kişinin İngiltere’yi övücü sözleri üzerine kendisinde memnun olduğunu belirten Bell, Konak'tan ayrılarak kaldığı Han'a gidiyor. Öğle yemeğini yedikten sonra Saat 1'de Tatar arabası ile Niğde'den ayrılarak Bor'a hareket ediyor. Bor'a saat 2.45'te varıyor.[1] Bor civarlarının çok büyüleyici olduğunu, bağ ve bahçelerin bulunduğunu, ova boyunca uzanan tarımsal arazilerin ekili olduğunu ve ekili alanların dışındaki açık ovanın ise mavi grili kunduz otu (statice f.d.) ile kaplı olduğunu söylüyor. “Şimdide Hasan Dağını gördük.” dedikten sonra saat 4:15’te bir hanın bulunduğu Emir Çiftliğe geldiklerini ve karlı Bulgar Dağını bütün manzarasıyla gören bir bahçede kamp kurduklarını söylüyor. Bu çiftliğin adının Kamburoğlu Simionaki Ören Çiftlik olduğunu söylüyor. Çok büyük bir çiftlik olduğunu ve çiftlik sahibinin en başta İstanbul pazarı için sebze yetiştirdiğini belirtiyor.

Özetle Gertrude Bell'in Günlüğünden Niğde Gezisinin hikayesi....

Fehmi DİNÇER

2007 Ankara

Gertrude Bell'i anlatan Janet Wallach'ın yazdığı biyografik roman "Çöl Kraliçesi" üzerine yazdığım yazı Milliyet Blog http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81492 bağlantısında yayınlanmaktadır.

Fehmi Dinçer


[1] Gertrude Bell, Bor’a daha öncede 06 Temmuz 1907’de de gelmişti. Aksaray, Hasan Dağı ve Altunhisar civarlarında da 5-19 Temmuz 1907 tarihlerinde incelemelerde bulunmuştur.


 
Toplam blog
: 109
: 5832
Kayıt tarihi
: 23.03.07
 
 

1959 yılında Fertek - Niğde'de doğdum. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültes..