- Kategori
- Psikoloji
Gidiyorum
Arkamdan yas tutsan da
Kanayan yanlızlığımı
Sarıp bağrıma.
Gözlerimin kan buğusu boşluğuna,
Gömüyorum...
İlacımızın gerçeklerini...
Yas tutuyor geçmişim... Düşüp, bilmediğim yaşamların ortasına varmak, ezbere dayanmış alışkanlıklarımdan uzaklaşmak istiyorum. Hükümsüz sevdalar biriktirmek isterken, gözyaşların sabıka yüklemiş aşk pınarlarıma. Hesap soruyor şimdi baktığım her yerde karşılaştığım gözlerinin öfkesi...
Giderken bırakmıştım seni gözyaşlarınla... Anlayamamıştın akse içinde boğulmuş, dermana ihtiyacım olduğunu. Yoksa terk edip gidebilir miydim seni...Öksüz bırakır mıydım hayalimde büyüttüğüm bebeleri....
Anakronik duygular dönerken etrafımda, yeni filizlenen sevdalara boğamayacaktım seni. Bekle !... Eskimiş duygularımı, sessiz feryatlarımı, gün bozumu karanlıklarımı çalarsam bugünümden, geleceğim sana...
Anladım... Aşkta yetmez olmuş çarkı kırık, alışagelmiş hayatın akışına. Sıkışıp kalımışız sancılara, tutsak zamanlara...
Boğazımda düğümlenen bir isyanın suskunluğudur; beni benden, beni senden alıkoyan.
Yıllara sığmayan örselenmiş hayatları onarmaya yetecek mi zaman...Yetmeyecekse, çakalım kibritleri yansın tarihler, kibritin ucundaki alev kadar ya da ben gibi kaybol, temiz soluk bulacağın sığınaklarda...
Kapansın gözlerim, kıyıda köşede yitirilmiş hayatların trajediyasına. Duymasın kulaklarım, sağır olsun. Ucunda buğulu sesinden vazgeçmek varsa da...
Hasta olmuş düşüncelerim, izlediğim karelerde. Gözlerim, denizin maviliğinde yorulsun, kulaklarım martıların çığlığında doysun, ruhum yeşilliklerin içinde dolansın istiyorum. Derman olamayacaklarımın içinde soluklanmak istemiyor artık bedenim...
Gidiyorum... İyileşirse düşüncelerim, geleceğim sana. Şimdi; dar vakitlerin sıkışmışlığından uzak, hayat kokan bir yerdeyim...Ruhum nadasta, bir bir atıyorum beynimin hafıza kaydında bulunan çirkin fotoğraflarını, daha güzel bir dünyanın hevesiyle varacağım kuytuna...
İsyan edip sabıka yükleme aşkıma, dönüp bak bir yaşama !...
Nerde soluklanıyoruz biz şimdi !...
Kanayan yanlızlığımı
Sarıp bağrıma.
Gözlerimin kan buğusu boşluğuna,
Gömüyorum...
İlacımızın gerçeklerini...
Yas tutuyor geçmişim... Düşüp, bilmediğim yaşamların ortasına varmak, ezbere dayanmış alışkanlıklarımdan uzaklaşmak istiyorum. Hükümsüz sevdalar biriktirmek isterken, gözyaşların sabıka yüklemiş aşk pınarlarıma. Hesap soruyor şimdi baktığım her yerde karşılaştığım gözlerinin öfkesi...
Giderken bırakmıştım seni gözyaşlarınla... Anlayamamıştın akse içinde boğulmuş, dermana ihtiyacım olduğunu. Yoksa terk edip gidebilir miydim seni...Öksüz bırakır mıydım hayalimde büyüttüğüm bebeleri....
Anakronik duygular dönerken etrafımda, yeni filizlenen sevdalara boğamayacaktım seni. Bekle !... Eskimiş duygularımı, sessiz feryatlarımı, gün bozumu karanlıklarımı çalarsam bugünümden, geleceğim sana...
Anladım... Aşkta yetmez olmuş çarkı kırık, alışagelmiş hayatın akışına. Sıkışıp kalımışız sancılara, tutsak zamanlara...
Boğazımda düğümlenen bir isyanın suskunluğudur; beni benden, beni senden alıkoyan.
Yıllara sığmayan örselenmiş hayatları onarmaya yetecek mi zaman...Yetmeyecekse, çakalım kibritleri yansın tarihler, kibritin ucundaki alev kadar ya da ben gibi kaybol, temiz soluk bulacağın sığınaklarda...
Kapansın gözlerim, kıyıda köşede yitirilmiş hayatların trajediyasına. Duymasın kulaklarım, sağır olsun. Ucunda buğulu sesinden vazgeçmek varsa da...
Hasta olmuş düşüncelerim, izlediğim karelerde. Gözlerim, denizin maviliğinde yorulsun, kulaklarım martıların çığlığında doysun, ruhum yeşilliklerin içinde dolansın istiyorum. Derman olamayacaklarımın içinde soluklanmak istemiyor artık bedenim...
Gidiyorum... İyileşirse düşüncelerim, geleceğim sana. Şimdi; dar vakitlerin sıkışmışlığından uzak, hayat kokan bir yerdeyim...Ruhum nadasta, bir bir atıyorum beynimin hafıza kaydında bulunan çirkin fotoğraflarını, daha güzel bir dünyanın hevesiyle varacağım kuytuna...
İsyan edip sabıka yükleme aşkıma, dönüp bak bir yaşama !...
Nerde soluklanıyoruz biz şimdi !...