Girdev yaylası

Girdev Yaylası’nda kadastro sıkıntısı

“Etrafı dumanlı, ortası çimenli, kırk kurnalı, üç turnalı zirzop yaylası” diye isimlendirilen Girdev Yaylası’nda uygulanan kadastro çalışmaları sıkıntı yarattı. Tapulama çalışmasının bölgenin karakteristik özelliğine aykırı olduğu vurgulanıyor.

Bölgede Akdağlar olarak bilinen Eren Dağı’nın arka kısmında yer alan Likya ve Osmanlı uygarlığının izlerini taşıyan, krater gölüne benzeyen, doğal manzarası ve havasıyla çobanların hayvanlarını otlattığı Girdev Yaylası son zamanlarda alternatif turizmin de gözde merkezlerinden birisi oldu. Eren Dağı’na yapılan ve bu kış hizmet vermeye başlayan Kayak Merkezi’nin açılmasının ardından daha da önem kazanan Girdev Yaylası’nda kadastro çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışmaların bölgenin karakteristik özelliğine aykırı olduğu, bu planın uygulanması halinde Girdev Yaylası’nda ciddi sıkıntıların doğabileceği öne sürülüyor. Bölgenin yapılaşmaya açılması halinde doğal dengenin bozulacağı, yaylacılığın ve hayvancılığın biteceği belirtilirken, tapulama çalışmasında bölgenin özeliklerinin göz önünde bulundurulmadığı ileri sürülüyor. Araştırmacı Adem Güngör, bölgenin kadastro çalışmaları hakkında yaptığı araştırmasında ileride yaşanabilecek bazı sıkıntıları dile getirdi.

Adem Güngör’ün bölgeyle ilgili tespit, gözlem ve tedirginliklerini içeren araştırma yazısı şöyle: “Yaptığımız araştırmalarda Fethiye’nin en otantik yaylaları özelliğini taşıyan Girdev Yaylası’nın 2 bin dönüm göl havzası, 9 bin dönüm arazi olmak üzere toplam 11 bin dönüm alanı bulunmaktadır. 9 bin dönüm arazide yapılan tapu kadastro çalışmalarında görülen bölünmelerin Girdev Yaylası’nın, ekolojik ve sosyal yapıları araştırılmadan tapulama işlemleri yapılmıştır. Burada yetmişin üzerinde koyun sürüleri bulunmaktadır.

Olmazsa olmazları:

1. Çobansız olmaz

2. Turnasız olmaz

3. Gölsüz olmaz

Bu kriterleri korumak için burada arazilerin arsa niteliği taşıyor gibi görülmesinin, göle doğru 600 metre boy ve 10 metre eninde bölünmelerinin anlamı nedir? Buradaki arazilerin yerleşim amaçlı tapu kadastro tarafından teşvik edildiği görülmektedir.

Arazi bölünmelerinde yapılmış ölçümlerin, bu alanın hayvancılığa elverişli olması dolayısıyla yaylacılık normlarına göre uygulanması gerekirdi. Fakat yaşam alanına uygun ortam olup olmadığına dair yeterli çalışma yapılmadan, birilerinin çıkarları doğrultusunda kişiler adına bölümlenmiştir. Ayrıca arazi paylaştırılmasında en azından 10, 20, 30, 40 ya da 50 dönüm şeklinde bölümlere ayrılabilirdi. Ama şu anda tamamen yerleşime teşvik şeklinde dağ eteklerinden uzunlamasına bölünmesinin bir açıklaması olamaz