Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '19

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Gitmek mi Zor Yoksa Kalmak mı

MB blogerlerinden genç bir hanımın yazısını okudum. Yazı evlilik üzerineydi. ''Bir taraf sussun mu yoksa susmasın mı'' Adeta kadın ve erkeğin birbirleri üzerindeki sabrın sınanışı (sınarır) gibiydi. Ah sabır, zerresinde kime göresin? Kimimizde Hz. Eyyüp sabrı kimimizde ise yok denecek kadar azsın! 
 
Yazıyı okuduğumda kadınlarımızın acizliği adına  üzüntüm daha da arttı, bizim zamanımızda hep bir alttan alma, saçma sapan tehditlere boyun eğme, hatta ileri boyutlarda dayak vs. vardı. Avrupa işte, diyesim var, memlekette fakir ailelerin kızları Avrupa da bir nevi ziyanı rezil. Salt çocuklarını ''evlenmek için evlendiren'' ebeveynler, masum kızlarının ve dahi doğacak torunların günahını, vebalini nasıl çekecekler, onlara göre kırsal bölgeden Avrupa'ya gelin gitmek hemde anlı şanlı, çok önemsenirdi! Peki aşk, sevgi? Biraz sıkıştırdığınızda ise biz ,aşık olarak mı gittik derlerdi.
 
Avrupa'daki Türkler arasındaki evlilikler, örneğin; Aileler kendi doğdukları memlekete giderek hısım, dost, akrabasından kızı beğenip nişan takarak işi bağlar bir müddet sonrada kızı Avrupa'ya yanlarına gelin olarak getirirlerdi. Bu evliliklerde maalesef sağlam temel olmadığından da, şimdi bir çoğu boşanmayla noktalandı. Şimdilerde kızlar ve erkekler daha seçici ve ilkeli rahatlıkla da baş kaldırıp; Bu hayatın kendi hayatları olduğu eş seçiminde en az yarı yarıya karışmama yetkisiydi. elbette haklılar sonuçta sevgi ile kurulan evlilik kolay kolay yıkılmaz, yıkılamaz.
 
Türkiye'den gelen ''ısmarlama gelin'' üzülerek bu tabiri kullanacağım. Kaynana ve kayın babanın yanında nasıl rahat edilecekse, üstüne üstlük 9 ay sonra gelen bir bebek genç baba ve genç annenin ısmarlama evlikleri genç babanın yabancı bir sevgili bulması, ev huzursuzluğu, kaynana dırdırı, kayın babanın kahve alışkanlıkları, kısa bir süre sonra da çevreden ''şikayet bildirimleri'' Alışılmışın dışında olan bu bildirimler. Devlete şikayet edildiğinde, derhal kadını kocasından çocuğu ile alıp önce kendi sığınma evlerinde misafir ederler daha sonrada anne ve çocuğunun güvenceli bir yere taşınmalarını sağlanır. Türkiye ve Avrupayı her ne kadar aynı kefeye koymasam da Türkiye'deki durumu daha da vahim görüyorum. sebebi ise aşırı kıskançlık, erkekler kadınlarını benim diye sahiplendiğinde tabanca kurşunları kadının vücuduna saplanmış oluyor bile, cehalet bunun adı!
 
Kuşkusuz evlilikte sadakat ve güven ön planda. Hiç bir kadın ve erkek ayrılmak için evlenmez. Avrupa da köklü evlilikleri pek duyamazsınız, aynı evi paylaşır ve de sevgili olup çocuk sahibi olurlar, tabiri caizse bizdeki imam nikahı! Onlara göre gayet normal üstüne üstlük her sevgiliden bir çocuk, fakat bu onların öz kültürü. Türkiye de boşanmalar önemli derece de arttı bunu bariz bir şekilde görüyoruz. 
Öyle ki, Avrupa şekline bir özenti söz konusu. Bunu ben değil Avrupalı söylüyor, bizi bu denli namusu bilmez sanan Türkler neden bizlerle sevgili, evde karısı varken neden bizi tercih ediyor? Türk erkeklerin Bundan 40 yıl öncesi, bırakın onu 20 yıl öncesinden bunları sayısı belirsiz yuvaların sevgisizlik, zoraki evliliklerin bitişini hatırlıyorum. 
 
Yine başa dönmem gerekirse, yani uzun lafın kısası; Türkiye deki boşanan kadın veya erkek birbirlerine nispet yaparak çabuk yoldan sevgili bulurlarsa olan yine çocuklara olacak, yabancı bir adama baba veya yabancı bir kadına anne demek! İşin birde başka boyutları var ki, iş bıçaklı tabancalı tehditlere varıyor. Bulunduğumuz çağ İnternet çağı ve de oldukça tehlikeli, sözüm meclisten dışarı, kendini ve evlatlarını koruyup gözetenlere eyvallah. Gözü açılmayan İnternet dünyasını bir matah sanıp sazan gibi atlayıp, kendini ve çocuklarını ziyan edenlere yürekten acırım. Düşenin dostu olmadığı gibi, bir de kaldıran vurur. Sevgi yüreğinizden eksik olmasın, saygılarımla..
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..